İstanbul
Delta görevi kapsamında, 2004'te 11 gün, 2011'de PromISSe görevinde 193 gün olmak üzere toplamda 6 aydan fazla uzayda yaşayan astronot Kuipers, İstanbul'da düzenlenen NASA Uzay Sergisi'ne katıldı.
İkinci uçuşu ile Avrupa tarihinin "en uzun uzay uçuşunu" gerçekleştiren Kuipers, astronotların karşılaşabileceği tehlikeli durumları AA muhabirine anlattı.
Kuipers, ikinci uzay misyonunda sürenin planlanandan daha uzun olduğunu, 5 aylık bir göreve gittiğini ancak bazı sebeplerden 6 hafta daha kalmak zorunda kaldığını aktardı.
Dünyaya dönüşünün ertelenmesi haberini aldığında, bir an önce geri dönme hissine kapılmadığını ifade eden Hollandalı astronot, "Bir altı ay daha kalmamı isteseler bunu severek yapardım." dedi.
Kuipers, uzay seyahati sırasında kısa devre, yangın ve zehirli duman sızıntısı gibi birçok tehlikenin gerçekleşebileceğini belirterek, bu gibi durumlar için çok kez eğitimden geçtiğini, uzaydayken bazı antenlerde kısa devre dışında ciddi tehlike atlatmadığını söyledi.
"Şu an yapılan çalışmalar, gelecekte Mars'a gitmenin ilk adımı olacak"
Hollandalı astronot, son yıllarda yapılan uzay çalışmalarının, gelecekte Mars'a gitmenin ilk adımı olacağına dikkati çekerek, "İnsanlığın bilinmeyeni bulma ve oraya ulaşma isteğiyle, madde ve enerjiyle nasıl başa çıkabileceğimizi giderek daha fazla öğreneceğiz." dedi.
Astronot olmayı küçük yaştan beri hayal ettiğini dile getiren Kuipers, işini yapmaktan çok memnun olduğunu söyledi ancak astronotluğun zor bir iş olduğunun altını çizdi.
Kuipers, uzayda kalmanın zor taraflarına değinerek, oradayken ailesini ve doğayı özlediğini söyledi.
"Uzay günlük hayatımızın bir parçası ve gelecekte daha da önemli hale gelecek"
Uzay çalışmalarına değinen Kuipers, son yıllarda bu alandaki gelişmelerin gün geçtikçe daha önemli hale geldiğini vurgulayarak, uluslararası alanda iş birliği yapıldığına dikkati çekti.
Kuipers, uzayın günlük hayatın bir parçası haline geldiğini dile getirerek, insanların araçlarında navigasyon kullanmasına, hava tahmininde bulunmasına olanak sağlayan teknolojilerin uzayın ne kadar önemli olduğunu ve gün geçtikçe öneminin arttığını gösterdiğini kaydetti.
Teknolojinin sınırı olmadığına işaret eden Kuipers, "Uzak gelecekte daha da ileriye gidilecek ve ne kadar yeni teknolojik gelişme yaşansa da bunun bir sınırı yok." dedi.
"En büyük sorun radyasyon"
Kuipers, insanlığın uzayda en büyük sorununun radyasyon olduğunu belirtti.
Dünyanın atmosfer ve manyetik alanlar tarafından korunduğunu aktaran Kuipers, eğer Mars'a ve Ay'a gidilirse radyasyonun daha büyük problem olacağını aktardı.
Kuipers, "Kutuplara gidiliyor, en yüksek dağlara tırmanılıyor, suyun derinliklerine iniliyor. Bir sonraki adım da hava ve uzay. Uzayda nasıl yaşayacağımızı, görmemiz gerekiyor. Radyasyondan korunmak ve buna çözüm bulmak için aklımızı kullanmalıyız." şeklinde konuştu.
"Buzdağının arkası merak konusu"
Hollandalı astronot, uzay çalışmalarına bilim insanlarının ve mühendislerin ilgisi üzerine başlandığını ancak daha sonra devletlerin daha iyi olma yarışına girdiğini aktardı.
Kuipers, "Altın, petrol her zaman bir sebep olmuştur. Uzay çalışmalarının sebepleri de aynı. Orada ne olduğunu bilmek istiyoruz, belki enerji, belki mineraller var. Bunlar neden uzayda olduğumuzun sebepleri. Buzdağının arkası merak konusu." ifadelerini kullandı.
Uzay hakkında çekilen filmlerle ilgili soru üzerine Kuipers, "Bence uzay ile ilgili en iyi film Apollo 13, çok gerçekçi bir film. Uzayı gerçekçi bir şekilde yansıtan diğer filmler ise The Right Stuff (Boşluktaki Kahramanlar) ve First Man (Ay'daki İlk İnsan). Bu tür gerçekçi filmleri seviyorum." dedi.
Delta misyonu
Delta misyonu kapsamında, 2004'te, Soyuz TMA-4 Uluslararası Uzay İstasyonu'na (ISS) yerleştirildi.
Görevde bulunan Andre Kuipers, Gennady Padalka (Rus) ve Michael Fincke (ABD) fizyoloji, biyoloji, mikrobiyoloji ve tıp gibi alanlarda deneyler gerçekleştirdi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com