ANKARA - Yasemin Kalyoncuoğlu
Fırıncılık, terminal görevlisi gibi çeşitli meslekler yaparak geçimini sağlayan Mustafa Ercüment Alat, yarım bıraktığı okuma serüvenini, 53 yaşında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olarak tamamladı.
Zorlu hayat koşulları ve gençlik döneminde yaşadığı bazı olumsuzluklar nedeniyle Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesini 3'üncü sınıfta bırakan Alat, 30 yıl sonra azmi ve çabasıyla tamamladığı eğitim serüvenini AA muhabirine anlattı.
Alat, gençliğinde okuyamadığını belirterek "3'üncü sınıfta başarısızlıktan okulla ilişiğim kesildi. O arada babamın işlerinde çalıştım, fırıncılık yaptım. Evlendim. Ekonomik durumumuz bozuldu. Paramı kaybettim. Ta ki 2012 yılına kadar. Ondan sonra hayatım değişti." dedi.
Üniversiteyi yarım bırakan öğrenciler için 2012'de çıkan af ile üniversite hayatına dönen Alat, hastanelerin acil bölümlerinde işine yaraması ve kimlik kartı sahibi olma amacıyla fakülteye tekrar kayıt yaptırdığını söyledi.
Okula kayıt olduktan 25 yıl sonra eğitim hayatına ara verdiği için tıp fakültesine birinci sınıftan başladığını aktaran Alat, şöyle devam etti:
"Okula kayıt yaptırdıktan sonra bir derse girdim. 46 yaşındayım o zaman. Sınıftaki arkadaşlarla o gün acayip bir elektrik tuttu. Onlar beni çok sevdi. Ben onları çok sevdim. Akabinde bir sınav oldu. O sınavdan 73 aldım. Dedim ki 'Ben bu işi yaparım.'"
"İnsan istedikten sonra her şeyi yapar"Gençliğinde birçok işte çalıştığını söyleyen Mustafa Ercüment Alat, yaşadığı zorlukları şöyle anlattı:
"Fırıncılık yaptım, ekmek mayaları sattım ama okula başladığım zaman ekonomik olarak bayağı sıkıntılıydım. İşim de bozulmuştu. Okulda okurken, 4 sene bir otobüs firmasında terminalde çalıştım. Oradaki insanlar da bana çok destek oldular, nöbetlerim konusunda. Pazartesi sabahı evden çıkıyordum. Akşama kadar derse giriyordum. Akşam terminale gidiyordum. Sabaha kadar terminalde duruyordum. Sabah tekrar okula gelip, derse giriyor, o gün akşam evime ancak gidebiliyordum."
Alat, hayatta her şeyin temelinin çalışmak olduğuna işaret ederek tıp fakültesine girmenin önemli olmadığını, oraya girdikten sonra çalışmanın önemli olduğunu vurguladı.
"İdealim, iyi bir pratisyen hekim olmak"Tıpta Uzmanlık Sınavına (TUS) girmeyi istemediğini ifade eden Alat, şunları söyledi:
"Ben TUS'a girdiğim zaman bir genç insanın hakkını yiyeceğim. O zaman o genç, TUS'u kazanamayacak. Bundan dolayı girmeyi düşünmüyorum. Normal ömrü 70 yıl görürseniz, ben bu ülkeye 20 yıl hizmet ederim ama bu kardeşlerim bu ülkeye en az 50 yıl daha hizmet edecekler. Birinci sınıftan beri idealim, iyi bir pratisyen hekim olmak. İyi bir pratisyen hekim olduğunuz zaman sağlık sistemi ancak öyle düzelir. Biz birinci basamakta iyi hizmet verirsek hastanedeki hocalarımız daha rahat ederler. Buradaki hastaya daha güzel hizmet verilir. Sağlık sisteminin düzelmesi için birinci basamağın rayına girmesi lazım."
Başarı serüveninde kendisine en büyük desteği annesi, oğlu, kardeşi ve sınıf arkadaşlarının verdiğini aktaran Alat, tıp fakültesindeki hocalarına teşekkür etti.
Alat, gençlere tavsiyede bulunarak "Gençler hiçbir şeyden korkmasınlar, yılmasınlar. 53 yaşındaki bir insan bu işi yapabiliyorsa bir genç hedefine isterse ulaşır." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com