KIRKLARELİ - Özgün Tiran
Sultan II. Abdülhamid'in fermanı ile bölge halkının birlik ve beraberliğinin sağlanması amacıyla 1910 yılında Kırklareli'nin Pehlivanköy ilçesinde başlayan Pavli Panayırı, 108. randevusuna hazırlanıyor.
Halk arasında "Sonbahar panayırı" ve "Pomak bayramı" diye de bilinen panayırı, Pehlivanköy'ün yanı sıra serhat kenti Edirne, liman kenti Tekirdağ ve Çanakkale'deki vatandaşlar da heyecanla bekliyor. Panayırda vatandaşlar hem doyasıya eğleniyor hem de farklı ürünlerin satıldığı tezgahları gezip bir asırlık etkinliğe tanıklık ediyor.
Trakya'nın ayakta kalan tek panayırıPehlivanköy Belediye Başkanı Hüseyin Açıkel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Trakya'nın ayakta kalan tek panayırının bu yıl 108. kez kurulacağını söyledi.
Panayırın 14-17 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirileceğini belirten Açıkel, bir asrı aşkın süredir devam eden panayırın renkli görüntülere sahne olacağını ifade etti.
Panayır kültürünü gelecek kuşaklara aktarmanın mutluluğunu da yaşadıklarını dile getiren Açıkel, panayırda tüm vatandaşların bir araya gelerek, hem eğlendiklerini hem dostluklar kurulduğuna dikkati çekti.
Panayırın II. Abdülhamid'in fermanıyla başlatıldığı için de ayrı bir öneme sahip olduğunu dile getiren Açıkel, "Trakya'nın bir asırdan fazla ayakta kalan tek panayırı olma özelliğini taşıyan panayırımızda kültürümüzü gelecek kuşaklara aktarıyoruz. Panayır sadece Trakya'ya değil tüm Türkiye'ye hitap etmektedir. Panayırımıza bir gelen her yıl gelmek için can atıyor. Panayırımız sadece yurt içinde değil dünyanın bir çok ülkesinde de biliniyor ve misafirlerini en iyi şekilde ağırlıyor." diye konuştu.
"Panayırı sevgiliyi bekler gibi bekleriz"Vatandaşlardan Hüseyin Engin Kızıltoprak ise panayırı heyecanla beklediklerini ifade etti.
Panayırın gelmesiyle beraber traktörlerinin römorklarını adeta bir eve dönüştürdüklerini aktaran Kızıltoprak, panayır zamanında ailece römorkta konakladıklarını dile getirdi.
Henüz kundaktayken ailesi tarafından panayıra getirildiğini ifade eden Kızıltoprak, şunları anlattı:
"Ben 55 yaşındayım ve doğduğum yıldan bu yana panayıra kesintisiz olarak gitmekteyim. Heyecanlı bekleyişimiz sürüyor. Çünkü panayır bizim vazgeçilmezimiz. Panayırı römorkta yatacak kadar çok seviyoruz. Panayır alanında çevre köylülerle her yıl bir araya gelerek doyasıya eğleniyoruz. Gündüz vakitlerinde yıl boyu hazırladığımız yöresel yiyeceklerimizi satıyoruz, akşam olunca da eğlencemizi yapıyoruz. Yılın 11 ayında sadece demir yolunu döver gibi geçen trenlerin sessizliğini bozduğu ilçemizde eylül ayında iğne atsan yere düşmeyecek kalabalıklarla dolar taşar. Panayırı sevgiliyi bekler gibi bekleriz."
Kızıltoprak, panayırın anlatılacak bir kültür olmadığını belirterek, yaşanması gerektiğini vurguladı.
dikGAZETE.com