Bilecik
Eskiden üzüm bağları bulunan ve adını içme suyu kaynaklarının güzelliğinden alan köy, yeni yapılan Söğüt-Eskişehir kara yolunun 2 kilometre yakınında yer alıyor.
Yıllardır ayakta duran minaresi, bazı bölümleri yıkılan tarihi evleri ve Osmanlı Dönemi'nden de izler taşıyan dokusuyla eski sakinlerine "zamanda yolculuk" yaptıran yerleşim yeri, fotoğraf meraklılarının ve bazı film yapımcılarının da zaman zaman ilgisini çekiyor.
Yerleşim alanının çok küçük olması, nüfusun artması, yola uzaklığı ve tarımın makineleşmesi nedeniyle 1950'li yıllardan itibaren yakın bir bölgeye taşınarak burada yaşamaya başlayan köylüler, zaman zaman eski evlerinin olduğu alanlarda gezinti yapıyor.
"1990'lı yıllarda eski köyde kimse kalmadı"
Köy muhtarı Yasin Göncekli, yaşamaya devam ettikleri bölgeyi "yeni Zemzemiye" olarak nitelendirdiklerini anlattı.
Eski yerleşimin tarihinin Osmanlı Dönemi'ne kadar uzandığını belirten Göncekli, "Yeni köye taşınmalar 1950'li yıllarda başlamış. İnsanlar peyderpey 1990'lı yıllara kadar burayı terk etti. Daha sonra burada birçok film ve dizi çekildi. Pandemi döneminde pek gelemediler ama devamlı rağbet var. Tarihi dokusu çok güzel. Bu orijinal güzellik kalsın istiyoruz." diye konuştu.
Zemzemiye sakinlerinden Hasan Hüseyin Armutlu da çocukluğunda eski köyde uygulamalı eğitim yapıldığını, 1944-1949 yıllarında okula gittiğini aktardı.
Bu bölgede çok güzel günler geçirdiklerini dile getiren Armutlu, "Burası çok neşeli bir köydü. İnsanlar birbirine karşı sevgi doluydu.
Dışarıdan bir garip çoban gelirdi, ona yardımcı olurlardı, evini yaparlardı.
Çaresiz insan bırakmazdık. Zamanında köyümüzde 70 hane vardı. Burada oturup tepeden köyü izlerken hüzünleniyorum.
Dedeler, nineler, anneler, babalar, amcalar, teyzelerle geçirdiğimiz vakitleri anıyorum." dedi.
"Eski günleri ve yaşanmışlıkları hatırlatıyor"
Süleyman Armutlu ise geçmişi özlediğini ifade etti.
Çocukluğunda meydanda toplanıp oyunlar oynadıklarını söyleyen Armutlu, şimdi köyün yakınındaki tepeden gelip bakınca eski günleri ve yaşanmışlıkları hatırladıklarını anlattı.
Armutlu, "Arkadaşlarla bazen geziyoruz, 'Şurası benim evimdi, burası benim evimdi' diyoruz. Köylüler olarak buranın yıkılmasını istemiyoruz. Tekrar canlansın istiyoruz.
Cumartesi, pazar gelsin adam çoluğuyla çocuğuyla otursun, muhabbet etsin istiyoruz." diye konuştu.
Armutlu, köyü görmek için yurt içi ve yurt dışından da ziyaretçilerin geldiğini, eski günleri sürekli yad ettiklerini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com