Ankara
Törene, TBMM Başkanı Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ve TBMM'de grubu bulunan siyasi parti temsilcileri ile bazı milletvekilleri katıldı.
Dünya çocuklarına adanan bayramın 102. yıl dönümü: 23 NisanMilli Savunma Bakanlığında çocuk sesleri yankılandıTören, Birinci Meclis'te ilk konuşmayı yapan Sinop Mebusu Şerif Bey'in konuşmasının ses kaydının dinletilmesi, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.
TBMM Başkanı Şentop, burada yaptığı konuşmada, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ilk binasının abidevi oluşunun, fiziksel özelliğinden değil, tarihin en zor döneminde, milletin istiklal ve istikbal mücadelesine ev sahipliği yapmasından kaynaklandığını söyledi.
Birinci Meclis'in, Milli Mücadele'nin ve milli iradenin tecessüm ettiği, bir büyük mananın fiziki bir mekana, bir binaya dönüştüğü yer olduğunu vurgulayan Şentop, şöyle devam etti:
"İnsanlık tarihinin en haklı mücadelesinin, üstelik en meşru şekilde yönetildiği ve dünyada bir benzeri olmayan bu mübarek mekanın ruhuyla geleceğimizin teminatı sevgili çocuklarımızı muhabbetle kucaklıyor, milletimizin Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı en içten dileklerimle tebrik ediyorum. Şartların ne olduğuna bakmadan, zaferden başka hiçbir neticeyi kaale almadan milli mücadeleyi başlatan, bir yangın yerine döndürülmüş vatan topraklarında bu mübarek Meclisi kurma iradesini kararlılıkla göstermiş, ilk milletvekilleri hatta Meclis Başkanı bizzat cephede savaştığı için gazi sıfatını hak etmiş bir Meclis mensuplarının torunları olarak, hepsinin aziz hatırasını tazimle yad ediyorum."
Şentop, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve mücadele arkadaşları olmak üzere, istiklal uğruna canını feda eden aziz şehitlere de rahmet diledi.
21 Nisan 1920'de, "Heyet-i Temsiliyye Reisi" sıfatıyla Mustafa Kemal Paşa'nın yayınladığı genelgeye işaret eden Şentop, genelgede, Meclis'in açılışı münasebetiyle bütün şehirlerde ve Ankara'da hatimler ve Buhari-i Şerifler okunmaya başlanması, bereketinden istifade etmek amacıyla açılış için özellikle cuma gününün seçildiği, cuma namazından sonra sancak-ı şerifle beraber Hacı Bayram Camisi'nden Birinci Meclis binasına yürüneceğinin bildirildiğini hatırlattı.
Ankara'nın manevi mimarı Hacı Bayram Veli Hazretlerinin huzurunda toplanıldığını aktaran Şentop, cuma namazından sonra açılış merasimi için heyecanla toplanan binlerce insanın sevinç gözyaşları eşliğinde ve dualar okunarak, bu binaya geldiğini ve ilk oturumun başladığını anlattı.
Yüce Meclis'in açılışında ilk oturuma en yaşlı üye sıfatıyla başkanlık yapan Sinop mebusu Şerif Bey'in konuşmasından bir bölümü okuyan Şentop, Şerif Bey'in konuşmasının son paragrafındaki, "Milletimizin içeride ve dışarıda tam bağımsızlık anlayışı içinde mukadderatını bizzat deruhte ve idare etmeye başladığının bütün cihana ilanı" sözlerine dikkati çekti.
Meclis toplama konusundaki hassasiyeti, Mustafa Kemal Paşa'nın sözleriyle anlattı
İstanbul'un işgaliyle beraber, 700 yıldan fazla devlet olarak yaşanılan topraklarda bir hakimiyet sorunu ortaya çıktığını anlatan Şentop, yine Birinci Meclis binasında, ilk Meclis Başkanı olarak Mustafa Kemal Paşa'nın, şu sözlerini hatırlattı:
"Şu halde millet bugün 700 yıldan beri şan ve şevketle muhafaza ve müdafaa ettiği istiklal ve varlığının bekası için İstanbul'un işgali hadisesinin vücuda getirdiği hukuki vaziyeti tamir etmek mecburiyetindedir ve bunda o kadar acele edilmelidir ki devam edilecek bu hakimiyet fasılasının maazallah, tam çözülmeye sebep olmak suretiyle düşmanlarımızın düşüncelerini fiilen tesis etmesine imkan kalmasın. Bundan dolayı her şeyden evvel, haklarını müdafaaya ve var olmaya kabiliyetli bir millet halinde, milletlerarası hukuk ve vazifelerine hürmet olunmasını isteyebilecek, medeni ve esaslı teşkilat ile henüz yaşamakta olduğumuzu bütün cihana bir defa daha büyük bir kuvvet ve metanetle ilan ihtiyacındayız. Bunun için de yıkılan esas teşkilatımızın yani anayasal düzenimizin bıraktığı boşluğu derhal doldurmak zaruretindeyiz."
TBMM Başkanı Şentop, bu sözlerin, vatan toprakları işgal altındayken bir an önce ve ilk iş olarak bir Meclis toplama konusundaki hassasiyeti ve büyük gayreti anlamada en önemli kaynak olduğunu vurguladı.
23 Nisan 1920'de, Meclis binasının dar salonuna, geniş ve çok güçlü bir mana doldurulduğuna işaret eden Şentop, "Her şeyden önce tam bağımsızlık idealiyle bir siyasi varlık, bir devlet olarak hayatta olduğumuzun ilanı, böylece milletin mukadderatına bizzat el konulduğu hususu, milli mücadelenin yönetilmesi ve inkıraz yani çökme aşamasındaki devletin inşası. Bunların hepsi bu fiziken küçük binada, çok zor şartlar ve imkansızlıklar içinde bir araya gelen, büyük ideallerin ve iddiaların, devasa cesaretlerin ve sarsılmaz kararlılıkların sahibi insanların omuzlarında yükselmiştir." diye konuştu.
Şentop, Meclis'in ifa ettiği büyük vazifeyi ilk Başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bu çatı altında şöyle dile getirdiğini aktardı:
"23 Nisan 1920, Türkiye milli tarihinin başlangıcı ve yeni bir dönüm noktasıdır. Bütün cihan-ı husumete karışı kıyam eden Türkiye halkının, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni vücuda getirmek hususunda gösterdiği harikayı ifade eder. Büyük Millet Meclisi, Türk milletinin asırlar süren arayışlarının özü ve onun bizzat kendisini idare etmek şuurunun canlı bir timsalidir. Türk milleti, mukadderatını, Büyük Meclisi'nin kifayetli ve vatanperver eline tevdi ettiği günden itibaren, karanlıkları sıyırıp kaldırmış ve ümitleri boğan felaketlerden, milletin gözlerini kamaştıran güneşler ve zaferler çıkarmıştır."
"Milli Mücadele'nin ilk esası şüphesiz ki tam bağımsızlık hedefidir"
Mustafa Şentop, Milli Mücadele'nin ilk esasının şüphesiz ki "tam bağımsızlık hedefi" olduğunun altını çizerek, "İkinci büyük esas ise tam bağımsızlık yolundaki mücadeleyi mutlaka ve sadece millete dayanarak, milletten meşruiyet alarak yönetmektir. Vatanın içinde bulunduğu ateş çemberinde 'Önce ordu kurmalıyız.' diyenlere Mustafa Kemal Atatürk, 'Önce meclis' diye diretiyordu, 'Önce meşruiyet, çünkü meclis milli dertlerin şifahanesidir.' diyordu." ifadelerini kullandı.
Şentop, "İlk Meclis binamız, bu sıralar, kürsüler çok şeye şahit oldu, ateşli konuşmalar, sert tartışmalar, uzun müzakere ve istişareler, İstiklal Marşı'nın okunması ve kabulü, kazanılan zaferlere şahitlik etmenin gururu. Bu Meclis'in havasını böyle özel bir günde teneffüs etmek, o anları anmak, zihinlerimizde canlandırmak, yüreğimizde hissetmek aslında ne denli zor ve şerefli bir vazife yaptığımızı bizlere hatırlatıyor." değerlendirmesini yaptı.
İlk Meclis üyelerinin 115 memur ve emekli, 69 din adamı, 51 asker, 46 çiftçi, 37 tüccar, 29 avukat, 15 doktor, 6 gazeteci ve 2 mühendisten kurulu 380 milletvekilinden oluşan bir "Halk Meclisi" olduğuna dikkati çeken Şentop, şunları kaydetti:
"Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışına giden süreçte, vatanın işgal ve ilhakına karşı giderek sesini yükselten ve irili ufaklı yaklaşık 2 bin 500 toplantı ve kongreyle açıkça bu işgale karşı koyacağını bütün dünyaya ilan eden bu aziz millet, 23 Nisan 1920'de, bütün sözlerini, bütün seslerini ve bütün gücünü bu mukaddes çatı altında birleştirmiş, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışıyla tek ses, tek yürek olduğunu bütün cihana göstermiştir. Meclis'in açılması ve Milli Mücadele'nin Meclis'imiz eliyle kazanılması, devletin yeniden Meclis eliyle inşası demokrasi tarihimiz açısından gurur verici olduğu kadar emperyalizmin boyunduruğu altında ezilen mazlum milletlere bağımsızlık ve özgürlük ilhamı vermesi bakımından da son derecede kıymetlidir."
"Meclis, milletin mücadelesine mekan olmaya devam edecektir"
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, bir asır önce bu milletin varlığına kasteden düşmanların, bugün artık yeni silahları, araçları, taktikleri ve propagandaları olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milletimizin bekasına yönelik saldırı bir asır önce akamete uğratılmış olsa da bugün farklı kisve ve şekillerde yeniden ortaya çıkıyor ve şüphesiz gelecekte de ortaya çıkmaya devam edecektir. Bu sebeple, Milli Mücadele tarihin bir döneminde yapılmış ve tamamlanmış bir süreç değildir, Milli Mücadele süreklidir, kesintisiz devam etmektedir, devam edecektir. Hem ilk Meclis'imizin bu tarihi binası hem de 15 Temmuz'da bombalara maruz kalan şimdiki Meclis binamız, milli iradenin tecelligahı ve gerekirse karargahı olarak bu milletin iradesine ve büyük karakterine, mücadelesine mekan olmaya devam edecektir. Kuvayı Milliye'nin ve ilk Meclis'in, fedakarlığın ve cefakarlığın timsali yiğitlerine, serdengeçtilerine selam olsun."
Gazi Meclis'in açılışının 102'nci yılını kutlayan Şentop, ramazanın millete, İslam dünyasına ve tüm insanlığa esenlik ve barış getirmesini diledi.
Şentop, konuşmasını, "102'nci yılını idrak ettiğimiz Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum." sözleriyle tamamladı.
Konuşmasının ardından Meclis Özel Defteri'ni imzalayan Şentop, 100 yıl önce asılan, bugün de camekanda sergilenen Türk bayrağı önünde beraberindekilerle fotoğraf çektirdi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com