Ankara
Türkiye, bir yandan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele ederken diğer yandan Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz başta olmak üzere milli çıkarlarını yakından ilgilendiren konularda gelecek yıl da "girişimci ve insani dış politika" anlayışıyla sahada ve masada varlık göstermeye devam edecek.
Dışişleri Bakanlığının merkez ve yurt dışı teşkilatlarında izlediği girişimci ve insani dış politika doğrultusunda çeşitli alanlarda ve coğrafyalarda üstlendiği görev ve sorumlulukları için 5 milyar 786 milyon 984 bin lira, buna ilaveten 698 milyon lirası Ulusal Ajans ve Avrupa Birliği (AB) programlarına katılım olmak üzere AB Başkanlığı için toplam 787 milyon lira, Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) için de 42 milyon lira bütçe belirlendi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda 2021 bütçesi üzerindeki görüşmeler çerçevesinde salı günü Bakanlığın 2020 yılı çalışmalarını ve 2021 hedeflerini kamuoyuna açıkladı.
Bütçe görüşmeleri vesilesiyle Dışişleri Bakanlığınca hazırlanan "2021 Yılına Girerken Girişimci ve İnsani Dış Politikamız" başlıklı kitapçıkta Türkiye'nin dış politika hedeflerine, uygulamalarına ve güncel konulara ilişkin bilgilere yer verildi.
Buna göre, "Türkiye'nin milli çıkarlarını yakından ilgilendiren konularda sahada ve masada güçlü varlık gösteren" Bakanlık, "girişimci ve insani dış politika" anlayışıyla gereken her konuda inisiyatif üstünlüğünü elde tutma ve gelişmeleri ülkenin lehine yönlendirme çabalarını 2021'de de sürdürecek.
2023'te 100'üncü kuruluş yıl dönümünü kutlayacak Türkiye'nin girişimci ve insani dış politikasının, ülkenin ulusal güvenliğini ve çıkarlarını teminat altında tutmaya devam etmesi ve insanlığın ortak hedeflerine katkı sunması amaçlanıyor.
Çavuşoğlu'nun bütçe görüşmelerinde öne çıkan mesajları
Çavuşoğlu, bütçe görüşmeleri çerçevesinde yaptığı sunum ve milletvekillerinden gelen soru ve eleştirilere verdiği yanıtlarla gelecek yılın diplomasi yol haritasına dair önemli mesajlar paylaştı.
Türk dış politikasına ilişkin olarak Çavuşoğlu, "Ocu bucu dış politika da izlemiyoruz. Milletimizin çıkarı neyi gerektiriyorsa o yönde dış politika izliyoruz." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki politikasına dair eleştirilere ise "Diplomasiye biz her zaman fırsat veriyoruz. Önce diplomasiye, eğer işlemiyorsa da sahadaki adımlarımızla da gerekeni yapıyoruz." karşılığını verdi.
Dağlık Karabağ'a ilişkin güncel gelişmeleri de değerlendiren Çavuşoğlu, "Normalleşme olursa en çok Ermenistan ve Ermenistan halkı burada kazanacak. Başkasının toprakları üzerinde saltanat kalıcı olmaz." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Ahıska Türklerine yönelik politikasına ilişkin de "Ahıskalıları unuttuğumuzu kim söyledi size? Ben 2003'ten beri adeta geri dönemedikleri için kendimi Ahıska Türklerine adamış bir siyasetçiyim." dedi.
Yurt dışı ve yurt içinde temsil ağı genişlemeyi sürdürecek
Sahada ve masada etkin, girişimci ve insani Türk dış politikasının gerekleri doğrultusunda Bakanlığın kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesi yönündeki faaliyetler de sürecek.
Türkiye'nin 2002'de 163 olan dış temsilcilik sayısı, bugün itibarıyla 142 büyükelçilik, 13 daimi temsilcilik, 91 başkonsolosluk, bir konsolosluk ajanlığı ve bir ticaret ofisi olmak üzere toplam 248'e ulaştı.
Bu kapsamda bu yıl Afganistan'da Herat, Moldova'da Komrat, Güney Afrika Cumhuriyeti'nde Cape Town ve Bosna Hersek'te Banja Luka başkonsoloslukları açıldı, Irak'ta Musul ve Basra başkonsoloslukları da yeniden faaliyete geçti.
Sırbistan'da Türkiye'nin Yeni Pazar Başkonsolosluğunun da yakın zamanda açılması öngörülürken açılış süreci devam eden temsilciliklerle Dışişleri Bakanlığının yurt dışı teşkilatını oluşturan toplam temsilcilik sayısının kısa sürede 275'i bulması hedefleniyor.
Ayrıca, Bakanlığın İstanbul, İzmir, Edirne, Antalya, Gaziantep, Hatay ve Diyarbakır'daki yurt içi temsilcilikleri de bir yandan bulundukları şehirlerin yurt dışındaki tanıtımı için faaliyetler yürütürken diğer yandan iş çevreleri, sivil toplum, yerel yönetimler ve üniversitelerin yurt dışıyla bağlantılarını kuvvetlendirmeye yönelik adımlarına devam ediyor.
Ülkedeki yabancı misyon sayısı yükseldi
Türkiye'ye gösterilen ilginin ve dış politikadaki etkinliğin bir göstergesi olarak ülkede faaliyet gösteren yabancı temsilciliklerin sayısı da artıyor.
Bu çerçevede 2002'de Türkiye'de 166 yabancı temsilcilik varken bu sayı bu yıl itibarıyla 289'a çıktı.
Yurt dışında yaşayan vatandaşlara yönelik hizmetler hız kesmeyecek
Dışişleri Bakanlığı, yurt dışındaki Türk toplumuna yönelik politikasını vatandaşların bulundukları ülkelerin siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel hayatlarına etkin olarak katılması ve ana vatanları, ana dilleri ve kültürleriyle bağlarını korumaya yönelik adımlarıyla sürdürecek.
Bakanlığın, merkez ve yurt dışı teşkilatı yoğun mesaisi, 5,5 milyondan fazlası Batı Avrupa ülkelerinde yaşayan yurt dışındaki 7 milyona yakın vatandaşın kesintisiz konsolosluk hizmeti alabilmesi için gelecek yıl da devam edecek.
Vatandaşların yurt dışındaki faaliyet ve temaslarında karşılaştıkları adli, hukuki ve ticari sorunların çözümüne de destek veren Türkiye'nin dış temsilcilikleri, son bir yılda 70'ten fazla konuda 1,2 milyona yakın konsolosluk işlemi gerçekleştirdi.
Öte yandan, Dışişleri Bakanlığının Konsolosluk Çağrı Merkezi de 7 gün 24 saat Türkçe ve 5 yabancı dilde hizmet vererek bugüne kadar 7 milyon kişinin talebini yanıtladı.
Vatandaşların ve ihtiyaç duyan kişilerin büyükelçiliklere ve başkonsolosluklara ulaşabilmesi için büyükelçiliklerde başlatılan "nöbetçi telefon" uygulaması da devam ediyor.
Bakanlık, ayrıca yurt dışında yaşayan vatandaşlara yönelik ayrımcılık, yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve İslam karşıtlığı saikli saldırıların takibi amacıyla bir veri tabanı da oluşturdu. Bakanlık, bu konularda özellikle Batı'da yaşanan gelişmelere ilişkin yıllık raporlar hazırlayacak ve bu raporlar yoluyla teşhir edilecek suçlara ilişkin yasal süreçleri de yakından takip etmeyi sürdürecek.
Küresel dayanışma çerçevesinde salgınla mücadele
Türkiye, tüm dünyada sağlığın yanı sıra ekonomiyi ve sosyal yaşamı da kötü yönde etkileyen Kovid-19 salgınıyla mücadelede 248 dış temsilciliği aracılığıyla zor durumda kalan vatandaşlarına da destek oldu.
Bu süreçte Cumhuriyet tarihinin en büyük tahliye operasyonu gerçekleştirilerek 141 ülkeden 100 bini aşkın vatandaşın yurda dönüşü sağlandı. Tahliye konusunda yabancı ülkelerin yardım talepleri doğrultusunda da mart-haziran döneminde 91 ülkeden 37 bin 682 yabancının tahliyesine destek verildi.
Türkiye, dünyaya yaptığı sağlık malzemesi yardımlarıyla da öne çıktı. Bu kapsamda, ihtiyaç fazlası ürünlerle 156 ülkenin bağış ve satın alma gibi talepleri karşılandı.
Doğu Akdeniz'deki gelişmeler, Kıbrıs meselesi, NATO, ABD ve AB ile ilişkiler
Doğu Akdeniz'de yıl boyunca sismik araştırma ve sondaj faaliyetlerini kararlılıkla sürdüren, kıta sahanlığının batı sınırlarını ve Libya'yla imzaladığı deniz yetki alanları anlaşmasını BM'ye tescil ettiren Türkiye, bölgedeki en uzun kıyı şeridine sahip ülke olarak Doğu Akdeniz'deki deniz alanlarında uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru hak ve çıkarlarına sahip çıkmaya devam edecek.
Türkiye, milli davası olan Kıbrıs meselesinin kalıcı bir çözüme kavuşması ve Kıbrıs Türk halkına uygulanan haksız kısıtlamalara son verilmesi yönündeki çabalarını da sürdürüyor. Kıbrıs Türk halkının güven, huzur ve refah içinde yaşaması için kararlı duruşunu sürdüren Türkiye, "sırf müzakere etmek için masaya oturmayacağını", Kıbrıs'ta "egemen eşitlik temelinde iki devletli çözümün konuşulmasının zamanının geldiğini" vurguluyor.
Öte yandan, NATO harekat ve misyonlarına en çok katkı sağlayan ilk sekiz ülke arasında yer alan Türkiye, NATO'nun kolektif savunma, kriz yönetimi ve iş birliğine dayalı temel görevlerinin yerine getirilmesi yönünde katkı sağlıyor.
ABD'nin, "FETÖ için serbest bir hareket alanı olma özelliğini muhafaza etmesi, PKK/PYD/YPG ile olan angajmanını sonlandıramaması" gibi Türkiye- ABD ilişkilerinin temelini zedeleyen çeşitli sorunlar hala mevcut. Buna rağmen Türkiye, köklü müttefiklik ilişkilerini göz önünde bulundurarak iki ülkenin küresel ve bölgesel gelişmelerle ilgili istişare ve eş güdüm içinde hareket etmesinden yana yaklaşımını ABD'nin yeni yönetimine karşı da sürdürmekten yana olduğunu beyan ediyor.
Avrupa Konseyi ve AGİT gibi kurumların kurucu üyesi olan Türkiye için AB üyeliği, stratejik hedef konumunda. Türkiye, 2005'te başlayan katılım müzakerelerinin tamamlanmasına yönelik bağlılığını sürdürüyor ancak "AB'nin, Türkiye'nin üyeliğinin Birliğe katacağı değeri görmesi" ve ilişkileri olumsuz etkileyen siyasi engellemeleri kaldırması yönündeki beklentisini de dile getiriyor.
Terörle mücadele kararlılıkla sürecek
Türkiye, FETÖ, PKK/PYD/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerinden gelen her türlü tehdidin ortadan kaldırılması ve örgütlerin faaliyetlerinin engellenmesine yönelik çabalarını diplomatik düzeyde de sürdürüyor.
Güvenlik güçleri operasyonlarıyla PKK/PYD/YPG terör örgütünün hareket kabiliyeti kısıtlanırken Dışişleri Bakanlığı da örgütün propaganda, eleman toplama, lobi, finansman gibi farklı alanlardaki çalışmalarının önlenmesine, yurt dışı yapılanmasının baskı altına alınmasına odaklanıyor. Bakanlık, örgüt mensuplarının örgütlü suç faaliyetlerinde bulunduğunu da muhataplarının dikkatine sunmaya devam edecek.
DEAŞ, El Kaide gibi terör örgütleriyle mücadelesi de devam eden Türkiye, radikal terör örgütlerinin faaliyetlerinin engellenmesi ve yabancı terörist savaşçıların oluşturduğu tehdidin bertarafı için yürütülen çalışmalarda etkin rol oynuyor.
Dışişleri Bakanlığı, ayrıca yurt dışında FETÖ iltisaklı oluşumların kapatılması, devredilmesi, örgütle iltisaklı şahısların üçüncü ülkelerde hareket alanlarının daraltılması ve adaletten kaçmalarının engellenmesi amacıyla gerekli çalışmaları da ilgili kurumlarla birlikte yapıyor. Bugüne kadar FETÖ ile mücadele kapsamında 40 ülkede FETÖ iltisaklı okul ve dil kursunun faaliyetleri kısmen ya da tamamen sonlandırıldı, bu ülkelerin 20'sinde okullar Türkiye Maarif Vakfına (TMV) devredildi. TMV, 24 ülkede yeni okul açtı.
Geçici koruma altındaki Suriyeliler ve göç krizi
Dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yapan ve özellikle geçici koruma altında bulunan Suriyelilere sunduğu imkanlarla öne çıkan Türkiye, Suriye krizinin başından bu yana dünyaya adil yük ve sorumluluk çağrısını sürdürüyor.
Küresel bir mesele olan mülteciler konusunun uluslararası iş birliğiyle ele alınması gerektiğini vurgulayan Türkiye, 3,6 milyonu Suriyeli 4 milyona yakın yerinden edilmiş yabancı için güvenli liman konumunda.
Bugüne kadar, Türkiye'nin yürüttüğü harekatlarla terörden arındırılarak istikrarın sağlandığı bölgelerde iyileşen asayiş ve altyapı koşullarını gören 411 binden fazla Suriyeli evlerine döndü.
Coğrafi konumu nedeniyle doğrudan büyük bir göç baskısı altında olan Türkiye, tüm insan hakları yükümlülüklerini ihlal ederek göçü sınırda durdurup göç yükünü Türkiye gibi sınırdaş ülkelerin üzerine yüklemek isteyen AB'den 18 Mart Mutabakatı çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirmesini bekliyor.
Türkiye, uluslararası hukuka aykırı şekilde sığınmacıları geri iten ve onlara kötü muamelede bulunan Yunanistan'ın insan hakları ihlallerini de her platformda gündeme getiriyor.
- Açılım ve ortaklık politikaları sürecek
Türkiye, açılım ve ortaklık politikası çerçevesinde kendi tecrübesini, toplumsal, siyasal ve kültürel birikimini, sahip olduğu olanak ve kaynakları farklı kıtalardaki ülkelerle paylaşmayı sürdürecek.
"Afrika'nın sorunlarına Afrika çözümleri" anlayışıyla ortaya çıkan Türkiye'nin "Afrika'ya Açılım Politikası", 2013'ten bu yana "Afrika Ortaklık Politikası" olarak devam ediyor.
Bu ortaklık politikası kapsamında, Afrika ile ikili ticaret 2003'te 5,4 milyar dolarken 2019 yıl sonu itibarıyla 26,2 milyar dolara yükseldi.
Türkiye, çok yönlü dış politika çerçevesinde Latin Amerika ve Karayipler bölgesine yönelik iş birliği adımları atmaya da devam ediyor.
Bu bölgede 2010'a kadar 6 büyükelçiliği bulunan Türkiye'nin bu yıl itibarıyla bölgedeki diplomatik ve konsüler temsilcilik sayısı 17'ye ulaştı. Bu bölge ülkelerinin Türkiye'deki büyükelçilik sayısı 15, başkonsolosluk sayısı da 6 oldu.
Türkiye, ayrıca Asya ile eşitlik, karşılıklı saygı, ilkeler, ortak değerler ve uyum üzerinden mevcut bağları kuvvetlendirerek yeni bir enerji yakalamak hedefiyle "Yeniden Asya" açılımını da geçen yıl başlattı.
Bu çerçevede Asya ülkeleriyle siyasi temas ve istişarelerin arttırılması, her alanda iş birliği fırsatlarının ele alınması, Türkiye'nin Avrupa ile Asya arasındaki birleştirici konumunun pekiştirilmesi hedefleniyor.
Öte yandan, 74 ülke ile vize uygulamasının kaldırılması sonucu ilgili ülkelerle sosyal, ekonomik ve kültürel ilişkiler güçlenirken Gürcistan, KKTC, Moldova ve Ukrayna'yla başlatılan karşılıklı kimlikle seyahat imkanına, gelecek dönemde Azerbaycan ve Belarus'un da dahil edilmesi planlanıyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com