Göreve gelmesinin ardından ilk ziyaretlerine geleneklere uygun olarak Azerbaycan ve KKTC’ye yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dönüş yolunda uçakta medya yöneticilerine önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın sözleri özetle şöyle:
İKİNCİ YARDIMCI ATANABİLİR: Fuat Oktay Bey özellikle Başbakanlıktaki Müsteşarlığı ve AFAD’daki çalışma döneminde başarılı bir isimdir. Oktay üretimi ve katkısı ile MGK toplantılarında yaptığı sunumlar ile hep dikkatimi çekmiştir. Şu anda bir başkan yardımcısı olarak atadık, ama ileride bir ikinci başkan yardımcısı atama durumum da olabilir. Bir mesafe alalım, bakarız.
SİVİL-ASKER YAKLAŞIMI AŞILDI: Bir çift başlılığın olması doğru bir şey değil. Bunu artık bir yoluna koymamız lazım. Bunu kararlılıkla aşacağımızı tahmin ediyorum. Gerek Hulûsi Akar Paşa’nın gerek ise Yaşar Güler Paşa’nın ve Ümit Dündar Paşa’nın birbirleri ile olan gönül bağları ve birliktelikleri “şüpheci nazar” ile bakma gibi bir durumu ortadan kaldırmıştır. Sivil- asker gibi bir yaklaşım kalmamıştır, aşılmıştır. İnanıyorum ki karar alma sürecinde de bir sekteye fırsat vermeyecektir. Genelkurmay Başkanlığı Millî Savunma Bakanlığı’na bağlanabilir, hiçbir mânisi yok.
ALBAYRAK EKONOMİYİ TOPARLAYACAK: Hazine Bakanlığı ile Maliye Bakanlığını birleştirdik. Devlet bankaları da Merkez Bankası da artık bu bakanlıkla ilişkili kurum olarak ilintili hâle geldi. Berat Albayrak Bey’in finans sektörü ile hem pratikte hem de teorikte geçmişi var. Bu işi çok daha seri derleyip, toparlayacağına ve başarıyla yürüteceğine inanıyorum. Maliye ve Hazine bakanlıkları geçmişte zaten tek bir bakanlıktı, ancak sonradan ayrılma süreci oldu. Ama o uygulama fayda getirmedi, zarar getirdi. Bunlar bir bütünün parçaları. Şimdi biz bunu “deneme - yanılma” diyelim; neticelerini gördük ve birleştirmeyi uygun bulduk.
TÜRKİYE İYİ YOLDA: Yabancı basının yaklaşımlarına göre hareket etmek doğru bir anlayış değildir. Dolayısıyla, onların yaklaşımlarını pek umursamıyorum. Biz onların açıklamalarına değil, daima kendi işimize bakalım. Türkiye iyi yolda. Yatırımlarımız ortada. Uluslararası kuruluşların, kredi kuruluşlarının Türkiye’de yatırım yapanlara kredi vermesi de bunu gösteriyor. Ekonomi hadisesinde birileri bu işi tırmandırmaya çalışsa da, bunun düştüğünü göreceksiniz. Bu kadar emin konuşuyorum. Hazine ve Maliye Bakanımız elbette ne gerekiyorsa yapacaktır. Ben eminim, sadece devlet bankalarımız değil, özel bankalarımız da gerektiğinde taşın altına eline koyacaktır. Bu işi sadece devlet bankalarının sırtına yükleyemeyiz.
SAYI ÜÇE KADAR ÇIKACAK: Bakan yardımcıları birden fazla olabilecek, bazılarında ikiyi bazılarında üçü zorlayacağız. Bakanlıkların güçlü olması lazım. İşlevlerine göre belirleyip çalışmaları güçlü hale getirmek istiyoruz. Personelde ciddi manada üst düzey yönetici de azaltmaya gidiyoruz. Amerika’yı düşünün, bir bakanın altında üç tane, dört tane bakan yardımcısı var. Biz de bakanlığın vasfına göre buralarda bu tür adımları atacağız. Bakan yardımcılarını da bakan arkadaşlarımız delege edecek. Sistemin bir diğer özelliği yalın olması.
YETKİ KARGAŞASI OLMAZ: Kurullar, ofisler, bakanlar arasında yetki karmaşası olmaz, o konuda hiçbir endişem yok. Kurullar ve kurumların hepsi bana bağlı. Ama tüm bu kurum ve kurullarda birer tane vekilim var. Ne demek o? Benim vekilim o kurum ve kurulları benim katılmadığım zaman benim adıma yönetecek. O bize bilgi sunacak. Ayrıca bir de ofisler var. Örneğin Finans Ofisi. Görevi dünyadan para bulacak, yani icrai bir yanı da var. Direkt olarak Cumhurbaşkanı’na bağlı çalışacak. Dünyadaki para üreten yerlerle ilişki kurarak Türkiye’ye para getirme gayreti içinde olacak.
BAŞKAN, BAKANLARI TEK TEK ANLATTI Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabinesindeki bakanların en büyük özeliğinin ‘dürüstlük, ehliyet ve liyakat’ olduğunu söyledi. Hepsine ayrı bir parantez açan Erdoğan şunları söyledi: Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy: Turizm sektörü içindeki neredeyse bir numara operatördür. Davet ettik, kırmadı, görevi üstlendi. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan: Sektörün içinde bir iş insanı. Kendisine inanıyorum, ondan da çok şey bekliyorum. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: “Madem sağlık sektöründen şikâyetin var, o zaman gel sen de bu işin içine gir” dedim. Sağ olsun kırmadı. Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk: Benim ilk dönemimde MEB Talim Terbiye Kurulu Başkanı idi. Okullarında başarı grafiği yüksek. Oradaki başarılarını devlet okullarımıza hâkim kılmasını temenni ediyorum. Gıda Tarım Orman Bakanımız Bekir Pakdemirli: Babasından genlerine işlemiş bir başarı var, gıda sektöründe önemli görevlerde bulundu, ekonomi dünyasını da iyi bilen bir isim. Diğer yandan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da çok önemli. Albayrak’ın bakanlığı dönemindeki müsteşar arkadaşımız Fatih Dönmez yıllardır sektörün içinde başarılı bir arkadaşımız. Mustafa Varank’ı zaten tanıyorsunuz. Gayretli, pratik, zeki, tuttuğunu koparır; atom karınca diyebilirsiniz. Çalışma, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk: Çok zeki, farklı yerlerde eğitim görmüş, iyi bir istatistikçidir, kadın istihdamı ile ilgili önemli çalışmaları var. Ben Fatma Betül Sayan Kaya Hanım’dan, Jülide Sarıeroğlu’ndan da çok memnundum; ama parlamentodan kabineye çok fazla isim çekmeyelim istedik. Gençlik ve Spor Bakanlığına getirdiğimiz Mehmet Kasapoğlu, ’nun başında idi. ABD’de eğitim yaptı, ’da bize çok ciddi katkıları oldu. Ulaştırma Bakanı Cahit Turan: Özel sektörde üst düzey yöneticilik yapmış, çok çalışkan, dürüstlüğü ile bilinen, saat mefhumu olmayan bir isim. Çevre Bakanı Murat Kurum’u Emlak Konut’tan aldık. Onu anlatmaya gerek var mı? Emlak Konut’un Kurum ile nasıl uçtuğunu, güçlendiğini biliyorsunuz. Bu arada Dışişleri Bakanlığında Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanlığında Süleyman Soylu, Adalet Bakanlığında ise Abdulhamit Gül, onların da her biri kendilerini ispatlamış arkadaşlarım.
BATUHAN YAŞAR
Kaynak: IHA
dikGAZETE.com