İstanbul
Rusya'nın, Ukrayna'ya 24 Şubat 2022'de askeri operasyon başlattığını ilan etmesinin üzerinden 2 yıl geçti.
Zaman zaman şiddetini artırarak süren savaş nedeniyle kimi Ukraynalılar ailelerinden, evlerinden ve memleketlerinden ayrılmak zorunda kaldı.
Yaşadıkları kentleri, okulları ve iş yerlerini bırakarak, dünyanın farklı ülkelerine göç eden Ukraynalıların, savaşın bitmesine dair bekleyişleri ve umutları devam ediyor.
Eşini geride bırakmanın hüznünü yaşıyor
Ailecek yaşadıkları Mikolayiv şehrini 12 yaşındaki oğlu Rostislav Shistirikov ile terk etmek zorunda kalan 33 yaşındaki ilkokul öğretmeni Olha Shistirikova, 9 yıl öğretmenlik yaptığını, mühendis olan eşi ve oğluyla ülkesinde mutlu bir hayat yaşadığını anlattı.
Shistirikova, 8 Mart 2022'de evi, eşi, ailesi başta olmak üzere sevdiği ülkesini terk etmek zorunda kaldığını vurgulayarak, 3 kadın ve 5 çocukla bindikleri araçla Moldova'ya gittiğini, oradan da oğluyla birlikte uçakla Romanya'ya geçtiğini, bir süre sonra da İstanbul'a geldiğini kaydetti.
Mühendis olan eşinin teknik konularda orduya destek vermesi için ülkesinde kaldığını belirten Shistirikova, "En büyük üzüntüm eşimi ve babamı savaşın ortasında bırakmak zorunda kalmak oldu. Savaşın başladığı süreçte zaten hasta olan annem yaşadığı acıya daha fazla katlanamadı ve hayatını kaybetti. Annemin dışında çok yakın dostlarımı da kaybettim. Geride bıraktığım akrabalarımla ancak telefonla görüşebiliyorum. En son yaptığım görüşmede bizim şehirde bombardımanın yine şiddetlendiğini öğrendim." diye konuştu.
Shistirikova, Türkiye'de, oğluyla yaşadığını, eski okuluna online olarak ders vermeye devam ettiğini, ayrıca Ukrayna Kültür Derneği'nin etkinlilerine yardımcı olduğunu, Ukraynalı çocuklara kendi dillerini öğretmeye çalıştığını aktardı.
"Türkiye bizim ikinci memleketimiz, evimiz oldu"
Türkiye'de yaşamaktan çok mutlu olduğunu dile getiren Shistirikova, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de güvende olmak çok güzel ama yine de ülkemizi, toprağımızı özlüyoruz. Burada misafiriz bir an önce savaşın bitmesini ve ülkemize dönmeyi istiyoruz. Ukraynalılar bu yaşadıklarını hak etmiyor. Kimseye bir zararımız yoktu. Kimsenin bizim ülkemizi elimizden almaya hakkı yok. Savaşın bir gün biteceğine ve adaletin yerini bulacağına inanıyorum. Ukrayna'nın zaferini sabırsızlıkla beliyoruz. Benim gibi oğlumun da kendi topraklarımda büyümesini istiyorum. Oğlum her gün, 'Anne ne zaman evimize döneceğiz? diye soruyor. Türkiye'ye gerçekten çok minnettarız, burası bizim ikinci memleketimiz, evimiz oldu. Savaş bittikten sonra da Türkiye'ye her zaman geleceğiz."
"Her Ukraynalı gibi ben de evime dönmek istiyorum"
Savaştan yaklaşık iki ay sonra Ukrayna'dan Türkiye'ye gelen İryna Kuşnir, ülkesine dönmenin hayaliyle yaşıyor. Ülkesinde Harkiv vN Karazin Üniversitesi'nde Ukrayna Dili ve Edebiyatı üzerine dersler verirken Türkiye'ye gelen Kuşnir'in, yakınları ise Harkiv'de kaldı.
Türkiye'de bir yıldır İstanbul Üniversitesi (İÜ) Edebiyat Fakültesi Ukrayna Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı'nda öğretim görevlisi olarak görev yapan Kuşnir, Ukrayna'daki ailesiyle her gün telefonda görüşüp, güvende olup olmadıklarını öğreniyor.
Ülkesindeki savaşın bir an önce bitmesini isteyen Kuşnir, 24 Şubat 2022'de saat 05.00'te yaşadıkları şehirde savaşın başladığını anlatarak, "Her yerden füze geliyordu ve patlamalar oluyordu. Çok korkunç bir durum vardı." dedi.
Kuşnir, savaş başladığında Türk Hükümetinin çalıştığı üniversitedeki Türk öğrencileri Ukrayna'dan tahliye etmek için çalışmalara başladığını belirterek, Türklerin sadece kendi vatandaşları için değil, Ukraynalıların tahliyesi için de çaba gösterdiğini söyledi.
Türkiye'ye geldiğinde de her aşamada yardım gördüğünü ifade eden Kuşnir, İstanbul'da Ukrayna Dayanışma Derneği'nin de Türk halkıyla birlikte yardımına koştuğunu söyledi.
Kuşnir, "Türkiye çok güzel bir ülke ve bizi çok güzel karşıladı. Ancak her Ukraynalı gibi ben de evime dönmek istiyorum. Siz bize kapılarınızı açtınız ve bizi çok hoş karşıladınız. Türkiye'ye çok teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
"Her gün onları merak ediyorum ve onların hayatını düşünüyorum"
Ukrayna Dayanışma Derneği Başkanı Tetiana Fetsan, 7 yıl önce Türklere Ukrayna kültürünü tanıtmak amacıyla kurulan derneğin, savaştan sonra Türk halkıyla dayanışma içinde savaş mağdurlarının yardımına koştuğunu anlattı.
Göç İdaresine göre Temmuz 2023'te Türkiye'de 44 bin Ukraynalı yaşadığını, ancak geri dönüşler nedeniyle bu sayının düştüğünü belirten Fetsan, "İş olmadan, gelir olmadan burada, her yerde yaşamak zor. O yüzden çoğu Ukraynalı, bombalar altında olan ülkesine dönmeyi tercih ediyor. Çünkü en azından orası kendi evi. Bir şekilde her gün bombalar, füzeler, sirenler altında hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar." diye konuştu.
Mariupol şehri gibi savaşın tamamen yok ettiği kentlerde yaşayan Ukraynalıların ise geri dönemediğini dile getiren Fetsan, Türkiye'deki savaş mağdurlarına yardımlarının devam ettiğini dile getirdi.
Annesi, babası ve kardeşinin Ternopil'de yaşadığını aktaran Fetsan, her gün annesiyle telefonda konuştuğunu anlattı.
Ukrayna'da devam eden savaş nedeniyle çok zor şartlar yaşandığını ifade eden Fetsan, "Her gün siren çalıyor. Çocuklar normal eğitim görmüyor. Çünkü ders başlayınca siren çalmaya başlıyor. Herkes sığınağa giriyor, bomba patlıyor. Mesela iki hafta önce Lviv'de bir sivil binaya bomba düştü ve tabii ki yaralı ve ölü var. Her gün nereye bomba düşer belli değil. Her gün onları merak ediyorum ve onların hayatını düşünüyorum." şeklinde konuştu.
"Biz Türk halkından büyük bir destek gördük"
Tetiana Fetsan, İstanbul'da 80 yaşlarındaki Türk bir kadınının pazar arabasıyla yaptığı alışverişi, savaş mağdurlarına vermesini hiç unutamadığını söyledi.
Türk halkına teşekkür etmek istediğini kaydeden Fetsan, şunları dile getirdi:
"Çünkü onlar olmadan biz hiçbir şey yapamazdık. Buraya gelenler ilk zamanlar hiçbir şey bilmiyordu. Türkçe bilmiyorlar, hastaneye gidemiyorlardı. Biz Türklerden, Türk halkından büyük bir destek gördük. Türk kurumları, uluslararası kurumlar bize yardım etti. Biz de gıda, hijyen malzemeleri, kıyafet, ayakkabı, iletişim gibi temel ihtiyaçlarını karşılama konusunda hemşehrilerimize yardıma başladık. Buraya yardım malzemeleri getirenlerden kuyruk oluyordu. Mesela Türkler bize Ramazan kolisi veriyordu, biz dağıtıyorduk. Biz tabii ki bunu hiç unutmayacağız."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com