?>

Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşü, Çin ile ekonomik ayrışmayı derinleştirebilir

Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşü, Çin ile ilişkilerde gerilimli bir dönemi haber verirken, iki güç arasında yeni bir ticaret savaşına ve ekonomik ayrışmaya yol açabilecek gelişmelerin, dünya ekonomisinde kökten değişimler yaratabileceği öngörülüyor.

Dünya - 4 ay önce

Pekin

ABD'nin 47. Başkanı seçilen Trump, seçim kampanyasında Çin'den ithal tüm ürünlere yüzde 60'a kadar gümrük vergisi getireceğini duyurarak, ticaret tarifelerini bir kez daha ekonomik rekabette ana pazarlık unsuru olarak kullanacağının işaretini verdi.

Nitekim Trump, 20 Ocak 2025'te başlayacağı görevinin ilk gününde Kanada ve Meksika'dan ithal ürünlere yüzde 25 gümrük tarifesinin yanında Çin'den ithal tüm ürünlere başlangıç için yüzde 10 gümrük vergisi getireceğini duyurdu.

Trump, başkanlığının ilk döneminde Çin'den ithal yaklaşık 550 milyar dolarlık ürüne gümrük vergileri getirmiş, Pekin yönetimi ABD'den ithal 185 milyar dolarlık ürün için tarifeleri yükseltmesiyle iki ülke arasında "ticaret savaşı" olarak anılan restleşme yaşanmıştı.

Donald Trump'ın ikinci döneminde de gümrük tarifelerini yükseltmesinin, Çin ile halihazırda ileri teknoloji alanında ihracat ve yatırım kısıtlamalarıyla süregelen ekonomik ayrışma sürecini daha da derinleştirmesi bekleniyor.

Dünyanın en büyük iki ekonomisi arasında yeni bir ticaret savaşını tetikleyebilecek gelişmeler, küresel ekonomik büyümeyi ve makro ekonomik dengeleri olumsuz etkileme ihtimalinin yanında, küresel tedarik zincirlerinin ayrışmasına yol açarak dünya ekonomisinde derin sarsıntılar yaratmaya aday görünüyor.

Ticaret savaşı

ABD ile Çin arasında bir ticaret savaşının başlangıcı olarak görülen gelişmeler, dönemin Başkanı Trump'ın, iki ülke arasında ticaret açığını ve Pekin yönetiminin rekabete aykırı sanayi teşvik politikalarını öne sürerek 2018 yılında Çin'den ithal edilen çelik ve alüminyum ürünlerine ilave gümrük tarifesi getirme kararıyla başladı.

Çin'in buna karşılık vermesi üzerine uluslararası kamuoyunda "ticaret savaşı" olarak adlandırılan, iki ülkenin yüz milyarlarca dolarlık dış ticaret alışverişleri için gümrük tarifelerini karşılıklı artırmasıyla tırmanan bir süreç yaşandı.

Taraflar, 2019'da ticari anlaşmazlıkları geçici olarak askıya almaya karar verirken, müzakereler sonunda 2020'de "Faz 1" olarak adlandırılan anlaşmayla tarife artışlarının bir bölümü rafa kaldırıldı. Anlaşmayla ABD, Çin'den 550 milyar dolarlık ithalatın 250 milyar dolarlık kısmı için gümrük vergilerini kaldırırken 300 milyar dolarlık kısmına yönelik tarifeleri sürdürdü.

Trump, Çin ile ekonomik rekabette, daha çok ABD aleyhine olan dış açığına odaklanan, dış ticaret kalemlerinde gümrük vergilerini artırma tehdidiyle Çin üzerinde baskı kurmaya çalışan bir yöntemi benimsedi.

Donald Trump döneminde ayrıca Çinli telekomünikasyon şirketi Huawei ve ZTE'ye getirilen kısıtlamalar, Çin ordusuyla bağlantılı şirketlere "Çin askeri şirketi" tanımlaması getirilerek yaptırım uygulanması, daha sonra Başkan Joe Biden döneminde teknoloji güvenliği alanındaki daha geniş kapsamlı tedbirlerin öncüsü oldu.

Ekonomik ayrışma

Trump'tan başkanlığı devralan Biden, önceki dönemdeki tarife artışlarını ve şirketlere yönelik kısıtlamaları muhafaza ederken, teknoloji alanında daha sistemli, korumacı ve ulusal güvenliğe odaklı bir yaklaşıma yöneldi.

Biden yönetimi, "yüksek çitli küçük bahçeler" olarak adlandırdığı stratejiyle, ABD'nin ulusal güvenliğini tehdit edebilecek kilit teknolojilerin transferini önlemek üzere belirli sektörlere ve tedarik zincirlerine odaklanan kısıtlayıcı ve korumacı tedbirler uyguladı.

Yeni Trump döneminin de ulusal güvenliği önceleyen ve ekonomik bariyerleri yükselten bir dönem olması bekleniyor. Ancak Biden döneminde, belirli alanlarda ekonomik bağımlılığa bağlı riskleri giderme (de-risking) yaklaşımı öne çıkarken, Trump döneminin stratejik ekonomik ayrışmayı (de-coupling) yoğunlaştıracağı öngörülüyor.

Trump, Çin ile ekonomik rekabet stratejisinde tarifeleri kullanarak, ABD'ye yatırım çekme, yerel imalat sanayisini canlandırmayı ve ekonomik güvenliği sağlamayı hedefliyor.

Gümrük tarifelerini artırılmasını savunan Trump ve destekçileri, Çin'deki devlet destekli sanayi politikasının adil rekabete zarar vererek Amerikalı üreticileri dezavantajlı konumda bıraktığını, bu sebeple gümrük vergilerinin, bu politikayı dengelemek üzere "karşı-tedbir" olarak uygulanmasını tercih ediyor.

ABD'nin küresel imalattaki payının 1980'lerde yüzde 25 iken 2020'lerde yüzde 10'a kadar gerilemesine işaret eden Trump ve destekçileri, 1992'de Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması'nı (NAFTA) imzalamasını ve Çin'in 2001'de dünya ticaret örgütüne üye olmasının bunda etkili olduğunu, serbest ticaretin imalat alanında ABD aleyhine bir durum yarattığını vurguluyor.

Çin'e karşı şahin tutum alan isimler kilit bakanlıklara aday

Trump'ın yeni kabinesinde ekonomi alanındaki kilit bakanlıklara Çin'e karşı şahin tutumlarıyla bilinen isimleri aday göstermesi de yeni dönemdeki politikalara ilişkin önemli ipucu olarak görülüyor.

Donald Trump'ın, Ticaret Bakanlığına aday gösterdiği, Wall Street'ten yatırım bankacısı Howard Lutnick, gümrük tarifelerini savunan bir isim olarak biliniyor.

Lutnick, bir röportajında ABD'nin 20. yüzyılın başındaki ekonomik büyümesinde ve refah artışında gümrük tarifelerinin önemli etkisi olduğuna işaret ederek, "Dünyanın geri kalanına tarife uygulamanız gerek. Onları dışarıda bırakacak ve imalatı yeniden ülkeye getireceksiniz." ifadesini kullanmıştı.

Çin'i, ABD'de yaygın bir bağımlılık krizine yol açan fentanil maddesinin ana kaynağı olmakla suçlayan Lutnick, "Çin, ABD'ye göbeğinden saldırıyor." diye konuşmuştu.

Trump'ın, Hazine Bakanlığına aday gösterdiği, yine Wall Street'ten gelen bir isim olan, yatırım fonu yöneticisi Scott Bessent de bir röportajında, "Diğer ülkeler ABD'nin açıklığını uzun zamandır istismar etti, biz de buna müsaade ettik. Tarifeler, nihayetinde Amerikan halkının arkasında durmanın bir aracı." değerlendirmesinde bulunmuştu.

Bessent, ABD'nin Fox News televizyonu için kaleme aldığı görüş yazısında, ABD'nin pazarlarını dışa açarken bundan faydalanan Çin'in ekonomik büyümesinin ise "despotik bir rejimin varlığını pekiştirdiği" görüşünü paylaşmıştı.

Tedarik zincirleri kökten değişebilir

Trump'ın ilk dönemindeki ticaret savaşı, Çin'in küresel ticaretteki konumunda önemli bir değişime yol açmadı. IMF rakamlarına göre, ülkenin küresel ticaretteki payı 2017-2019 yıllarında yüzde 9 ila 10 arasında seyrederken, Faz-1 anlaşmasının imzalandığı 2020'de yüzde 10,3'e yükseldi.

Öte yandan tarifeler, Çin'in dış ticaretindeki ABD payını azalmasına sebep olmasına rağmen ülkenin ABD'ye ihracatının parasal değeri arttı. Çin Gümrükler Genel İdaresi verilerine göre, ABD'de dış satım 2017'de 429,72 milyar dolar ile toplam ihracatın yüzde 18,9'unu oluştururken, 2023'te 500,24 milyar dolara ulaşmasına rağmen toplam ihracat içindeki payı yüzde 14,8'de kaldı.

Çin bu dönemde jeopolitik olarak yakın durduğu Rusya'nın yanı sıra, Güney Doğu Asya ve Orta Doğu ülkelerine ihracatını artırarak dış ticaretini çeşitlendirmeyi başardı. Ancak ABD hala Çin'in açık ara en büyük ticari ortağı konumunda bulunuyor.

Trump'ın önerdiği yüzde 60 gümrük tarifesinin uygulanması halinde, ilk yılında Çin'in toplam ihracatının yüzde 8, gayrisafi yurt içi hasılasının ise yüzde 2 azalacağı tahmin ediliyor. Bu durumun dünyadaki ekonomik büyümeyi de yüzde 0,8 azaltacağı öngörülüyor.

Tarifeler, Çin ile iş yapan ABD'li şirketleri tedarik zincirlerini başka yerlere kaydırmaya yönlendiriyor. Nitekim piyasa araştırma şirketi Medius'un anketine katılan Amerikan şirketlerinin yüzde 69'u bu yola başvurduklarını, bunlardan yüzde 94'ü ise bunda başarılı olduklarını bildirdi.

Öte yandan Çin şirketlerinin, ABD'nin ticari korumacılığına karşı kendi tedarik zincirlerini oluşturmaya yönelik bir atılım içinde olacağını, bunun da küresel tedarik zincirlerinin ayrışmasına ve rakip tedarik zincirlerine yol açacağı öngörülüyor.

Çin, ne yapacak?

Çin'in artan gümrük tarifelerine karşı ekonomik büyümeyi dengelemek için ekonomik canlandırma politikalarına ağırlık verebileceği değerlendiriliyor. Halihazırda yerel yönetimlerinde borç problemleri, gayrimenkul sektöründeki kriz ve zayıf iç talep nedeniyle büyüme için dış talebe ve ihracata dayanan ülke ekonomisinin tarifelerden olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz görünüyor.

Bu arada, Çin'in jeopolitik olarak yakın durduğu ülkelerle ticaretini geliştirmeyi ve alternatif tedarik zincirlerinin oluşturulmasına ağırlık vermeyi sürdüreceği ve bu yolla stratejik ayrışmadan kaynaklanan riskleri gidermeye çalışacağı değerlendiriliyor.

Öte yandan Pekin yönetimi, ABD'nin yeni yönetimi ile birlikte çalışmaya da hazır olduğu mesajını veriyor.

Çin Devlet Başkanı Şi, ABD Başkanı Joe Biden ile 17 Kasım'da Peru'nun başkenti Lima'da düzenlenen Asya Pasifik İşbirliği (APEC) Zirvesi'nde yaptığı görüşmede, Çin ve ABD'nin, iki büyük ülke olarak birlikte var olmanın yollarını aramayı sürdürmesi gerektiğini belirtmişti.

Çin'in, ABD ile istikrarlı, sağlıklı ve sürdürülebilir ilişkiler kurma amacının değişmediğinin altını çizen Şi, "Çin, yeni ABD hükümetiyle diyaloğu sürdürmeye, işbirliğini genişletmeye, farklılıkları yöneterek Çin-ABD ilişkilerinde yumuşak geçiş sağlamaya hazırdır." ifadesini kullanmıştı.

Şi, ekonomik ayrışmanın ve tedarik zincirlerini bozmanın çözüm olmadığını, ortak kalkınmanın ancak karşılıklı faydaya dayalı işbirliğiyle sağlanabileceğini vurgulayarak, "Yüksek çitli küçük bahçeler kurmak, büyük bir ülkenin izleyeceği yol olmamalı. İnsanlığın refahı yalnızca açıklıkla ve paylaşmayla gelişir." değerlendirmesinde bulunmuştu.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
Haftanın Öne Çıkanları

Kahramanmaraş'taki fırtınanın şiddeti saatte 95 kilometre hıza ulaşmış

2024-11-26 12:57 - Gündem

Beşiktaş’ta Samet Aybaba ve Friedel ile yollar ayrıldı

2024-11-27 01:23 - Spor

Türk Standardları Enstitüsü 161 personel alacak

2024-11-26 09:31 - Gündem

Beylikdüzü'nde çıkan fabrika yangını yaklaşık 36 saattir sürüyor

2024-11-24 15:38 - Gündem

Taklit-tağşiş yapılan ve sağlığı tehlikeye düşürebilecek gıdalar listesine yeni ürünler eklendi

2024-11-22 15:48 - Gündem

Oyak Renault yeni modeller için AR-GE kapasitesini güçlendiriyor

2024-11-28 10:27 - Ekonomi

Ticaret Bakanı Bolat: Enflasyonu düşürme önceliğiyle dengeli bir büyüme patikasında ilerliyoruz

2024-11-29 12:43 - Ekonomi

Doğu Anadolu'da soğuk hava, kar ve tipi etkili oluyor

2024-11-28 11:02 - Gündem

Ukrayna: Ülke genelindeki enerji tesislerine yönelik yoğun saldırılar yaşanıyor

2024-11-28 10:13 - Dünya

DMM, "Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, komisyonu terk etti" iddiasını yalanladı

2024-11-26 15:27 - Gündem

İlgili Haberler

İsrail basını, ABD Başkanı Trump'ın Netanyahu'yu "küçük düşürdüğünü" yazdı

15:53 - Dünya

Almanya'da hükümet kurma görüşmelerinde "son viraja" gelindi

15:37 - Dünya

ABD, istihbarat faaliyetleri için Japonya'nın güneyine keşif uçağı konuşlandıracak

14:53 - Dünya

İran: ABD tarafı gerçek irade gösterirse anlaşma mümkün

14:33 - Dünya

AB Yüksek Temsilcisi Kallas, Arnavutluk'un geleceğinin AB'de olduğunu söyledi

14:22 - Dünya

Günün Manşetleri

İsrail basını, ABD Başkanı Trump'ın Netanyahu'yu "küçük düşürdüğünü" yazdı

15:53 - Dünya

Almanya'da Fenerbahçe efsaneleri ile eski Schalke 04 oyuncuları dostluk maçı yapacak

15:48 - Spor

TFF Müzesi'nde Şenes Erzik için özel bir köşe oluşturuldu

15:43 - Spor

Almanya'da hükümet kurma görüşmelerinde "son viraja" gelindi

15:37 - Dünya

TBMM Başkanı Kurtulmuş'tan Özbekistan'da yoğun diplomasi trafiği

15:32 - Siyaset