Ankara
Antalya Diplomasi Forumu'nda (ADF) düzenlenen "Küreselleşmiş Dünyada Bilim ve Teknoloji Diplomasisin Rolü" başlıklı panelde yapay zeka gibi teknolojilerin diplomasi alanına uyarlanması, bilim ve teknolojinin kötü niyetli kullanımının önlenmesi ve gelişen teknolojilerin küresel ölçekte nasıl daha iyi yönetilebileceğine ilişkin konular ele alındı.
Anadolu Ajansının (AA) "Global İletişim Ortağı" olduğu, Belek Turizm Bölgesi'ndeki NEST Kongre Merkezi'nde düzenlenen ADF 2024, ikinci gününde devam ediyor.
Moderatörlüğünü DiploFoundation'ın kurucu üyesi ve eski Malta Dışişleri Bakanı Alex Sceberras Trigona'nın üstlendiği "Küreselleşmiş Dünyada Bilim ve Teknoloji Diplomasisin Rolü" paneline Dışişleri Bakanlığı Bilim ve Teknoloji Diplomasisi Özel Koordinatörü Büyükelçi Murat Yavuz Ateş, DiploFoundation Yöneticisi Jovan Kurbalija, Danimarka Teknoloji Büyükelçisi Anne Marie Engtoft Melgaard ve İstanbul Üniversitesinden Prof. Özgün Erler Bayır katıldı.
Büyükelçi Ateş, her şeyin çok hızlı şekilde ilerlediğini ifade ederek, Türkiye'nin de teknolojik gelişmelerden mümkün olduğunca fazla faydalanmaya çalıştığını kaydetti.
Ateş, işe ilk başladığı zamanlarla gelinen dönemi kıyaslayarak çok uzun sürebilecek işlerin artık yapay zeka sayesinde kısa süre içerisinde tamamlanabileceğini söyledi.
Özel sektör, devlet kurumları ve akademi gibi birçok alanının kendi içerisinde teknoloji alanına ilişkin çalışmalar yürüttüğünü belirten Ateş, "Örneğin Türkiye'de dijital dönüşüm ofisimiz, sanayi ve teknoloji bakanlığımız, rekabet kurulumuz ve telekomünikasyon kurumumuz var." dedi.
Ateş, teknolojik gelişmelerin zorlukları da beraberinde getirdiğini dile getirerek bu konuda yasal düzenlemelerin kilit noktada ve bunun nasıl şekillendirildiğinin de bir o kadar önemli olduğunu ifade etti.
Yapay zekanın popülerleşmesinin bu zorlukları artırdığı değerlendirmesinde bulunan Ateş, "Dediğim gibi çok güzel işler başarabilir ama bazı şeyleri daha da zora sokabilir ayrımcılık olsun yanlılık olsun yani dijital ayrışmayı da çoğaltabilir." diye konuştu.
Ateş, yeni teknolojiler dünyanın her bir yanında kullanılacaksa bunun ortak şekilde regüle edilmesi ve insanı merkeze yerleştiren yasal düzenlemelerin getirilmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Önümüzdeki on yıl içerisinde yapay zeka süper zeka konumuna rahatlıkla gelebilir ve insan kontrolünün ötesine de geçebilir." dedi.
"Teknoloji ve dijitalleşme talepleri artırıyor"
Danimarka Teknoloji Büyükelçisi Melgaard da teknolojinin ilerlemesinin diplomasinin farklı bir dünyada işlemesi anlamına geldiğini ifade ederek, ilk defa 1992'de e-posta gönderildiğini ancak diplomasinin tamamen kağıdı bırakmasının 20 yılı bulduğunu aktardı.
Şimdi ise ChatGPT'nin ortaya çıktığını dile getiren Melgaard, "Artık herkes yapay zekanın nasıl kullanılabileceğini düşünüyor. Dolayısıyla çok ciddi bir değişimden bahsediyoruz." dedi.
Melgaard, ancak bu konuda uluslararası bir mevzuat olmadığına dikkati çekerek, "Mesela sahte bir video, seçimlerden hemen önce gösterilirse ne olacak belki sonrasında sahte olduğu tespit edilecek ancak iş işten geçmiş olacak." diye konuştu.
Bugün 45 ülkenin bu konuda çalışan teknoloji büyükelçileri olduğunu vurgulayan Melgaard, çok taraflı sistemlerin ortak bir paydada buluşabilmesinin önemli olduğunu belirtti.
Melgaard, ancak Birleşmiş Milletler (BM) tarafına bakıldığında bunun çok da kolay olmadığını çünkü herkesin aynı teknolojik seviyede olmadığını söyledi.
Teknoloji ve dijitalleşmenin talepleri artırdığını ifade eden Melgaard, "Git gide BM gibi kurumların sorumlulukları da ağırlaşacak çünkü çözüm bulmak durumunda kaldığımız meseleler artışa geçecek." diye konuştu.
Melgaard, "Herkes internete erişmek istiyor herkes bilgisayar sahibi olmak istiyor neden çünkü bunlar beraberinde çok büyük imkanları getiriyor ama kuantum bilgisayarlara geçiş yapıldığında nasıl olacak onlara kaç kişi erişebilecek ve bu gelişmeleri kaç ulus takip edebilecek?" dedi.
"Küresel internet altyapısı kırılgan"
DiploFoundation Yöneticisi Kurbalija, dijital teknoloji alanında en önemli konunun "süreklilik" olduğuna işaret ederek, küresel internet altyapısının kırılgan olduğunu vurguladı.
Okyanusun ortasından geçen kablolar olduğunu ve bunun "potansiyel risk taşıdığını" ifade eden Kurbalija, böylesi kritik altyapının yedeğinin olması gerektiğini söyledi.
Üniversitelerin yapay zekayı yasaklayarak hata yaptığını belirten Kurbalija, "Yapay zeka gelecekte bugünün interneti gibi olacak ve hayatlarımızın tam merkezinde yer alacak." diye konuştu.
"Diplomasi krizlerle şekilleniyor"
İstanbul Üniversitesinden Prof. Dr. Özgün Erler Bayır, artık teknolojik gelişmelerin takip edilmesinin zorlaştığına dikkati çekerek, bu gelişmelerin diplomasiye adapte edilmesinin de bir soru işareti olduğunu belirtti.
Gelişimler hızla yaşanırken her şeyin dijitalleşmesi olmalı mı sorusunu sorduğunu ve bir zamanlar telefon diplomasinin de gündemde olduğunu ancak bu misyonun da tamamlandığını aktaran Bayır, bazı diplomatların dijitalleşmeye yönelik şüpheci olduğunu ifade etti.
Bayır, diplomasinin dijitalleşmesi ve bunun geleceğine karşı akıllarda soru işaretleri olduğunu vurgulayarak, tam olarak nelerin değişeceğinin merak konusu olduğunu ve Kovid-19 salgını sırasında olduğu gibi diplomasinin uygulanma şeklinin değişebildiğine işaret etti.
Özellikle kavramsallaşmada "tutarlılığa" ihtiyacın olduğunu vurgulayan Bayır, "Akademiye baktığımız zaman da konseptlerin farklılaştığını görüyoruz.Sanal diplomasi, Twitter diplomasisi gibi pek çok farklı kavram ortaya çıktı ve bunlar diplomasinin yeni türleri." dedi.
Bayır, nesiller boyunca diplomasinin krizlerle şekillendiğini ifade ederek, ABD'nin İran'da sanal elçilik açmış olmasının bunun bir örneği olduğunu söyledi.
Bunun gayet pratik bir uygulama olduğunu belirten Bayır, yeni politikalar geliştirirken vizyoner de olunması gerektiğini kaydetti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com