Eser, Türkiye İş Bankası Yayınları adıyla raflarda yerini aldı. Proje kapsamında toplam 53 gazeteciyle görüşmeler gerçekleştirildi. Toplam üç ciltten oluşan çalışmanın, üçüncü cildi de yakında raflarda yerini alacak
Basın Tarihinde Yeni Metodoloji Uygulaması: Sözlü Tarih “Türkiye Sözlü Basın Tarihi” uzun soluklu bir çalışmanın ürünüdür. Çalışmayı bugüne kadar basın tarihini konu edinen eserlerden farklı kılan; metodolojik olarak “sözlü tarih” uygulamasıdır. Birçok gazetecinin öz yaşam öyküsü, tanıklıklarına başvurulmuştur. “Sözlü tarih” uygulaması, çalışmaya özgünlük kazandırmıştır. Bugüne kadar yürütülen basın tarihi çalışmalarında; arşiv ve literatür taramalarına dayalıdır. Arşiv ve literatür taramalarında dönemin özelliklerinin, sözü edilen araştırma materyallerinde veri, belge, bilgi sınırlılıkları taşıdığı rahatlıkla ileri sürülebilir. O nedenle, çağının tanığı gazetecilerin sözlü aktarımları, önemli bir boşluğu doldurmaktadır. Kuşkusuz yine de kişisel aktarımların oto-sansür süzgecinden kaynaklanan çerçeve darlığı da dikkate alınmalıdır. Tüm bu sınırlılıklar, basın tarihi konusunda yeni metodolojik arayışları gündeme getirmiştir. Bu gereksinim, “Türkiye Sözlü Basın Tarihi” çalışması, bu arayışın, gereksinimin ayrıntılı bir yanıtıdır. Görüşmelerin hiçbir etki altında kalmadan ve gazetecilerin aktarımlarının özenle ve tüm ayrıntılarıyla yansıtılması, önemli bir boşluğu doldurmuştur. Görüşmelerin görsel olarak da çekimlerle kayıt altına alınması ayrı bir tarihsel değerdir.
Proje Aynı Zamanda Türkiye’nin Yakın Siyasal Tarihinin De Belgesidir… Proje kapsamında görüşülen 53 gazetecinin aktarımları aynı zamanda Türkiye’nin yakın siyasal tarihine de ışık tutacaktır. Projenin başlangıcında “Çağının Tanığı Gazeteciler” olarak yola çıkılmıştır. Süreç içerisinde görüşmelerle, projenin genel adı “Türkiye Sözlü Basın Tarihi” olarak belirlenmiştir. Yapılan söyleşiler, paylaşımlar göstermiştir ki; gazetecilik aynı zamanda Cumhuriyet tarihi boyunca aynı zamanda politik tanıklıklarla, yaşanmışlıklarla doludur. Proje, Türkiye demokrasi tarihinin de ayrılmaz bir parçasıdır. Demokratikleşme sürecinin inişli çıkışlı yollarında ilerleyen bir ülkede, doğruyu duyan, gerçeği gören gazetecilerin duyduklarını ve gördüklerini yazdıkları için çektikleri çilelerin tarihidir. Yaşanan gözaltılar, tehditler, mahkûmiyetler, suikastlar; mesleğin doğasındaki politik çizgiyi de çok daha belirgin hale getirmiştir. Bu vurguyu gözden kaçırmayan Türkiye Sözlü Basın Tarihi, Türkiye’nin yakın siyasal tarihine de ışık tutmaktadır. Bu ayrıntının, büyük yankı uyandıracağı birçok tartışmayı beraberinde getireceğini şimdiden söylemek çok yanlış olmasa gerekir.
Üç Cilt Türkiye Sözlü Basın Tarihi, üç ciltlik bir dizi halinde okuyucu ile buluşturulması planlanmıştır. Dizinin ilk cildinde 1910-1926 yılları arasında, yani Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne geçiş sürecinde doğmuş ve ne yazık ki çoğu artık aramızda olmayan gazetecilerle yapılmış görüşmeleri içermektedir. İkinci cilt ise, 1927 – 1930 yılları arasında doğanlar yer almıştır. Daha genç kuşak gazetecilerin aktarımları ise 3. ciltte okurlarla yakında buluşacaktır.
Diğer yandan, Türkiye basın tarihi, Tanıklıklarda, ülkemizde gazeteciliğin kurucu kuşağının meslek ilkeleri ve demokrasi adına çektiği çilelerin izleri de sürülebiliyor. Türkiye Sözlü Basın Tarihi, sadece gazetecilik mesleğinin değil, Türkiye tarihinin bilinen, bilinmeyen çeşitli yönlerine ışık tutan; sadece basın tarihi araştırmacılarına değil, Türkiye’nin dününü anlamak isteyen tüm okurlara yararlı olacak değerli bir çalışmadır.
dikGAZETE.com