?>

Türkiye'ye karşı NATO'da umduğunu bulamayan Fransa gözünü AB’ye çevirdi

Suriye ve Libya'da çıkarları tehdit altına girince "gemi tacizi" iddialarıyla Türkiye üzerinde siyasi baskı yaratmaya çalışan Fransa, NATO nezdinde beklediği desteği bulamayınca dikkatini Avrupa Birliği'ne çevirdi.

Gündem - 4 yıl önce

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Fransa en son Doğu Akdeniz'de taciz iddiasında bulundu. Bunun doğru olmadığını ispatladık. NATO da böyle bir delil yok diyor. NATO ve AB söyleyemez ama biz çok açık söylüyoruz. Fransa dürüst davranmadı.

Dürüst davranmadığını ispatladık. Fransa'nın Türkiye'den açık net şekilde özür dilemesi gerekiyor. AB'den ve NATO'dan da onları yanılttığı için özür dilemesi lazım." ifadeleriyle uluslararası basında yer alan "Fransa NATO'dan umduğunu bulamadı" yönündeki yorumları doğruladı.

Böylelikle Fransa, üye dayanışması kisvesi altında Türkiye karşıtlığına destek arayışını AB platformlarına taşımaya başladı.

Fransa NATO’dan umduğunu bulamadı

Türkiye'nin Libya'da Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplum tarafından tanınan hükümetle yaptığı anlaşmalardan sonra sahadaki durumun hızla değişmeye başlamasının ardından Fransa Libya'da destek verdiği gayrimeşru güçlerin lideri Halife Hafter'in güç kaybetmesinden rahatsız olmaya başladı.

Fransa, tıpkı geçen yıl Suriye’de çıkarlarının tehdit edilmesinden sonra Londra'da düzenlenen NATO liderler toplantısı öncesinde ittifakın gizli savunma planlama bilgilerini basına sızdırarak Türkiye'ye baskı uygulamayı amaçladığı gibi bu sene de benzer bir taktiğe başvurdu.

Libya'daki güç dengelerinde hızla değişen dinamiklerin Paris'i huzursuz etmesiyle Fransa, geçen haftalarda Türk donanmasının NATO misyonu yürüten Fransız gemisini taciz ettiği yönünde bir iddiayı basına sızdırdı.

Türk tarafı, NATO görevindeki Fransız gemisine, talebi üzerine Türk donanması tarafından yakıt ikmali dahi yapıldığını bildirerek, Fransız iddialarının asılsız olduğunu somut delillerle kanıtladı.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, askeri makamlarının olaya ilişkin gerçekleri tespit etmek için bir çalışma yürüteceğini açıkladı. NATO yetkilileri, raporun gizli olduğunu, müttefikler arasında ele alınacağını belirtti.

Resmi Türk makamlarının yanı sıra uluslararası basın da Fransa'nın istediği sonucun NATO'nun bu raporundan çıkmadığının altını çizdi.

NATO'dan umduğunu bulamayan Fransa, yayımladığı bir mektupla NATO'nun Deniz Muhafızı Harekatı'na katılımını askıya aldığını duyurdu.

Fransa AB'de üye dayanışması arayışına girdi

NATO'da Yunanistan'ı yanına çeken Fransa, Türkiye'nin de üyesi olduğu ittifakta aradığını bulamayınca, dikkatini AB'ye çevirdi.

Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'yle "üye dayanışması kisvesi" altında Doğu Akdeniz'de Türkiye ve Kuzey Kıbrıs'ın meşru haklarını göz ardı eden AB'nin Fransa'ya istediği desteği sağlaması zor olmadı.

Fransa'nın çabaları sonucu Türkiye, 13 Temmuz'da düzenlenecek Dış İlişkiler Konseyinin gündem maddesi haline getirildi.

Paris, 17-18 Temmuz’da yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını çerçevesinde alınacak ekonomik tedbirlerin görüşüleceği "bütçe zirvesine" de Türkiye’yi dahil etmeye çalıştı ancak başarılı olamadı.

Öte yandan, Türkiye'ye karşı hasmane tutumuyla ün salan ve sık sık teröristlere dahi ev sahipliği yapan Avrupa Parlamentosu da (AP) "Türkiye düşmanlığı gemisine" derhal bindi.

AP'de bu hafta düzenlenecek komite toplantılarında Türkiye-Yunanistan sınırındaki sığınmacı durumu ele alınacak. Aynı zamanda perşembe günü yapılacak AP Genel Kurulunda "Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki olumsuz rolü" görüşülecek.

Macron’un Türkiye'yle derdi ne?

Türkiye’nin AB üyeliğine başından beri karşı olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un son dönemdeki hasmane tutumunun doğrudan Ankara’nın faaliyetlerinden ziyade kendi çıkarlarıyla ilişkili olduğu düşünülüyor.

Macron, üç yıl önce cumhurbaşkanlığını devraldığından bu yana ülke, derinleşen ekonomik ve sosyal sorunlar nedeniyle protestolarla çalkalanıyor.

Geçen hafta istifa eden başbakanın yanı sıra toplam 15 bakanın görevinden ayrılması nedeniyle Macron, aynı zamanda siyasi istikrarsızlıkla da boğuşuyor.

3 yıldır uyguladığı ve sokakları hareketlendiren ekonomik ve sosyal politikalar nedeniyle popülaritesini ciddi şekilde düşüren Macron ve partisinin yerel seçimlerde aldığı sonuç da ülkede siyasi güç oluşturamadığına işaret ediyor.

Son dönemlerde Türkiye karşıtlığının özellikle aşırı sağcı kesimler nezdinde prim yaptığını gözlemleyen Macron’un hasmane tutumu bu çerçevede daha fazla anlam kazanıyor.

Öte yandan, Türkiye'nin Suriye’de terörle mücadele kapsamında attığı adımlar ile Libya'da meşru hükümete verdiği destek, Macron'un dış politika çıkarlarıyla çakışıyor.

Macron'un geçen sene düzenlenen NATO liderler toplantısı öncesinde, Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı sayesinde Fransa tarafından da desteklenen terör örgütü YPG/PKK'ya karşı elde ettiği başarıdan rahatsız olduğu için "NATO’nun beyin ölümü" tartışmasını başlattığı düşünülüyor. Fransa’nın yine aynı dönemde NATO'nun gizli savunma planlama bilgilerini de Türkiye üzerinde baskı kurmak için sızdırdığı belirtiliyor.

Fransa’nın şimdiki saldırgan tutumu ise Libya’da Paris aleyhine değişen dengelerle açıklanıyor.

Libya'da ekonomik ve jeopolitik çıkarlarını darbeci general Hafter'le koruma peşinde olan Fransa'ya, Hafter’in özellikle petrol alanında bazı vaatlerde bulunduğu dile getiriliyor.

Fransa, bu nedenle de Hafter’e destek veren Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır’ın müdahalelerine de sessiz kalıyor.

AB'nin Libya'da sözde BM silah ambargosunun uygulanmasını sağlamak için başlattığı İrini Operasyonu da Fransa’nın ilgi alanına giriyor. Öyle ki İrini Operasyonu'nun Hafter'e silah nakliyesini kolaylaştırdığı düşünülüyor.

Öncülüğünü Fransa'nın çektiği bir grup NATO'nun AB'nin İrini Operasyonu'na destek sağlamasını istiyor. Nitekim Fransa'nın NATO'nun Deniz Muhafızı Harekatı'ndan geçen hafta çekilme kararı da ittifak üzerinde bu alanda baskı kurma niyeti taşıyor.

Ekonomik ve siyasi çıkarları darbe alan Macron'un NATO nezdinde bulamadığı desteği, AB'de aramaya önümüzdeki dönemde de devam edeceği öngörülüyor. AB'nin ise üye dayanışması yerine gerçeklere dayalı bir politika yürütmesi gerektiği ifade ediliyor.

Kaynak: AA . dikGAZETE.com

Haftanın Öne Çıkanları

Devlet desteğiyle modern hayvan çiftliğinin sahibi oldu

2020-07-06 19:11 - Çevre-Hayat

Macaristan Dışişleri Bakanı Szijjarto: AB'nin menfaati Türkiye ile sıkı bir iş birliği yapmasıdır

2020-06-30 20:01 - Dünya

OPET, Türkiye akaryakıt sektörünün “en değerli ve güçlü markası“ oldu

2020-07-03 15:23 - Genel

ALES için yeniden başvuru alınacak

2020-07-02 15:14 - Eğitim

Eski Nissan Üst Yöneticisi Ghosn'un Lübnan'a kaçmasına ilişkin dava başladı

2020-07-03 23:52 - Gündem

Türkmen lider Salihi: Cumhurbaşkanı Erdoğan sesimize kulak verdi

2020-07-01 18:05 - Gündem

'Bataklık' operasyonunda İstanbul'da 38 şüpheli yakalandı

2020-06-30 22:10 - Asayiş

Şişecam’dan cam yüzeyde virüs ve bakterilere karşı “V-Block“ teknolojisi

2020-07-04 21:07 - Genel

Güleda Cankel cinayetiyle ilgili davanın üçüncü duruşması yapıldı

2020-06-30 23:47 - Asayiş

Dünyaca ünlü İtalyan besteci Ennio Morricone hayata veda etti

2020-07-06 18:02 - Magazin

İlgili Haberler

İstanbul'da trafik yoğunluğu akşam saatlerinde yüzde 80'e çıktı

20:12 - Gündem

Güngören'de daha önce çöken yolda bu kez de kanalizasyon borusu patladı

19:37 - Gündem

Antalya'nın yüksek kesimlerinde kar etkili oluyor

19:12 - Gündem

Kağıthane'de okul servisi ile hafif ticari araç çarpıştı, 10 kişi yaralandı

18:27 - Gündem

Türkiye'nin Hartum Büyükelçisi Yıldız, Sudan'daki Türk kurumlarının varlığının önemini vur

18:17 - Gündem

Günün Manşetleri

BM'nin 3,72 milyar dolarlık 2025 yılı bütçesi onaylandı

20:23 - Dünya

İstanbul'da trafik yoğunluğu akşam saatlerinde yüzde 80'e çıktı

20:12 - Gündem

Kazakistan'daki uçak kazası, 2018'de Portekiz'de yaşanan acil iniş olayını hatırlattı

20:03 - Dünya

Güngören'de daha önce çöken yolda bu kez de kanalizasyon borusu patladı

19:37 - Gündem

Türkiye, Filistin ile ticaret hacmini istikrarlı şekilde artırmayı hedefliyor

19:33 - Ekonomi