IĞDIR
Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Iğdır'a gelen Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, AK Parti İl Başkanlığında partililerle bir araya geldi.
Burada partililere seslenen Işık, AK Partinin kurulduğu ilk günden itibaren mücadelesini sürdürdüğünü söyledi.
"Partimiz 14 Ağustos 2001'de kurulduğunda Sayın Cumhurbaşkanımız için muhtar dahi olamaz demişlerdi" diyen Işık, "AK Parti uzun süreli olamaz, başka bir partiden kopan bir partinin başarılı olması bugüne kadar hiç görülmedi. Bu da başarılı olamaz gibi pek çok tezvirat yapıldı. Bu parti kurulduktan kısa süre sonra bütün Türkiye'nin umudu haline geldi ve 3 Kasım 2002 seçimlerinde de büyük bir çoğunlukla iktidara geldi." diye konuştu.
Işık, partiye kapatma davası açıldığını ve iktidar partisine kapatma davası açılmasının dünya demokrasisinde ilk olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"2010 referandumuna giderken pek çok sıkıntıyla karşı karşıya kaldık. Gezi olaylarında Türkiye'nin önünü kapatma, hükümeti düşürerek Türkiye'yi istikrarsızlığa döndürme gayreti vardı. Onda da başarılı olamadılar. 17-25 Aralık yargı darbe girişimi yaptılar, onda da başarılı olamadılar. Kobani eylemleri bahanesiyle Türkiye'de Güneydoğu ve Doğuyu ciddi bir karıştırma hedefiyle hareket ettiler, başarılı olamadılar. En son 15 Temmuz'da darbe girişiminde bulundular. Bunların hepsi Türkiye'nin önünü kesmeye yönelik, bilinçli, tasarlanmış, önceden planlanmış hamlelerdir. Her birini milletimizin desteği sayesinde, Rabbimizin yardımıyla bertaraf etmesini bildik."
"Birliğimizi ve beraberliğimizi daha da tahkim etmek için çalışmalarımızı da sürdürüyoruz"Son dönemlerde Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde AK Parti'ye yoğun destek verildiğinin altını çizen Işık, "Son dönemde bölgede AK Parti'ye desteğin artmasının sebeplerinden biri de terörle mücadeledeki bu kararlılığımızdır. Hiç kimsenin halkın iradesine de malına da canına da ipotek koyma hakkının olmadığını, böyle bir zorbalığa devletin asla müsade etmeyeceğini herkes gördü. Hamdolsun terör örgütü kıpırdayamaz hale geldi. Bu mücadele kesinlikle taviz vermeden devam edecek. Bu mücadelede en küçük bir tereddüte yer yok. Bunu yaparken 1990'lü yılların yanlışlarının yapılmaması için çok dikkatli davranıyoruz. Teröristle, terörle mücadele ederken kardeşliğimizi daha da güçlendirmek, birliğimizi ve beraberliğimizi daha da tahkim etmek için çalışmalarımızı da sürdürüyoruz." ifadelerini kullandı.
Işık, terörle mücadelenin sadece güvenlik boyutuyla değil, ekonomik boyutuyla da ele alındığını aktararak, şöyle devam etti:
"Yakında inşallah kamuoyunun cazibe merkezleri olarak bildiği programı yürürlüğe sokacağız ve Iğdır inanıyorum ki ciddi yatırım alacak. Sosyal politikalarla bu mücadeleyi sürdürüyoruz, hiç kimseyi ötekileştirmiyoruz. Hiç kimseyi etnik kökeninden, düşüncesinden, mezhebinden, ideolojisinden dolayı ötekileştirmiyoruz. Herkes Türkiye Cumhuriyeti'nin eşit vatandaşıdır. Benim bu ülkede ne kadar hakkım varsa Iğdırlı kardeşimin de o kadar hakkı vardır.
Çünkü bu ülkeyi birlikte savunduk, İstiklal mücadelesini birlikte yaptık, ondan sonraki her mücadelede birlikte olmayı sürdürdük. Bundan sonra da Allah'ın izniyle sürdürmeye devam edeceğiz. Halkımızın gönlünü kazanacak, halkımızın o terör örgütüyle arasındaki mesafeyi iyice açacak, terör örgütüne yönelik bir sempati varsa onu tamamen ortadan kaldıracak adımları da ardı ardına atıyoruz. Bunun için de çok sistematik bir çalışmayı hayata geçiriyoruz. İnşallah bu çalışmaları sonuna kadar sürdüreceğiz. Terörle ne kadar amansız bir mücadele verirsek halkımızla da o kadar yoğun bir kucaklaşma seferberliği yapıyoruz. Bunun gayreti içerisindeyiz."
"Kudüs'ün Filistin'in başkenti olarak tanınması için dünyaya çağrı yaptı"İstanbul'da gerçekleştirilen İslam İşbirliği Zirvesi sayesinde Kudüs'ün Filistin'in başkenti olarak tanınması için dünyaya çağrıda bulunulduğunu hatırlatan Işık, şunları ifade etti:
"AK Partinin, özellikle Recep Tayyip Erdoğan'ın önünü kesmek için çok yoğun çalışıyorlar. Nasıl önünü keseriz, nasıl engelleriz, Türkiye'nin yükselişini nasıl durdururuz. İşte dün İstanbul'da toplanan zirve aslında AK Partinin neden bugüne kadar engellenmek istendiğinin çok net bir göstergesi oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla İslam İşbirliği Teşkilatı toplandı ve Doğu Kudüs'ün Filistin devletinin başkenti olarak resmen tanınması için bütün dünyaya çağrı yaptı. Biz Doğu Kudüs'ü Filistin devletinin başkenti olarak zaten tanıyoruz, büyükelçiliğimiz de Doğu Kudüs'te ama istiyoruz ki bütün dünya tanısın. Amerika Başkanının attığı bu adımın ne kadar yanlış olduğunu, asıl atılması gereken doğru adımın Doğu Kudüs'ün Filistin'in başkenti olarak tanınması adımı olduğunu bütün dünyaya dün duyurmuş olduk. Şimdi siz düşünün, 2002 şartlarının geçerli olduğu bir Türkiye olsaydı bırakın İslam İşbirliği Teşkilatı'nın liderlerini toplantıya çağırmayı, Türkiye çok cılız bir açıklama dahi yapamazdı."
Muhabir: Hüseyin Yıldız,Bülent Mavzer
dikGAZETE.com