İstanbul
Ukrayna savaşı, Arap ülkelerinin gıda bakımından ne denli dışa bağımlı olduğunu ortaya koydu.
Önemli bir kısmı tarıma elverişli olmayan ve su bakımından kıt imkanlara sahip topraklar üzerinde olan bu ülkeler, büyük bir meydan okumayla karşı karşıya. Uzmanlara göre bu durum onları, yeni iş birliği ufuklarına yönlendirebilir.
Arap ülkeleri, gıda güvenliğini temin edecek önlemler almadı
Iraklı araştırmacı ve yazar Nezir el-Kenduri, Arap ülkelerinin, Rusya ve Ukrayna yerine başka ülkelerden gıda ithal etmesinin kolay olmadığını, bunun aylar süreceğini, başarılı olsa bile savaş öncesi fiyata bu ürünlerin satın alınamayacağını belirtti.
Her ülkenin ister savaş ister barış zamanında olsun gıda güvenliğini artırması gerektiğini vurgulayan Kenduri, "Ama Arap ülkeleri ithalatla yetindi. Bu ülkelerin çoğunun silolarındaki tahıl stoku yeterli değil. Örneğin Irak'ın tahıl stoku sadece birkaç gün yetecek boyutta." dedi.
"Körfez ülkeleri tarım ülkesi değil ve su sıkıntısı çekiyor, aynı durum büyük ölçüde Mağrib ülkeleri için de geçerli. Irak, Mısır, Sudan ve bilad-ı Şam bölgesi (Suriye-Filistin-Lübnan) ise tarıma elverişli toprakları ve suyu olmasına rağmen bu meseleye çok fazla önem vermedi." diyen Kenduri, Arap rejimlerinin, Ukrayna krizinden ders almayacağını savunarak, şöyle devam etti:
"Arap yetkililerin açıklamalarından, gıda ihtiyacını temin etme konusunu ciddiye aldıkları sonucu çıkmıyor. Yetkililer bunun geçici bir sorun olduğunu ve her şeyin kısa sürede eski haline döneceğini düşünüyor."
Kenduri, Arap ülkeleri arasında iş birliği olanaklarıyla ilgili olarak, "Tarım yatırımları konusunda hiçbir iş birliği emaresi gözükmüyor. Oysa ki, bu iş birliği için küresel gıda arzı krizinin üstesinden gelinmesini sağlayacak büyük fırsatlar bulunuyor." değerlendirmesinde bulundu.
Kenduri, Arap ülkelerinin gıda ihtiyacını kendi aralarında karşılayabileceğini, suyu ve ekilebilir toprağı olmayan petrol ülkelerinin, Mısır, Sudan, Irak ve Suriye gibi bu iki özelliğe sahip olup fon sıkıntısı çeken ülkelerde yatırım yapabileceğini söyledi.
Arap ülkeleri, aralarında stratejik ortaklıklar kurmalı
Suriyeli siyasi analist Hişam Munevver, Ukrayna savaşı nedeniyle, Arap ülkelerinin, vatandaşlarının gıda ihtiyacını karşılamak gibi büyük bir sorunla karşı karşıya geldiğini söyledi.
Munevver, Arap ülkelerinin sahip olduğu geniş tarım alanlarını kullanması ve buğday, mısır ve pirinç gibi stratejik ürünlerin üretimini artırmak için gerekli yatırımları yapması ve gıda çeşitliliğini artırması gerektiğini savundu.
"Arap ülkelerinin bazılarında maddi kaynaklar, diğerlerinde ekilebilir araziler var. Bunlar üzerinden iktisadi-zirai ortaklıklar kurulabilir." diyen Munevver, küresel bir kıtlık ya da felaket olmasını beklemeden, gıda güvenliğini sağlayacak adımlar atılması gerektiğini ifade etti.
Arap ülkelerinin öncelikli olarak gıda stoku eksiğini kapatmak için acil çözümler üretmesi gerektiğini kaydeden Munevver, şunları dile getirdi:
"Bazı Arap ülkeleri büyük tarımsal potansiyele sahip olsa da bu ülkelerdeki siyasi irade barış zamanlarında tarımsal entegrasyonu sağlayamadı. Bu entegrasyon, gıda güvenliği korkusuyla sağlanacak olursa bu ülkeler, gıdada kendi kendine yeterli olma yolunda atılım gerçekleştirebilir. Yapılması gereken acilen harekete geçmek ve Ukrayna'da yaşananları dikkatli bir şekilde incelemektir. Ama ne yazık ki, Arap Birliği ülkeleri şu ana kadar dışişleri bakanları düzeyinde olağanüstü bir toplantı bile yapmadı."
Savaş, fırsata dönüştürülebilir
Cezayirli yazar ve siyasi analist Rıza Budra ise, "savaşların tarih boyunca devletlerin potansiyellerini ortaya çıkaran motor güçler olduğunu ve Arap dünyasının da Ukrayna savaşının kendi toprakları dışında yaşanmasını fırsat bilerek içindeki gücü dışarı çıkarması gerektiğini" dile getirdi.
"Ukrayna savaşı, Arap ülkelerinin, dış ittifaklarını ve iç politikalarını gözden geçireceği, alt yapısının, tedarik zincirlerinde yaşanan aksaklıklarla mücadelede ne derece etkin olduğunu test edeceği ideal bir fırsat." diyen Budra, gıda şokunun önüne geçmek için artık çok geç olduğunu ancak bunun uzun vadeli etkilerini sınırlandırmak için çalışılabileceğini belirtti.
Budra, iş birliğinin Arap ülkelerinin ötesine geçmesi gerektiğini ve tedarik zincirini güvence altına alacak yeni ekonomik ittifaklar kurma, diplomatik dayanışma ve deneyim alışverişinde bulunmaktan başka çare olmadığını ifade etti.
"Türkiye'nin tarım alanında deneyimi, çoğu gıda endüstrisinde kendi kendine yeterliliği sağlamanın iyi bir örneği." diyen Budra, büyük krizleri aşma konusunda başarısını ortaya koymuş tüm tecrübelere açık olmak ve insan unsurunu korumak gerektiğini vurguladı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com