ANKARA - Nazlı Yüzbaşıoğlu
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) Genel Direktörü Musa Kulaklıkaya, Müslümanların Kudüs'ü ziyaretlerinin kolaylaştırılması, Filistin ve Kudüs'ün turizm potansiyelinin canlandırılması ve Kudüs bilincinin geliştirilmesi için SESRIC'in yürüttüğü faaliyetleri AA muhabirine anlattı.
İİT'ye bağlı bir kuruluş olarak SESRIC'in Filistin ve Kudüs'e dair tamamladığı, planladığı ve devam eden projeleri olduğunu vurgulayan Kulaklıkaya, İstanbul'daki İİT Dışişleri Bakanları İcra Komitesi Toplantısı'nda da Filistin'e daha fazla destek verilmesi gerektiğinin vurgulandığına dikkati çekti.
Kulaklıkaya, "Kudüs meselesi, Filistin meselesi sadece Filistinlilerin omuzlarına yüklenecek bir mesele değil, bütün İslam dünyasının ortak sorunu olmak zorunda olan bir konu. Hatta biraz daha çerçeveyi genişletirsek, fert fert devlet bütün müslümanların, tüm İslam ülkelerinin, bütün insanlığın insanlık ortak paydasında kafa yorması, çözüm getirmesi gereken ve işgalci İsrail'in aymazlıklarına dur demesi gereken bir konu." diye konuştu.
İİT'nin kuruluş gerekçesinin Kudüs ve Filistin meselesi olduğunu hatırlatan Kulaklıkaya, İslam dünyasının bütün aktörlerinin bu konuda hassasiyet gösterdiğini ve Filistin ile dayanışma içinde olmaya özel gayret sarf ettiğini bildirdi.
Kulaklıkaya, SESRIC'in 2015'te Nijer'de yapılan İslam Ülkeleri Turizm Bakanları Toplantısı'ndan önce Türkiye, Filistin, Ürdün, Malezya ve diğer İslam ülkelerinin kültür ve turizm bakanlıklarından, uluslararası kuruluşlardan ve özel sektörden temsilci ve uzmanların katılımıyla Türkiye'de Kudüs'ün turizm potansiyeliyle ilgili bir çalıştay düzenlediğini ve bu çalıştayda Kudüs'ün turizm potansiyelinin geliştirilmesi için bir yol haritasının kararlaştırıldığını belirtti.
"Kudüs'e ziyaretlerde ciddi artış var"
Kulaklıkaya, " Kudüs’ün işgal altında olduğu, bu durumda yapılacak ziyaretlerin işgali meşrulaştıracağı anlamına geleceği iddia edilerek yapılan bazı fıkhi tartışmalar vardı. Son dönemde Müslümanların Kudüs'e yönelik ziyaretlerinde ciddi bir artış var. Bütün engelleme ve kısıtlamalara rağmen mesela Türkiye'de umre turlarına Kudüs ziyareti de paket içine eklenerek sunulmaya başlandı. Müstakil Kudüs turları düzenlenmeye başladı. Bu ziyaretler giderek artıyor. Bu konuda herkes teşvik edici bir rol oynuyor." dedi.
2015 yılında SESRIC tarafından İstanbul’da düzenlenen çalıştaya katılan tur operatörlerinin de karşılaştıkları sorunları ilgili ülkelerin kültür turizm bakanlıklarına aktarma imkanı bulduğunu anlatan Kulaklıkaya, "Kudüs'ün turizm potansiyelini geliştirelim, turizm hizmetlerinin kalitesini artıran bir takım inisiyatifler alalım ama, önce potansiyeli bilmemiz lazım. Ne tür imkanlarımız var? Mesela otel imkanları ne durumda, Kudüs'te yaşayan Müslüman toplumun sunabileceği otel hizmetleri ne durumda? Lokantacılık hizmetleri ne durumda? Tur organizasyonları konusunda hem oradaki Filistinliler, hem İslam ülkeleri ne durumda? Anlatacakları yeterince doğru malzemeler var mı doğru bilgiler var mı bütün bunları bu toplantıda tartıştık." diye konuştu.
Müslümanlar için her şeyden önce dini değer olan Kudüs'e ziyaretler konusunun turizm terimleri ve turizm standartlarıyla ele alındığını belirten Kulaklıkaya, şöyle devam etti:
"Gördük ki gerçekten çok ciddi bir açık var. Bir, yeterince otel yok. Kudüs'ü ziyarete giden Müslümanlar Yahudilerin otellerinde konaklamak zorunda kalıyor. Bu ziyaretlerden birinci derecede bizim ortaya çıkarmamız gereken tamam, oradaki kardeşlerimizin işgal altındaki duygularını sıkıntılarını paylaşmak, onlara ortak olmak. Bir defa bu otelcilik konusunda var olan kapasite eksikliğini gidermek için daha çok turizm alanında yatırım yapmak lazım. Bunun için tedbir almak lazım. İkincisi, var olan kapasitenin gerçekten iyi standartlarda sunulması için eksiklerin giderilmesi lazım. Yani otel standartlarının daha iyi hale getirilmesi lazım. Üçüncüsü, lokantacılık hizmetlerinde aynı şekilde hem ekonomik değer olarak Filistin kültürünün, Filistin yemeklerinin ve diğer Filistin'i tanıtan orada satılabilecek hediyelerden tutun da tanıtım materyallerine kadar her konuda belli standartlarda ürünler sunabilmek lazım. Bu konuda önce farkındalık, sonra da kapasite oluşturmak lazım."
"Ziyaretçilerin İsrail üzerinden değil, Amman üzerinden gitmesini arzu ediyoruz"
Kulaklıkaya, özellikle Türkiye'deki tur operatörlerinin karşılaştıkları sorunları dile getirmesinin çözüm arayışlarına katkı sağladığını vurgulayarak, "Keşke Ürdün üzerinden seyahatler çok daha kolay olsa da Tel Aviv yerine Ürdün üzerinden, Amman üzerinden Kudüs'ün ziyaretçileri Kudüs'ü ziyaret edebilse. Çalıştayda tur operatörleri karşılaşılan bazı sorunları dile getirdiler. Sınırda ciddi manada bir vergi yüküyle karşı karşıya olduklarını, Ürdün'ün turizm vergisi aldığını dile getirdiler. Güzel bir tesadüf, o toplantıda Ürdün turizm bakanı ve ekibi de vardı. Biz hemen sıcağı sıcağına bu sorunu kendilerine ilettik." dedi.
Çalıştaydan sonra Ürdün'ü ziyaret ettiklerini ve bu konuda kolaylaştırıcı bir rol oynamalarını rica ettiklerini dile getiren Kulaklıkaya, "Biz İslam dünyası olarak İsrail üzerinden değil de Amman üzerinden ziyaretçilerin oraya gitmesini arzu ediyoruz. Herkes bunu arzu ediyor. Ama insanlar Tel Aviv'den daha kolay çıkış yaptıkları, daha kolay Kudüs'e ulaştıkları için orayı tercih ediyorlar. Yani uçak biletlerinin fiyatından tutun da sınırdan geçerken karşılaşılan sorunlara kadar birçok konuda yerel makamların kolaylaştırıcı rol oynaması lazım. Ürdün makamlarından bunu rica ettik. Onlar da ellerinden geleni yapacaklarını söylediler. Filistin makamlarına bunları anlattık. Onların da bu konuyu takip etmeleri gerekiyor. Türkiye'deki makamlardan beklentileri vardı. Diyanet İşleri Başkanlığından, Kültür ve Turizm Bakanlığından. Bütün bunları bir rapor haline getirdik ve ilgili makamlarla paylaştık. Türk Hava Yolları başta olmak üzere Kudüs’e ziyarete gidecekleri taşıyan hava yolu şirketleri Kudüs ziyaretlerini teşvik için daha uygun bilet fiyatları belirlemeliler.” diye konuştu.
"Yatırımcıları Kudüs'e destek olmaya davet ediyorum"
Ürdün'ün Kudüs'e dair uluslararası hukuktan kaynaklanan bir yükümlülüğü olduğunu, Mescid-i Aksa'nın himayesinden sorumlu Haşimi Vakfı'nın bir Ürdün vakfı olduğunu hatırlatan Kulaklıkaya, "Ürdün'ün bu sorumluluklarının gereği olarak da işin içinde yer alması önemli." ifadesini kullandı.
Ürdün, Türkiye ve Malezya gibi özellikle İslami ve helal turizm konusunda belli bir kapasitesi olan ülkelerle görüşmeler yaptıklarını belirten Kulaklıkaya, "Lokanta ve otel çalışanları, turist rehberleri ve tur operatörleri için bir dizi eğitim programı hazırlamak için kolları sıvadık. Görüşmelerimiz hala sürüyor." dedi.
Kulaklıkaya, "Hem Filistinli yatırımcıları, hem de diğer İslam ülkelerinden Kudüs'te turizm alanında yatırım yapabilecek bütün yatırımcıları bu anlamda Filistinli kardeşlerimize destek olmaya davet ediyorum. Kendileri yatırım yapabilecekse kendilerinin yatırım yapmalarını veya mevcut yatırımlara herhangi bir şekilde destek olabileceklerse o tür desteklerle katkılarının çok önemli olduğunu ifade etmek istiyorum." diye konuştu.
dikGAZETE.com