KAHİRE - HÜSEYİN EL KABANİ/FEYULA FEHMİ
Suudi Arabistan'ın davetiyle geçen pazar Kahire'de düzenlenen Arap Birliği Dışişleri Bakanları olağanüstü toplantısında İran aleyhinde şekillenen Arap tırmanışının, birkaç aylık "soğuk savaştan" öteye geçmeyeceği öngörülüyor.
ABD Devlet Başkanı Donald Trump'ın geçen mayısta Riyad'da katıldığı zirveyle başlayan sürecin, "İran'ın bölgedeki müdahalelerinin" masaya yatırıldığı Arap dışişleri bakanlarının olağanüstü toplantısında yayınlanan bildirideki Arap tırmanışıyla son bulduğu belirtiliyor.
Siyasi analistler, Riyad yönetiminin, İran karşısında bulduğu uluslararası ve Arap desteğinin, bazı baskılar ve anlaşma yönelimleriyle sınırlı kalacağını ifade ederek, bu sürecin savaş aşamasına ulaşmayacağını savunuyor.
Cidde'deki Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Enver Işki, Suudi Arabistan'ın İran aleyhindeki yükselişte Arap ülkelerinden destek bulduğuna dikkati çekerek, bu destekte kararlarının Tahran tarafından kontrol edildiği bilinen Lübnan ve Irak'ın istisna olduğunu kaydetti.
İran aleyhindeki Arap desteğinin ilk tezahürlerinin, Tahran'a yönelik yaptırımların artırılması için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) şikayet dilekçesi gönderilmesi ve İran'daki siyasi sistemin değişmesi için baskı yapılması konusunda ABD'nin teşvik edilmesi şeklinde görüleceğini kaydeden Işki şunları söyledi:
"Arap dünyası, İran'ın bölgenin işlerine müdahalesi ve yayılmacılığını engellemezse İran balistik füzeleri, sadece Suudi Arabistan'a değil tüm Arap ülkelerine ulaşabilir."
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, İran tarafından desteklenen Husilerin, son yıllarda Suudi Arabistan'ı 80 balistik füzeyle hedef aldığını açıklamıştı.
İran karşısındaki uluslararası destekMısırlı uluslararası güvenlik ve stratejik işler uzmanı Enes el-Kassas ise Suudi Arabistan'ın Arap ülkeleri ve uluslararası düzeyde edindiği desteğe işaret ederek, "Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) başını çektiği Arap desteğine ilaveten sağlanan uluslararası desteğin, bir şekilde Beyaz Saray yönetimiyle koordinasyon içinde olduğu açık. İran karşısındaki uluslararası talepler çerçevesinde şekillenen bu destek, ABD Devlet Başkanı Trump'ın katıldığı ABD-Arap ve İslam Ülkeleri Zirvesi'nden bu yana belirli olan bir durum." diye konuştu.
Kassas, Türkiye, Mısır ve İran gibi büyük güçler arasında örtülü anlaşmalar olduğu sürece bölgede herhangi bir sorunun ortaya çıkmayacağına dikkati çekerek, "Halihazırda İran aleyhinde Suudi Arabistan'a verilen uluslararası destek, savaş aşamasına gelmeyecek. Teröre Karşı İslam İttifakı toplantısından İran aleyhinde bir şey çıkması beklenmiyor." ifadesini kullandı.
"İran'la mücadelede yetersiz kalınsa bile İsrail'le herhangi bir ittifak yapılması gerekmiyor"Ürdün'deki Ortadoğu Araştırmaları Merkezi Müdürü Cevad el-Hamed ise İran'ın Arap ve bölge meselelerine güçlü bir müdahalesinin olduğundan şüphe duyulmadığını söyleyerek, "İran'a ortak çıkarlar ile komşu haklarına yeniden saygı duyması için baskı yapılması adına şu anda Tahran'ın müdahalelerine tavizsiz şekilde karşı konulmalı." diye konuştu.
İran'la yaşanan sorun ve anlaşmazlıkların devam ettiğine ve bu sorunların İslam cephesine ait olduğuna dikkati çeken Hamed, "İran'la mücadelede yetersiz kalınsa bile İsrail'le herhangi bir ittifak yapılması gerekmiyor." dedi.
Suudi Arabistan-İran gerilim hattıSuudi Arabistan ile İran arasındaki ilişkiler, ciddi krizlere sahne olmuştu. 2016'nın ilk günlerinde Suudi Arabistan'da aralarında Şii din adamı Şeyh Nimr'in de bulunduğu 47 kişinin idam edilmesinin akabinde bu idamları protesto eden grupların Tahran ve Meşhed'deki Suudi Arabistan'a ait diplomatik temsilciliklere saldırması bölgede gerilimin yükselmesine neden olmuştu.
Arap Dışişleri Bakanları "olağanüstü" toplantısıMısır'ın başkenti Kahire'de düzenlenen Arap Birliği Dışişleri Bakanları olağanüstü toplantısında, İran'ın bölgedeki müdahaleleriyle ilgili dosyanın BMGK'ya taşınması, İran tarafından finanse edilen uydu kanallarının yasaklanması ve "terör örgütü" olarak nitelendirilen Hizbullah'ın kınanmasına karar verilmişti. Lübnan ve Irak'ın ise 14 maddelik sonuç bildirisinde Hizbullah'ın "terör örgütü" olarak tanımlanması karşısında çekinceli bir tutum izlediği kaydedilmişti.
Suudi Arabistan bunun yanı sıra iki yıl önce kurulan "Teröre Karşı İslam İttifakı"nın savunma bakanlarına ilk kez yapılacak bir toplantının çağrısında bulunmuştu.
26 Kasım'da yapılması planlanan "Terörle mücadele müttefikleri" temalı toplantının hedefinin, aşırılık ve terörle mücadelede çabaların birleştirilmesi ile uluslararası çabalarla entegrasyon olduğu ifade edilmişti.
Riyad yönetimi, geçen mayıs ayında düzenlen "ABD-Arap ve İslam Ülkeleri Zirvesi"nde; Teröre Karşı İslam İttifakı'nın ihtiyaç halinde Suriye ve Irak'taki terör örgütlerine karşı operasyonları desteklemek için 34 bin kişilik askeri gücü bünyesinde barındırdığını duyurmuştu.
dikGAZETE.com