ADANA
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Abdioğulları AŞ yetkilileri tarafından yaptırılan Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Abdi Sütcü Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulunun açılışında, bu törenin katıldığı en güzel etkinliklerden biri olduğunu belirtti.
İnsanoğlunun kudretle yapılan sınavını, "Benim insanlık için sınavım." diyerek geçebildiğini anlatan Çelik, şöyle devam etti:
"Yoksa geçmişte yaşamış çok daha zengin, kudretli insanların bir kolu bacağı olmayan heykellerini biz müzelerde izliyoruz. Demek ki insandan geriye bir toprak kalıyor. O çok kudretli insanlardan da bir kolu bacağı olmayan heykel kalmış. Ama bu eserler kalıcıdır. Niye kalıcı olacak? Sadece bu bina, bu binan içindeki teşrifatla ilgili değil. Burada bir sürü genç insan eğitim görecek, bu eğitim vasıtasıyla kendileri dışında bir sürü insana şifa götürecekler, bir sürü insana hayat götürecekler, onların hayatlarını değiştirecekler."
Yüksekokulun sağlık sektörü için her dalda eleman yetiştirecek bir bünyeye sahip olmasının çok önemli olduğunu dile getiren Çelik, "Bu ara eleman yetiştirme meselesi, meslek yüksekokulu meselesi bizim ülkemizin en önemli ihtiyaçlarından birisidir. Buradan yetişen çocuklar, gençler bizim en kıymetli değerlerimizden olacaklar." ifadelerini kullandı.
"Üniversitelerden gelen taleplere aşırı duyarlıyız"Çelik, üniversitelerden gelen talepler konusunda aşırı duyarlı davrandığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Tarihte yaşamış bir çok büyük devlet var. Onların içinde Çağatay Devleti'nin sadece 30 yıllık bir hayatı vardır. Normalde binlerce yüzlerce yıllık hayatı olan devletler içerisinde bizim bu devleti hiç hatırlamamamız lazımdı. Sadece 30 yıl sürmüş. Ama Çağatay Devleti'ni niye hatırlıyoruz. Çağatay Türkçesi yüzünden hatırlıyoruz. Peki Türkçe'nin pek çok şivesi, ağzı kaybolmuşken onları hatırlamıyoruz da bunu niye hatırlıyoruz? Çünkü Ali Şir Nevai diye büyük bir düşünür, eserlerini Çağatayca vermiştir. Tek bir düşünürün eserlerini bir dilde vermesi, kaybolup gidecek o dili bizim hatırlamamızı sağlıyor ve o dil sayesinde de sadece 20- 30 yıl sürmüş bir devleti bugüne kadar hafızalarımızda tutuyor. Demek ki üniversite, ilim erbabı, bilim adamı bir devletin ve bir milletin bekası için en önemli unsurlardan bir tanesidir. Ordularınız yenilir, zafer kazanır, donanmanız gider, yerine koyulur, maliyeniz çöker yerine koyarsınız ama milli kültür gittiği zaman bir daha yerine koyamazsınız. Her şeyi başka yerden ikame edersiniz. Ama hepimizi bir arada tutan, millet yapan milli değer kaybolsaydı o zaman bir vatanın üstünde yaşamak ne demek bilmeyecektik."
Muhabir: Bekir Ömer Fansa
dikGAZETE.com