Esra Nur Gökçek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, triatlona başlamadan önce Fenerbahçe Spor Kulubünde milli yüzücü olduğunu anımsattı. Triatlonu küçük yaşlardan itibaren bildiğini ve yapmak istediği bir branş olduğunu belirten 24 yaşındaki Esra, "Çevremdeki triatlet arkadaşlarımın da desteğiyile 18 yaşımda profesyonel yüzme hayatıma son verip triatlona başladım. Triatlonu seviyorum. Üç farklı branştan oluşmasıyla zorluk seviyesinin yüksek olmasını ve sınırlarımı zorlamak hoşuma gidiyor." ifadelerini kullandı.
Ailesinin teşviğiyle 6 yaşında cimnastiğe başladığını vurgulayan milli sporcu, şöyle konuştu:
"Ailem spor konusunda benim en büyük desteğim. Şanslı sporculardanım. Sporda en önemli destek aile desteğidir. Spor bana sorumluluk bilincini, disiplinli, öz güvenli olmayı öğretti. Girdiğim her ortamda kendimi sevdirmeyi, kabul ettirmeyi başarabiliyorsam spor sayesindedir. Sosyal ilişkilerde, eğitim ve iş hayatında da sporculuk karakterimin önemli bir yeri var. Spor sayesinde bir çok insana ulaşabiliyor ve hayatlarına iyi yönde dokunabiliyorum. Her sporcunun bir felsefesi olmalı. Benim felsefem sporda kazanacağım başarılarla ismimi duyurmak ve tüm istekleri gözardı edilmiş, yetenekleri bastırılmış dünyadaki tüm genç kızlara uzanan bir el olmak. Onların söyleyemediklerini söylemek, yapmak istediklerini yapmak kısacası tüm ezilmiş, fırsat verilmemiş dünyadaki tüm kız kardeşlerim için yarışıyorum."
Triatlonda kendini yeni bir sporcu olarak gördüğünü dile getiren Esra, "Öğreneceğim daha çok şey var, yarışacağım çok yarış ve yapacağım çok antrenman var. Dayanıklılığın ön planda olması nedeniyle triatlonda antrenman yaptıkça, ortalama 26-28 yaşlarında performans tam anlamıyla ortaya çıkıyor. Önümde uzun yıllarım var ve bu sporda ülkemi, bayrağımı en güzel şekilde temsil edeceğime inanıyorum." değerlendirmesini yaptı.
"Kendimi daha bilinçli ve güçlü hissediyorum"Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle dünyada birçok spor organizasyonunun iptal edildiğini belirten Esra Nur Gökçek, şunları kaydetti:
"Pandemi süreci tüm dünyayı etkiledi. Maalesef sporcular olarak bizlerde çok etkilendik. Takvimimiz alt üst oldu. Yarışlarımız, kamplarımız iptal edildi. Hatta 2020 sezonu sonuna kadar uluslararası yapılması düşünülen tüm organizasyonlar puansız koşulacak. Bu sürecin başlarında ben de herkes gibi zorlandım. Ancak hedeflerimin bilincinde bir sporcu olarak önüme baktım. Eksik taraflarım üzerinde yoğunlaştım. Pandemi sürecinin başlarında ayrıca bir de sakatlığım vardı. Bunu lehime çevirdim, toparlanma ve iyileştirme sürecimi çok başarılı geçirmiş oldum. Şimdi kendimi daha bilinçli ve güçlü hissediyorum. Bu süreçte en büyük desteği spor psikoloğum Eylem Şenkal verdi. Her daim pozitif kalmama yardımcı oldu. Kafamda büyüttüğüm şeylerin aslında gereksiz, ufak problemler olduğuna inanmamı sağladı. Tüm profesyonel sporcuların bir antrenörü olması gerektiği gibi ayrıca bir spor psikoloğu da olması gerekiyor."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com