KIRIM- ÖZEL Kırım Türk Dernekleri Federasyonu KTDF Genel Başkanı, Kırım Kalkınma Vakfı Başkanı ve Uluslararası Kırım Dostları Derneği Başkanı Ünver Sel, Türkiye ile Ukrayna arasındaki askeri işbirliğinin, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin elini zayıflatabileceğini savundu. Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelensky’nin Ankara ziyaretinde iki ülke arasında imzalanan askeri işbirliği antlaşmalarına dikkat çeken Sel, bu antlaşmaların, Türk İHA ve SİHA’larının ortak üretimini içermekte olduğuna dikkat çekti.
Ünver Sel, açıklamasında şu noktalara dikkat çekti:
"Kanada’dan sağlanan motor ve ABD’den sağlanan optiklerle yapılan Bayraktar modeli hava araçlarının artık Ukrayna devlet silah şirketinden sağlanan motorlarla üretileceği bir model üzerinde antlaşmaya varılmıştır.
Ukrayna tarafının sağlayacağı teknoloji ile ortak üretim yapılması, hatta bu araçların üçüncü ülkelere satılması düşünülmektedir.
Ukrayna tarafı Türkiye’den alacağı silahları doğu Ukrayna’da kurulan Novorossiya Federal Devleti’ne ve Kırım’a karşı kullanmayı planlamaktadır.
Böyle bir adım Karadeniz’de gerilimi artıracak ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki haklı çıkarlarını baltalayacaktır. Zira tüm diplomatik ve askeri ağırlığını Doğu Akdeniz’e kaydırmış Türkiye’nin, Karadeniz havzasında yeniden alevlenecek bir gerilim nedeniyle eli zayıflayabilir."
Ukrayna ve Karadeniz havzasında gelişecek sıcak çatışma ortamının, başta ABD olmak üzere, NATO üyelerinin Karadeniz’deki askeri ağırlıklarını artırma taleplerine sebep olacağını savunan Sel, bunun da Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yürüttüğü hayati operasyonları sekteye uğratabileceğini kaydetti.
Sel, daha sonra şunları ifade etti:
"Doğu Akdeniz’de milli çıkarları için çok taraflı bir mücadele yürütürken ve Güney Kafkasya’da Azerbaycan’ın haklı davasına destek verirken, Karadeniz’de üçüncü bir cephenin açılması Türkiye’yi bir ateş çemberinin ortasında bırakacaktır.
Türkiye, uluslararası hukuktan kaynaklanan hak ve çıkarlarını korumak adına çok taraflı bir diplomasi yürütmektedir. Ancak değişen dünya konjonktüründe artık karar aşamasına gelinmiştir. Türkiye’nin yürüttüğü pro-aktif dış politikanın başarıya ulaşması ancak bölgesel barışı tesis edecek adımlarla sağlanabilir.
Çatışmaları körükleyecek adımlar ve antlaşmalar; Suriye, Doğu Akdeniz, Kafkasya ve Karadeniz’deki hayati çıkarlarımızı derinden etkileyecek riskler barındırmaktadır."
.
Vasfi Sel, dikGAZETE.com