Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir, Savunma Sanayii Müsteşarlığının 31. kuruluş yıldönümünde, savunma sanayii alanında gelinen noktayı, mevcut projeleri ve yeni dönem stratejilerini değerlendirmek üzere basın mensupları ile Savunma Sanayii Müsteşarlığında düzenlenen kahvaltıda bir araya geldi.
Gazetecilerin sorularını cevaplayan Demir, milli savaş uçağı projesiyle ilgili soru üzerine, yerli ve mili kavramlarının karıştırılan konular olduğuna vurgu yaparak, "Global olmuş bir dünyada aslında yüze 100 yerli bir üründen söz etmenin imkansızlığını çoğu zaman konuşursunuz. Burada asıl olan unsur bizim için kritik olan ileride önümüzü tıkaması muhtemel konuların bizim tarafımızdan özümsenmiş ve yapılıyor olması. Bunun dışında tedariğinde çok zorluk çekmeyeceğimiz unsurların yerli olmayabileceği ve bu konuda da en uygun ve optimum çözüme gidilebileceğini düşünüyoruz. Savaş uçağı konusunda F-35 projesini veya diğer bazı savaş uçaklarının yapım safhalarını takip edenler hatta savaş uçağı da değil yolcu uçağıi hafif jet bu konuları biraz takip etmiş olanlar bilirlerki süreçler aslında kısa değil oldukça meşakkatli ve safha safha yürütülen süreçler. Biz de burada yola çıktık hayalimiz büyük ancak hayalperest değiliz. Bundan kastım, bu projenin ne kadar iddialı olduğunun farkındayız ve bir adımda da mükemmel bir uçağı yakalayacağız iddiamız yok ancak nihai hedefimiz olsun safha safha gidelim ve burada yola çıktığımızda da mevcut tecrübe seviyemiz, insan kaynaklarındaki yetkinlik durumumuz, geçmişte yaptığımız işleri de masaya koyduğumuzda akılcı olan yolun bu işlerin en azından bir kısmını veya hepsini daha önce yapmış bize destek sağlamakla ilgili bir rezervi olmayan şirket veya ülkelerle işbirliği yapmak. Bununla ilgili bir ihaleye çıktık ve ihale neticesinde teklif veren 3 firma arasında ilk sırada veya teklifini en iyi gördüğümüz firmayla görüşmelere başladık. Bunun anlamı, teknik destek sağlayıcıdan kastımız bizim tasarım sürecimizde tecrübemizin az olduğu konularda o firmanın tecrübelerinden istifade etmek, belirli teknolojileri gerektiğinde ortak geliştirmek gerektiğinde transfer etmek. Sürecin neticesinde işbirliği yapılan firma bize neticede bir destek ve danışmanlık konumunda bulunacak ve projeyi de biz İcra Komitesi’nden ön tasarım safhasına kadar yetki olarak başlattık. Yani, belirli bir süreçte uçağın asli unsurları ortaya çıkacak ondan sonra asıl prototip geliştirme safhasına geçeceğiz. Safha safha derken de ilk çıkan prototipimiz belki talep edilen istekleri karşılamayacak ama belirli tecrübelerle, yöntemlerle bunu zamanla olgunlaştıracağız" diye konuştu.
"BU UZUN BİR YOLCULUK"
Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Süre olarak da 2023’ü zikrederken 2023’te Silahlı Kuvvetlerimizin envanterinde olan, görev yapan bir uçaktan bahsetmiyoruz ama bahsettiğim safhaların belki ilkini, şeklini bulmuş, ortaya çıkmış uçağı kastediyoruz. Bu uzun bir yolculuk, bu uzun yolculukta da bahsettiğimiz bir danışmanlık ve teknik destek sağlama işlemidir bunu yaparken de sadece firmanın değil, firmanın bulunduğu ülkenin de devlet seviyesinde belirli desteğinin olmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu konulara girdiğimizde firmalar ne kadar istekli olursa olsun belirli noktalarda devletlerin veya ilgili hükümetin devreye girerek belirli konuları bloke etme ihtimalleri olduğunu bildiğimizden dolayı bir garanti almak adına veya iki işlemin beraber gitmesi adına hem şirketin hem devletin aynı şeyi konuştuğundan emin olmak üzere bir girişim sürecindeyiz ve bu da sonuçlanmak üzere. Yolcu uçağı meselesi aslında bir ülke projesi, Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın doğrudan öncü olduğu bir proje olarak adlandırılması ilk planda zor ama belli aşamada projeyi sahiplendik, belirli seviyeye getirdik görüşmeler belli safhada bundan sonraki gelişmelerden de haber alırsınız."
RUS HAVA SAVUNMA SİSTEMİ
Demir, uzun menzilli hava savunma sistemi ile ilgili olarak Rus Hava Savunma Sistemi’nin Türkiye’ye verilebileceğine ilişkin haberlerle ilgili soru üzerine, "Bu konudaki söylemimiz hep aynı, yol haritamız da belli. Biz, ihalenin iptal olduğunu söyledik ancak projemizin iptal olmadığını belirttik. Biz bununla ilgili olarak milli gelişmeye devam ediyoruz. Aslında hava savunma sistemi katmanlı bir sistem, zaten şu anda Hisar Projelerimiz, hava ve savunma sistemi zinciri içerisinde yer alan projeler, bunlar daha da geliştirilerek çeşitli menzil ve irtifalarda, çeşitli önleme kabiliyetlere sahip ürünleri geliştirme sürecine girdik dedik ve orada bir parantez açtık bu süreç içerisinde bize destek vermek durumunda olan ülke ve firmalardan da destek alabileceğimiz, teknik işbirliği yapabileceğimizi belirttik. Orada da kapımızın kapalı olmadığını, daha önce ihaleye teklif veren şirketler de dahil olmak üzere istekli taraflarla görüşebileceğimizi söyledik. Şu anda da konumumuz aynıdır. Çinliler görüşmek istediklerinde onlarla görüşüyoruz, Ruslar görüşmek isterse onlarla görüşüyoruz, yani bizim bu anlamda yol haritamız belli. Bizimle teknik anlamda işbirliği yapmak veya projemize destek olmak isteyen firmaların kapımızı çalmaları durumunda da bunlarla görüşmelerimiz konusunda açık olduğumuzu zaten söyledik konumumuz aynıdır" ifadelerini kullandı.
NATO’dan gelebilecek olan tepkilerle ilgili ise Demir, Türkiye’nin alışık olduğu bir durum olduğunu söyledi.
dikGAZETE.com