TEKİRDAĞ-Ömer Ural
73 yaşındaki Rus heykeltıraş Tanya Preminger 50 yılı aşkın süredir taş kalıp ve mermer kullanarak yaptığı heykellerde zeytin dalı ve güvercin kullanarak "barış" temasını yansıtıyor.
Dünyada 160'ın üzerinde taş heykel sempozyumuna katılan ve 200 eser üreten Preminger, eserlerinde barışın sembolü olan zeytin dalı ve güvercini konu ediniyor. Ailesinin isteği üzerine 10 yaşında çeşitli sanatların öğretildiği bir sanat okuluna giden ve hocalarının tavsiyesi üzerine heykeltıraşlığa yönelen Preminger, çok sevdiği mesleğini aşkla, şevkle yapıyor.
Süleymanpaşa Belediyesi tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen "Bisanthe Taş Heykel Sempozyumu" için Tekirdağ'a gelen Tanya Preminger, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 50 yılı aşkın sürede 200 eser ürettiğini söyledi.
Bir çok ülkede taş heykel sempozyumuna katıldığını aktaran Preminger, şunları söyledi:
"73 yaşındayım, 50 yılın üzerinde heykel sanatıyla iç içeyim. Dünyada çeşitli ülkelerde 160'tan fazla taş heykel sempozyumuna katıldım. Bu sempozyumlarda ve bunların dışında 200 eser ürettim. Eserlerimde tema olarak barışı seçtim. Ailem beni 10 yaşındayken çeşitli sanat dalları eğitimin verildiği sanat okuluna gönderdi. Ben ilk başta resim sanatına yönelmiştim. Ancak okuldaki hocalarım heykel alanında daha iyi olduğumu ve bu alanda daha başaralı olacağımı söyledi. Ben de bunun üzerine heykeltıraşlığa yöneldim. Bu iş artık benim hayat felsefem oldu."
Preminger, yonttuğu mermerlerde barış temasının sembolü haline gelen güvercin ve zeytin dalını ortaya çıkardığını, ve böylece dünya barışına vurgu yaptığını dile getirerek, "Her heykeltraşın bir teması vardır. Benim temam da dünya barışı. Tüm canlıların birbirinin hakkına girmeden barışçıl bir biçimde yaşayabileceğini göstermek. Eserlerimde buna vurgu yapmak için de barışın sembolü haline gelen zeytin dalı ve güvercin ikilisini işliyorum" ifadelerini kullandı.
"Türkiye'de sanatçılara hak ettikleri değer fazlasıyla veriliyor"Türk sanatçıların çalışmalarını çok başarılı bulduğunu vurgulayan heykeltıraş Preminger, "Ben Rusya'da doğdum ve Rusya'da sanat akademisini bitirdim. Türkiye'ye ilk defa 20 yıl önce gelmiştim. Türkiye'deki sanatsal değişime ben yakinen kendi gözlerimle tanık oldum. Türk sanatçılar çok çok iyi işler ve çalışmalar çıkartıyorlar. Avrupa'nın ve dünyanın dört bir yanında Türkiye'yi çok iyi temsil ediyorlar. Türkiye'de sanatçılara hak ettikleri değer fazlasıyla veriyor. Bu yüzden Türkiye'de çalışmaktan çok mutluyum" ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com