İstanbul
TİM Gösteri Merkezi'ndeki panelin moderatörlüğünü Türk-Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Enes Bayraklı üstlendi.
Panelde konuşan BM Avrupa ve Orta Asya Bölgesel İletişim Sorumlusu Jonathan Fowler, "Nefrete Hayır" kampanyasına değinerek, "Kelimeler silaha dönüşebilir. Örneğin yazılı sözler kesinlikle silaha dönüşebilir ve insanları yaralayabilir. Nefret söylemi korkunçtur ve bununla başa çıkılması gerekir. BM'nin birçok birimi bu hastalıkla başa çıkmak için çok fazla çalışıyor. BM Genel Kurulu, bununla alakalı gün ilan etti. Nefret söylemi bir salgına yol açabiliyor. Bunlar rastlantı değil. Nefret söylemini anlamak yeterli değildir, nelere yol açtığını da anlamak gerekir." değerlendirmesinde bulundu.
Eğitim ve toplu şekilde hareket etmenin önemine dikkati çeken Fowler, şunları kaydetti:
"Nefret söyleminin ulaşabildiği alanları görüyoruz. Myanmar'da belli bir halka saldırıların yapıldığını gördük. Bu, nefret söyleminin olumsuz sonuçlarından biridir. Nefret söyleminin ne anlama geldiği konusunda da bir tartışma var. Bunun da sınırlarının kesin manada belirlenmesi lazım. İnternet, insanın kendisini ifade etmesi için bir alan. Negatif insanlar kendilerini burada ifade edebiliyor. Gençlerin, ailelerin nefret söylemi konusunda eğitilmesi gerekiyor. Kampanyalar düzenlenmeli ve burada netlik şart. 2022 mayıs ayında bu kampanyayı başlattık. BM, bu alanda ciddi çalışmalar yapıyor."
"Aşırılığın her türlüsüne nerede olursa olsun karşıyız"
İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik, Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) Genel Müdür Yardımcısı Fadi Farasin, İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) BM'den sonraki en büyük organizasyon olduğunu belirterek, aşırılık ve nefretle mücadele ettiklerini söyledi.
İİT'in nefret söylemini önceleyen en büyük kurumlardan olduğunu dile getiren Farasin, "Zirvelerin büyük bir bölümü bu konuya ayrılıyor. 2025 Eylem Planı'nda aşırılık ve İslamofobiyle mücadele konularını gündemine alıyor. Radikalleşmeyle mücadeledeki çabalar kapsamında çapraz kurumlar kurduk. Radikalizm iyi anlaşılmalı istiyoruz. Libya için kalkınma yanlısı program hazırladık. Aşırılığın her türlüsüne nerede olursa olsun karşıyız." dedi.
Farasin, radikal ve aşırılık yanlısı söylemlerle de mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayarak, İİT'in güçlendirici önlemler alınması çağrısını hatırlattı. İslamofobinin giderek yayıldığını ifade eden Farasin, pek çok ülkeyle koordinasyon içinde olduklarını anlattı.
Uluslararası düzenin yeniden yapılanması konusunda Türkiye'nin büyük çabalarının olduğunu belirten Farasin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a gösterdiği liderlik konusunda teşekkür etti.
"İnsanlar, yalnız ve izole hissediyorlar kendilerini"
Legis'in kurucusu aktivist Mersiha Smailovic de nefret söyleminin asla bitmediğini dile getirerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Nefret söylemi, dezenformasyon, soykırım gibi konular asla bitmiyor. Yalnızca nefretle ilgili araştırmalar yapmıyorum. Özellikle Balkanlar için bu, çok önemli. İnsanlar, yalnız ve izole hissediyorlar kendilerini. İnsanlar, insanlıktan çıkıyor. Aşırılık yanlıları da bunu nefret söylemiyle yapabiliyor. İnsan haklarını korumanın en zor yanı yeterince desteğin olmaması. Size yardımcı olacak kişiler artık korkuyor ve insanlıktan çıkma noktasına geliyoruz. Ülkelerimizin parasını referanduma harcıyoruz. Mültecilerle veya başörtüsüyle alakalı referandumlarda nefret söylemi tarafını güçlendiriyoruz. Mülteci akışı her ülkede artıyor, bu da nefret söylemini artırıyor. Kadınları güçlendirmeye çalışıyoruz ama kendi kimliğinizi savunamıyorsunuz. Bu nedenle belli şeylerin ötesine geçemiyoruz."
Aktivist olarak insan hakları için çalıştığını belirten Smailovic, hükümetlerin ise bu konuda bir hazırlığının olmadığını savundu.
Panel öncesi YouTube İçerik İş Ortaklıkları Ülke Müdürü Timur Altop, "Belirsizlikler Çağında Sorumlu Davranmak: Kullanıcı Güvenliğini Önceliklendirmek" başlıklı sunum gerçekleştirdi.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com