Yemen’de uzun süredir devam eden iç savaştan dolayı birçok sivil yaşamını yitirirken, binlerce aile de evlerini terk ederek güvenli bölgelere sığınıyor. Evini terk etmelerine rağmen, savaşın peşini bırakmadığı Yusuf Nebhen el-Haculi binlerce Yemenli ile aynı kaderi yaşıyor.
Yemenliler, Husiler ve hükümet güçleri arasında 2014'ten bu yana devam eden çatışmalar nedeniyle evlerini geride bırakarak yanlarına aldıkları hafif eşyalarla kaçıp iç göçmen statüsüne düşüyor.
İç göçmenler, sığındıkları bölgelerde başlarını sokacak bir yer bulabildiklerinde kendilerini şanslı saysa da savaşın acısı peşlerini bırakmıyor. Savaşın vurduğu ve sakinlerinin kaçmak zorunda kaldığı vilayetler arasında ülkesinin kuzeybatısındaki Hacce de bulunuyor.
Hacce'den kaçmak zorunda kalanlardan Yusuf Nebhen el-Haculi'nin hikayesi de binlerce Yemenlinin kaderiyle aynı.
Hacce ilinden 2016’nın başlarında göçmek zorunda kalan ve daha sonra savaşta yaralandıktan sonra felç olarak tekerlekli sandalyeye muhtaç olan 31 yaşındaki Haculi akrabaları ile sığındıkları kerpiç evde 22 nüfusla yaşama tutunmaya çalışıyor.
AA muhabirine konuşan Haculi, 2011'de Sana’da işletme fakültesinden mezun olduktan sonra Hacce kentinde vergi dairesi müdür yardımcısı olarak çalıştığını ancak Husilerin kenti ele geçirmesinden sonra kendilerinin hedef haline geldiğini bu sebeple kentten göçmek zorunda kaldıklarını ifade etti.
Hacce’den başta kendi ailesi olmak üzere 33 yakın akrabasıyla yola çıktıklarını hatırlatan Haculi “2016’nın ocak ayında kaçakçılarla kişi başı 100 bin yemen riyali üzerinden anlaştık. Çöl yollardan geldik çünkü kontrol noktalarından uzak durmamız gerekiyordu aksi takdirde tüm ailemizi tutuklarlardı.” dedi.
İki aile eski bir ahırda yaşıyorHaculi, kalabalık olduklarından dolayı yolculuğun çok meşakkatli geçtiğini belirterek, “Yol 3 gün sürdü. Husilere yakalanmamamız gerekiyordu ancak durup dinlenecek bir yer de yoktu. Bundan dolayı çöl bölgelerde bedevilerin yaşadıkları ve sonra terk ettikleri çalılardan yapılmış barınaklarda dinlenerek geldik.” diye konuştu.
Cevf’e çok fazla göç olduğunu ve geldiklerinde ne çadır ne de sığınacak bir ev bulamadıklarını anımsatan Haculi “Bir süre sonra bu evi bulduk buraya 4 aile yerleşti ancak odalar hepimize yetmediği için yandaki eski ahırı da temizleyerek 2 aileyi buraya yerleştirdik.” dedi.
"Vücudumun belden aşağısı tutmuyor"Cevf'e sığındıktan sonra, Husilerin kentte doğru ilerlediğini ve bu nedenle silah alarak savaş cephesine gittiğini belirten Haculi, başına gelenleri şöyle anlattı:
“Ben yaklaşık üç yıl önce Husilerin saldırısını geri püskürtmeye çalışırken girdiğim bir çatışmada omuriliğimden yaralandım ve felç oldum. Şu an vücudumun belden aşağısı tutmuyor. Ne hareket edebiliyorum ne de hissediyorum. Ameliyat gerekiyor ancak sinirlerin yüzde 80’i koptuğu için ve hastanelerde çok fazla felç vakası olduğundan dolayı tedavi olamadım.”
Haculi, beraber yaşadıkları eniştelerinden birinin henüz 5 gün önce çatışmalarda öldüğünü, diğer bir eniştesi ile kardeşinin de yaralandığını belirterek, yetim kalan yeğenlerine ve kız kardeşine kendisinin bakmak durumunda olduğunu aktardı.
Kaldıkları ev her an yıkılabilirKaldıkları evin kerpiçten yapıldığını ve yıkılma tehlikesinin bulunduğunu dile getiren Haculi, şöyle devam etti:
“Bu kaldığımız ev çok eski ve tamamen kerpiçten. Şu anda tadilata ihtiyacı var yoksa her an yıkılabilir. Evde nüfus çok fazla 16 tane küçük çocuk yaşıyor. Toplamda 22 kişi aynı evin içindeyiz. Benim ya da diğer kişilerin evi onaracak ne maddi gücü var ne de imkanımız. Herhangi bir gelirimiz de yok. Babam hayatta ama çok yaşlı olduğu için çalışamıyor. Annem ve teyzem de benimle ancak onlar da çalışamaz durumda. Ben bilgisayar ya da yazı yazmak gibi işler yapabilirim iş fırsatı oldukça başvuruyorum ancak zaten iş yok. Başta yatak battaniye ve evin içinin mefruşatı gibi birçok şeye ihtiyacımız var ancak karşılayamıyoruz.”
Haculi, evde çocuklardan büyüklere kadar herkesin savaştan çok derinden etkilendiğine bazılarının babasını, bazılarının eşini kaybettiğine işaret ederek, “Çocuklar ise her gün çökme tehlikesi olan bir evdeler. Biz ise yiyecek lokma bulma derdindeyiz, evi onaracak gücümüz bile yok.” şeklinde konuştu.
Nasıl bir gelecek istediğine dair düşüncelerine de değinen Haculi, “Gelecek için öncelikle ülkemizi mahveden bizi evlerimizden eden bu milislerden kurtulmayı hayal ediyorum. Bu savaş bittiğinde çok işimiz olacak en önemlisi onlardan kurtulduktan sonra içimizde büyük umutlar büyüteceğiz, asla umutsuzluğa düşmeyeceğiz. Tekrar evlerimize ve günlük yaşamımıza dönmek istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com