Washington
Sel, kuraklık ve fırtınalardan kaynaklanan su riskinin 2050 yılına kadar küresel ekonomiye 5,6 trilyon dolara mal olabileceği bildirildi.
Avustralya merkezli mühendislik ve çevre danışmanlık firması GHD, su riskinin ekonomisine ilişkin "Aquanomics" başlıklı bir rapor yayımladı.
Raporda, sel, kuraklık ve fırtınalardan kaynaklanan su riski nedeniyle küresel ekonomide 2022 ile 2050 yılları arasında 5,6 trilyon doların kaybedilebileceği aktarıldı.
Dünyanın dört bir yanında toplulukların artan iklim olaylarının etkisini şimdiden hissettiğine dikkat çekilen raporda, bu toplulukların korunması için harekete geçmenin önemi vurgulandı.
Raporda, su sektörünün değişime öncülük etme fırsatına sahip olunduğu belirtilerek, daha fazla yatırımın, inovasyonun ve entegre su yönetiminin gerektiği kaydedildi.
Sadece 2021'de 100 milyon insan sel, fırtına ve kuraklıktan etkilendi
Suyun iklimin, ekosistemlerin, kültürlerin, toplulukların ve geçim kaynaklarının sağlığı için gerekli olduğu belirtilen raporda, yoğunlaşan iklim krizinin daha aşırı su olaylarına neden olduğu ve bunların topluluklara verdiği zararı, aksaklığı ve kayıpları artırdığı ifade edildi.
Raporda, sadece 2021'de dünya genelinde 100 milyon insanın sel, fırtına ve kuraklıktan etkilendiği bildirildi.
Suyla ilgili afetlerin insanlar ve topluluklar üzerindeki sosyal etkisinin özellikle nüfusun en yoksul ve savunmasız kesimleri için çarpıcı olabileceğine işaret edilen raporda, bu afetlere maruz kalma ve kırılganlık seviyelerinin de konuma ve gelirlere bağlı olarak ülkeler arasında büyük farklılıklar gösterebileceği aktarıldı.
Raporda, su riskinin dünya genelinde eşit olmayan bir şekilde yayıldığına dikkat çekilerek, kayıpların bir bölgenin mevcut altyapısının durumu, yerel coğrafi ve iklim özellikleri, baskın endüstriler, yerel önleme sistemleri, mevcut hükümet politikaları gibi faktörlere bağlı olarak ülkeye ve hatta bölgeye göre değiştiği kaydedildi.
Filipinler'de 2050'ye kadar gayrisafi yurtiçi hasılada (GSYH) ortalama yıllık yüzde 0,7'lik kaybın yaşanmasının beklendiği belirtilen raporda, bu oranın Avustralya için yüzde 0,6, ABD için yüzde 0,5, Çin ve Kanada için yüzde 0,2, İngiltere ve Birleşik Arap Emirlikleri için yüzde 0,1 olduğu bildirildi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com