İstanbul
Ev dekorasyonuyla uğraşan iki çocuk babası 58 yaşındaki Gül'e, 2011 yılında diyabet teşhisi konuldu. Hastalığı ilerledikçe işini de bırakmak zorunda kalan Gül'ün, geçen yıl ayaklarında diyabete bağlı yaralar çıkmaya başladı.
Tedavi görmesine rağmen yaraların büyümesiyle yürüyemeyecek hale gelen Gül'e, doktorlar dizinin altından itibaren bacağının kesilebileceğini söyledi.
Aldığı kötü haber karşısında büyük üzüntü yaşayan Gül, bacağının kesilmemesi için farklı tedavi yöntemleri arayışına girdi.
Birçok doktorla görüşen aile, çözümü ortopedi, podoloji ve yara tedavisi alanlarında uzmanların yer aldığı bir klinikte buldu. Burada düzenli bakım ve özel tedavilerle bacağı kesilmekten kurtarılan Gül, yalnızca ayak parmaklarını kaybetti.
"Yürümekte güçlük çekiyordum"
Tedavi öncesi yaşadığı zorlu süreci anlatan Gül, "Şeker hastalığında önce bilindiği gibi his kaybına uğruyorsunuz, daha sonra yaraları hissetmiyorsunuz. Bende de böyle oldu, yeni çıkan yaralardan dolayı daha da kötüleştim." dedi.
Yıllar içinde büyüyen yaraların kötüye gittiğini belirten Gül, "Doktorlar bana bacağımın kesilebileceğini söylediğinde çok kötü hissettim. İnsanın aklından yaşamış oldukları film gibi geçiyor." diye konuştu.
Bu süreçte ailesinin bu kliniği bulduğunu dile getiren Gül, "Sonradan yürüyemeyecek olmak çok kötü bir şey ama şu anda gördüğünüz gibi ayaktayım, tedavim devam ediyor. Yaklaşık 4 ay oldu ameliyat olalı. Yaranın durumu çok iyi. O yaralar varken de yürümekte güçlük çekiyordum." ifadelerini kullandı.
Ortopedi Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Karahan ise diyabetin tehlikeli bir hastalık olduğunu, böbrek, kalp, göz ve damarlara zarar verdiğini belirtti.
Tarık Gül'ün tedavi için kendilerine geldiğinde şekerin, kalp ve damarları etkilediğini kaydeden Karahan, daha önce kalpteki damarların anjiyo ile açıldığını ancak ayak damarlarındaki sorunun tekrarlandığını anımsattı.
Diyabet nedeniyle hastanın ayağında yaralar oluştuğunu söyleyen Karahan, Gül'ün böbrek yetmezliği ve kalp sorunlarını göz önüne alarak damarlarını açmaya yöneldiklerini anlattı.
Hastanın ayağındaki yaraya müdahil olduklarını dile getiren Karahan, "Hastaya bacağını kaybedebileceği söylenmiş. Bacak kaybolması yani uzuv kaybı çok ciddi bir sıkıntı. Uzuv kaybıyla günlük enerji ve ihtiyaçlarını karşılamak çok zordur. Biz bunu önlemek istedik. Önce damarlarını açtık, hızlı bir şekilde enfeksiyonlu alana ve bozulan dokulara müdahale ettik, yara bakım işine giriştik. Cerrahisini yaptıktan sonra yara takibi, yara bakım örtüleriyle müdahale ve yaranın iyileşmesi sürecinde hastayla birlikte omuz omuza, dirsek dirseğe çalışmış olduk. Sonuç olarak bacağı kesilmekten kurtuldu. Parmaklarının bir kısmını maalesef kaybetti." diye konuştu.
Parmaklarını kaybetmesine rağmen Gül'ün protez kullanmayacağını ifade eden Karahan, "Kendi ayağının üstüne basarak günlük ihtiyaçlarını karşılayabilecek. Biz böbreğine ve kalbine giden yükü de uzaklaştırdık. Yarasını da iyileştirdik. Hastamızı hayata geri döndürdük." dedi.
"Sadece şeker hastaları risk altında değil"
Tedavinin yakın takip gerektirdiğini dile getiren Karahan, şunları kaydetti:
"Diyabetik hastalar ne zaman ayaklarında terleme kusuru, çoraplarını kirleten çatlaklar ve yaralar oluşmaya başlarsa ciddi risk altındadır. Bunları önlememiz gerekiyor. Bunların eğitimlerini veriyoruz. Bu eğitimlere birebir uymalarını istiyoruz. Ne zaman nöropatik durum yani ayakta hissizleşme başlar, terleme kusurları, ayakta çatlaklar gelişmeye başlarsa mutlaka bir merkeze başvurmasını istiyoruz. Bundan sonraki aşama takip ve iyi önlemlerdir."
Karahan, hastanın yarasının tekrar gözlemleneceğini, uzun süre takip edileceğini ve tekrar yara oluşmasını engellemeleri gerektiğini söyledi.
Ayak bakım ve yara bakım uzmanlarıyla çalıştıklarını belirten Karahan, sağlıklı bireyler için de şu uyarılarda bulundu:
"Özellikle ayak bakımı podoloji hizmetleri çok önemli. Şeker hastalarında önceliğimiz bu yaralar konusunda ayak bakımları çok önemli. Maalesef toplumumuzda tırnak bakımları, ayak sağlığı biraz ikinci planda tutuluyor. Bunlara dikkat etmemiz gerekiyor. Sadece şeker hastaları risk altında değil. Mantar da olabilir, diğer sorunlar olabilir, aile üyelerini bile etkileyebilir."
Klinikte çalışan uzman hemşire Ömer Faruk Atalay da, hastanın yara takip süreçlerinde negatif basınçlı yara tedavisi, kök hücre ve özel yara bakım örtüleri kullandıklarını anlattı.
Hastanın yaralarının 1,5 ay gibi kısa bir sürede toparlandığını belirten Atalay, "Yarada oluşan enfeksiyonların da önüne geçmek için özellikli ürünler kullanıyoruz. Hem podoloji hem yara bakım uzmanları hem ortopedistlerin olduğu bir ekip halinde çalışıyoruz. Hasta farklı birimlerden değil tek merkezden hizmetleri almış oluyor." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com