Van
Bölgede teröristlerin varlığı ve bilinçsiz avcılık nedeniyle önceki yıllarda sayıları gittikçe azalan yaban hayvanları, bölgenin huzura kavuşmasıyla doğal yaşam alanlarında daha çok görülmeye başlandı.
Tarım ve Orman Bakanlığınca üretim istasyonlarında yetiştirilen ceylan, keklik gibi hayvanların doğaya salınması, hayvanların daha geniş yaşam alanları bulmasıyla bölgedeki yüksek rakımlı dağlar yeniden gerçek sahipleriyle şenlendi.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Yaban Hayvanlarını Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, Van Gölü havzasının bozulmamış habitatı, doğal yapısı ve sulak alan yönünden zenginliğiyle yaban hayvanlarının önemli yaşam merkezlerinden biri olduğunu söyledi.
Hayvanların yaşamlarını sürdürebileceği besin zincirine ulaşabileceği, yavrularını ve kendi neslini koruyabilecek güvenli ve sessiz bir ortam bulduğu zaman oraya yerleştiğini belirten Aslan, şunları kaydetti:
"Van Gölü havzasında tarım ve sanayi baskısının olmaması, dağlara da huzur ve güvenin gelmesine bağlı olarak hayvanların sayısı artıyor. Ülkemizde Çukurova tarım olarak baskı gördü ve havaların ısınmasına bağlı olarak sulak alanlar azaldı. Konya Ovası, Sakarya'da da aynı şekilde hem tarım hem sanayi hem de iklim baskısına bağlı olarak yaban hayvanların yaşam alanı daraldı. Yaşam alanı daralınca hayvanlar daha refahlı yaşayabileceği, daha sakin olabileceği yerlere göç etti."
"Van Gölü Havzasında hayvan çeşitliliği artacak"
"Huzur ve güvenliğin sağlanması, meraların ve dağların sessiz olması münasebetiyle yaban hayvanların çeşitliliği arttı." diyen Aslan, son zamanlarda merkeze gelen hasta ve yaralı hayvan sayısının ve çeşitliliğinden bu sonuca vardıklarını aktardı.
Ayı yavrusu, tilki, kurt, çakal, yüzyılda bir görülen toy gibi birçok hayvanın tedavi için merkeze geldiğini aktaran Aslan, şöyle konuştu:
"Bu da gösteriyor ki tabiatta ve Van Gölü havzasında yaban hayvanı çeşitliliği arttı. İklimde bir değişiklik olmazsa, bu süreç devam ederse Van Gölü havzasında da önümüzdeki yıllarda hayvan çeşitliliği daha fazla olacak.
Bu bize buradaki yaşanabilir ortamın daha uygun olduğunu göstermekte. Bir yerde börtü, böcek varsa oraya yerleşin çünkü ne kimyasal bir zehir vardır ne de tehlike.
Bölgemiz yaşam alanı olarak çok uygun ortama sahip. Her mevsim Van Gölü havzasında yaban hayvanı görmek mümkün. Yazın flamingoları, alı turnalarını görürken kışın da kazları görüyoruz.
Dağlarda dağ keçisi, kurt, ayı, tilki, oklu kirpi, su samuru, porsuk, gelincik ve nesli tükenmekte olan toyları görmek mümkün. Van Gölü havzasında bu sayının daha da artacağını bundan sonra göreceğiz."
Tabiatın bütün canlıların ortak yaşam alanı olduğunu dile getiren Aslan, "Nesli tükenecek hayvanları, ortamı, sulak alanları yok etmemeliyiz. Van Gölü havzasında bundan sonra daha çok yaban hayvanı, yaban hayatı görmek, bunu da turizme kazandırmak, bölgeye katkı sağlayacaktır. Nesli tükenmekte olan bazı hayvanları burada daha fazla ürediğini görmekten de mutlu olacağız." dedi.
"Hayvanlar kendilerini daha huzurlu, daha güvende hissediyor"
YYÜ Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özdemir Adızel de bölgede hangi biyolojik varlıkların olduğunu tespit etmeye ve bunların varlıklarına ilişkin bir envanter ortaya çıkarmaya çalıştıklarını anlattı.
Söz konusu canlıların nerede yaşadığını, nerelerin korunması gerektiğini belirlediklerini bildiren Adızel, şunları kaydetti:
"Ne mutlu ki son yıllarda koruma çalışmalarına başlandı. Elde edilen bilimsel bilgiler ilgili kurumlarla paylaşıldı ve bunun sonucunda bölgede koruma noktaları ortaya çıktı. Hayvanlar kendini güvende, huzurda hissetmeye başladı. Sayıları gün geçtikçe artıyor. Bunun en iyi örneklerinden bir tanesi Erçek Gölü'dür.
Erçek Gölü'nde de inanılmaz derecede kuş artışı var. Bu sadece kuşlarla da sınırlı değil aynı zamanda yaban hayatı geliştirme bölgelerinde dağ keçisi ve diğer yaban hayvanlarının varlığında da büyük artış oldu.
Bu çalışmalar bir taraftan canlıların korunmasını sağlarken bir taraftan da halkın bilinçlenmesine neden oluyor. Artık bölgede yaşayan insanlar da hayvanlara karşı çok daha hassas davranıyor."
Hayvanların kendilerini güvende hissetmeye ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Adızel, sözlerini şöyle tamamladı:
"İnsan faaliyetlerinin gittikçe yaban hayatı üzerindeki baskısının azalması, hayvanların kendilerini daha huzurlu, daha güvende hissetmesini sağladı.
Neticede onlar da bir canlı ve onların da ihtiyaçları var. Eğer rahatsız ederseniz onlar da terk ediyorlar alanı. Yaban keçilerinin sayısında çok fazla artış olduğunu bölgede müşahede ediyoruz.
Yine Çatak ve Hakkari bölgesinde kınalı keklik sayısının çok çok arttığını biliyoruz. Bunlar çok sevindirici, olumlu gelişmeler. Erçek Gölü'nde 240'a yakın kuş türümüz mevcut. Bunların hepsinin sayısında artış olduğunu gözlüyoruz.
En sevindirici olanı ise, yıllardır büyüklerimizden 'Erçek Gölü'ne yaban kazları gelirdi' cümlesini duyardık, fakat 20 yıldır görmemiştik. Koruma çabalarıyla 2 yıldan bu yana gölde yaban kazı sürülerini görüyoruz."
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com