KONYA - Muhammed Ali Akman
Konya'nın Hüyük ilçesinde çömlekçilik yapan İsmail Arıkan, buzdolabı yokken gıdaların saklandığı, gelin çeyizlerinin vazgeçilmezi toprak kaplara yaklaşık 50 yıldır şekil vermeye devam ediyor.
Hüyük çevresindeki toprağın çömlekçilik için çok uygun olması nedeniyle yakın döneme kadar ilçenin büyük çoğunluğu çömlekçilik ile uğraşıyorken bugün sadece İsmail usta ve iki oğlu bu mesleği sürdürüyor.
İsmail ustanın elinden çıkan küp, su testisi, çiçek saksısı ve topraktan yapılmış farklı türlerdeki binlerce ürün, 1982'den bu yana faaliyette olan çömlek atölyesinin bahçesinde satın alacak müşterilerini bekliyor.
Unutulmaya yüz tutan el sanatlarından çömlekçiliği atölyesinde sürdürmeye çalışan Arıkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mesleğe başladığı yıllarda çömlekçiliğin Türkiye'nin sanayisi olduğunu söyledi.
O dönemde toprak ürünlerin günlük yaşantının zaruretleri arasında yer aldığını belirten Arıkan, “Toprak ürünler bir zamanların olmazsa olmazıydı. Şimdi öyle bir zamana geldik ki yeni nesil, toprak ürünleri bilmiyor.” ifadelerini kullandı.
Toprağı su ile karıştırıp çamur haline dönüştürdükten sonra makinesinden geçirdiğini, el işçiliği ile son şekli verdiğini anlatan Arıkan, fırında 800 derecede pişirerek sağlamlaştırdıklarını ve suya dayanıklı hale getirdiklerini aktardı.
"Genellikle Ermeni ustalar yapıyordu"Yeni neslin mesleğe ilgi göstermemesi nedeniyle birçok el sanatı gibi çömlekçiliğin de unutulmaya yüz tuttuğuna dikkati çeken Arıkan, mesleğe başlama hikayesini şöyle anlattı:
“Türkiye'nin birçok bölgesinde olduğu gibi Hüyük'te de çömlekçiliği genellikle Ermeni ustalar yapıyordu ve Türklere öğretmek istemiyorlardı. Benim ustam, gizli bir delikten aylarca Ermeni bir ustayı izleyerek bu işi öğrenmiş. Bu sanata başladığımda haftalık ya da aylık maaş almıyordum. Günlük bir çamur hakkım vardı. Ondan bir ürün çıkarırsam harçlık var, çıkaramazsam o da yoktu.”
Arıkan, çömlekçiliğin uzun yıllar en popüler mesleklerden biri olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Toprak tencerede pişen yemek, tarlaya veya başka bir eve toprak kaplarda taşınırdı. Yoğurt toprak tencerede yapılırdı. Turşu, toprak küplere kurulurdu. Tarhana, un, bal, yağ, bulgur ve buğday toprak küplerde saklanırdı. İstanbul'da ve birçok şehirde şebeke suyu toprak borularda dağıtılırdı. Eskinin olmazsa olmaz mesleğiydi çömlekçilik ama şimdi yok olmak üzere."
“Toprak küpler zamanın buzdolabıydı”Topraktan üretilen çanak, testi, çömlek, güveç kabı, vazo, saksı, küp çeşitlerinin bir zamanlar her evde olması gereken ürünler olduğunu belirten Arıkan, henüz beyaz eşyanın olmadığı dönemlerde evlenecek kızların çeyizlerinin çoğunluğunun toprak ürünlerden oluştuğunu ifade etti.
Arıkan, toprak tencerede yapılan bir yemeğin lezzetini, başka hiçbir ürünün vermediğini belirterek, “Toprak küpler zamanın buzdolabıydı. Toprak su testisi suyun özelliğini korur, suya doğal soğukluk verir. Bunun yerini ne pet şişe tutar ne de buzdolabı. Eski nesil, toprak ürünlerin kıymetini çok iyi bilir. Yeni nesil telefondan başka bir şey bilmiyor." diye konuştu.
"İnsan doğasına en uygun malzeme topraktır"Yaptığı binlerce toprak ürünün yıllardır atölyenin bahçesinde satılmayı beklediğini, son yıllarda talep bu yönde olduğu için ağırlıklı olarak baca kapağı ürettiklerini aktaran Arıkan, şunları kaydetti:
“Anne babalara tavsiyem, eğer bir meslek veya sanat biliyorlarsa bunu çocuklarına mutlaka öğretsinler. Bu el sanatları hepimizin ortak değeri. Gün gelecek ve toprak ürünlerin kıymeti yeniden ortaya çıkacak. İnsan doğasına ve sağlığına en uygun malzeme topraktır. Çünkü insan da topraktan yaratılmıştır."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com