İstanbul
Dünyada yapay kalp takılan bir hastanın uygun donör bulunana kadar 100 günden fazla hayatta kalarak tarihe geçmesinden, yiyecek ve içeceklerin tatlarını dijital veriye dönüştürüp kimyasallarla taklit edebilen bir sistemin geliştirilmesine kadar mart ayında pek çok bilimsel gelişme kayıtlara geçti.
AA muhabiri, martta öne çıkan bilimsel gelişme ve keşifleri derledi.
Yapay kalp, nakil bekleyen hastalara umut oluyor
Avustralya'da kalp yetmezliği yaşayan 40 yaşlarındaki bir kişiye, manyetik kaldırma teknolojisi kullanarak sağlıklı bir kalbin kan akışını taklit edebilen "BiVACOR" adlı titanyum yapay kalp takıldı.
Sydney kentindeki St Vincent's Hastanesi'nde 6 saat süren ameliyatın ardından bir süre hastanede kalan hasta, martta uygun bir donör kalp bulunup nakil işlemleri gerçekleştirilene kadar yapay kalple yaşamını sürdürdü.
Ameliyat sonrasında sağlığına kavuşan hasta, dünyada yapay kalple 100 günden fazla hayatta kalan ilk kişi olarak kayıtlara geçti.
Organ bağışı bekleyen hastaların hayatta kalmasını sağlamak amacıyla geliştirilen BiVACOR'un uzun vadede hastaların kalıcı olarak bu cihazla yaşayabilmesini sağlaması hedefleniyor.
Yaklaşık 9 aydır ISS'de mahsur kalan astronotlar dünyaya döndü
ABD Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA) astronotları Butch Wilmore ve Suni Williams, 5 Haziran 2024'te Boeing'in yeni Starliner kapsülüyle bir haftalık test uçuşu için Uluslararası Uzay İstasyonu'na (ISS) gönderildi.
Starliner'da çıkan teknik arıza nedeniyle iki astronotun dönüş tarihini erteleyen NASA, kapsülün boş dönmesi direktifini verdi.
ISS'de Wilmore ve Williams'ın yerine geçecek Amerikan, Japon ve Rus üyelerden oluşan Crew-10 ekibi, 16 Mart'ta ISS'ye ulaşarak birkaç gün boyunca onlardan eğitim aldı.
Yaklaşık 9 aydır Uluslararası Uzay İstasyonu'nda mahsur kalan Wilmore ve Williams, SpaceX'in Dragon kapsülüyle yaklaşık 17 saat süren yolculuğun ardından 18 Mart'ta Florida açıklarına iniş yaptı.
Mart ayında kuantum alanındaki gelişmeler öne çıktı
Avrupa merkezli Kuantum İnternet Birliğinden (QIA) bilim insanları, verilerin kuantum kurallarıyla şifrelenmesi sayesinde daha güvenli iletişim imkanı sunan kuantum ağları için "QNodeOS" adını verdikleri ilk işletim sistemini geliştirdi.
Bu işletim sistemi sayesinde bilgisayar programcılarının, kuantum donanımının karmaşıklığına takılmadan, daha hızlı ve kolay şekilde kuantum ağ uygulamaları geliştirebileceğini ifade eden bilim insanları, bunun, kuantum teknolojisinin topluma yayılmasının önünü açabileceğini belirtti.
Çin Teknoloji ve Bilim Üniversitesinden araştırmacılar ise Jinan-1 teknoloji test uydusunu kullanarak Çin'deki yer istasyonundan Güney Afrika'daki yer istasyonuna gerçek zamanlı kuantum anahtar dağıtımı (QKD) yapmayı başardı.
Şifrelenmiş sinyalleri 12 bin 900 kilometre uzağa aktaran araştırmacılar, dünyanın en uzun mesafeli güvenli kuantum iletişimini gerçekleştirerek bu alanda rekor kırdı.
Yeni dinozor türü keşfedildi
Kanada'daki Calgary Üniversitesinden araştırmacılar, Moğolistan ve Çin topraklarına yayılan Gobi Çölü'nden aldıkları örneklerin, 100,5 milyon ila 66 milyon yıl öncesine dayanan Kretase döneminin sonunda yaşamış dinozora ait olduğunu keşfetti.
Araştırmacılar, bu numunelerin Terizinozor adlı, arka ayakları üzerinde durabilen ve genelde 3 parmaklı pençeleri olan dinozor grubunun yeni bir türüne ait olduğunu tespit etti.
Terizinozor grubundan farklı olarak 2 parmağı olduğu kaydedilen bu dinozor türüne, "Duonychus tsogtbaatari" adını veren araştırmacılar, bu türün yaklaşık 260 kilogram ağırlığında olabileceğini kaydetti.
Araştırmacılar, bu yeni türün uzun ve kıvrık pençelerinin esnekliğinin, bitkilere sağlam bir şekilde tutunmaya yardımcı olabileceği gibi savunma amacıyla da işlev görebileceğini belirtti.
Tatları dijital veriye dönüştüren sistem
ABD'deki Ohio State Üniversitesinden araştırmacılar, yiyecek ve içeceklerin tatlarını dijital veriye dönüştürerek kimyasallarla taklit edebilen "e-Taste" adlı bir sistem geliştirdi.
Bu sistem, 5 temel tada karşılık gelen kimyasalları sensörlerle dijital verilere dönüştürüp, ardından bu kimyasalları dilin belirli bölgelerine iletiyor.
Henüz baharatlı ve yağlı tatları tam olarak taklit edemediği belirtilen sistem sayesinde sanal gerçeklik teknolojilerine tat alma deneyiminin de entegre edilebileceği kaydedildi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com