Bakan Soylu, TBMM Genel Kurulu’nda İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı görüşmelerine katıldı. Milletvekillerinin tasarı ile ilgili sorularını cevaplayan Soylu, yasa tasarısının çatısının Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Avrupa Birliği normlarına uygun şekilde gerçekleştirildiğini söyleyerek, “Bu bir köle tasarısı değildir. Eğer bugün merdiven altı çalışan, kayıt dışı çalışan insanları bugün kayıt içine almak için yasa tasarısı ortaya geliyorsa, tam da bugün hiçbir sosyal güvencesi olmayan, hiçbir emeklilik hakkı olmayan, kayıt dışı çalışanların, hiçbir sosyal güvencesi olmayan, ne İş Kanunu, hiçbir kıdem hakkı olmayan ve maaşını alıp almayacağı belli olmayan, bu ne bir İş Kanunu içerisinde olan, özellikle İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu içerisinde olan ne de çalışma hayatımızın hiçbir içinde olmayan anlayışı bugün tam anlamıyla kayıt dışından alıp kayıt içine getiriyoruz. Burada bir muazzayı engelleyecek bir geçici işçiliği daimi işçiliğe döndürebilecek bir eylemliliği ortadan kaldırabilecek bütün kısıtlamaları ve müeyyideleri getirdik. Avrupa’da gelişmiş ülkelerde bulunan ve özel istihdam bürolarıyla geçici iş ilişkilerini kuran anlayışlardaki en katı yasa tasarısını getiriyoruz” ifadelerini kullandı.
“Sigortasından önce doğum yapan kadınları sigorta içine alacak mısınız?” sorusu üzerine Soylu, “Bu kadın muhakkak ki sigortasız işte çalışmıştır. Sigortasız çalıştığı için bugün acaba bugün bu süremi nasıl doldurabilirim diye uğraş içindedir. Bu uğraş haklı bir uğraştır. Zamanında kayıt içi çalışmış olsaydı, özel istihdam bürosu veya herhangi bir sebeple bu sağlanabilirdi” şeklinde konuştu.
Kanun tasarısının işsizlik ve kölelik düzeni olacağı iddialarına karşı çıkan Soylu, “Bu öyle büyük işsizlik ve kölelik getirecek hadisenin adı da değildir. Bu Avrupa’da kayıtlı istihdamın 1.6’sıdır. Amerika’da 2.1, Japonya’da yüzde 2 civarındadır. Hiçbir kısıt gelmeyen İngiltere’de 3.9’dur. Tarımla ilgili kasanın üzerinde giden, herhangi bir sosyal güvencesi olmayan, akşam hastalanan çocuğunu hastaneye götüremeyen bir insana derman buluyoruz” dedi.
Bakan Soylu şunları kaydetti:
“Özel istihdam büroları hadisesi bugünün hadisesi değildir. Alt komisyonda çok iyi bilecektir, üst komisyonda da tartıştık. Bizim en çok ehemmiyet gösterdiğimiz mesele şudur; acaba biz geçici işçi olarak bir yere giren kişi muazza ile daimi bir işçi olabilir mi? 50 adet tedbirle bunun önünü kestik. Mümkün değil, hareket kabiliyeti söz konusu değildir. Sendikalı olacak mı olmayacak mı? Bulundukları yerlerde sendikalı olma haklarına tabidirler. Ama işin doğrusu Avrupa’da yüzde 1.5, 1.6, 1.7’lik yerde sendikalı olmuyor. Ama özel istihdam bürosunda sendikalı olma hakkına sahipler.”
Avrupa’da sendikal örgütlülüğün bütün çalışanlar üzerinden olduğunu belirten Soylu, “Çalışanlar kavramı içinde memurlar da var, işçiler de var. Hükümet olarak bunun yetersiz olduğunu iddia ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Kadın sigortalıların her çocuk için iki yıl olmak üzere toplamda altı yıl borçlanma yapabildiklerini söyleyen Soylu, “Sigortalı olmadan önce yaptıkları doğumla ilgili borçlanma gerçekleştirilebilir mi?” sorusuna da şöyle cevap verdi:
“Bu yapılabilir ama aktüerya dengemizi alt üst eder. Bu yaptığımız andan itibaren gelir gider dengemizin yürütebilme kabiliyetine sahip olamayacağımızı söylemek isterim. Bütün hesaplamalarımız bu yöndedir.”
25 yabancı olmak üzere 445 özel istihdam bürosu olduğunu söyleyen Bakan Soylu, şöyle konuştu:
“2015 yılının Aralık ayında 12 milyon 7 bin 904 4A sigortalı sayısı var. 2016 yılı Ocak ayında 12 milyon 480 bin, Şubat ayında 12 milyon 495 bin, Mart ayında 12 milyon 570 bin. Aralık, Ocak, Şubat, Mart aylarında her yıl mevsimsel bir düşüş söz konusudur. Bizim 4A’lı sigortalı sayımız 2002-2003 yılından itibaren merdiven şeklinde çıkar. Yani Kasım ve Aralık aylarında en yükseğe çıkar, Ocak ayından itibaren de tam anlamıyla geçen seneki ulaştığı noktadan 250-300 bin üzerinde başlar.”
Özel istihdam bürolarında çalışanların eğitiminden özel istihdam bürosunun sorumlu olduğunu kaydeden Soylu, “Geçici işverenin ortaya koyduğu iş eğitiminden işveren özellikle iş sağlığı ve güvenliği alanında sorumludur” ifadelerini kullandı.
Özel istihdam bürolarının kalıcı olmadığını kaydeden Solu, “Bu bir istihdam açma kanalıdır. Bu özellikle kadınları, gençleri, uzun süre işsiz kalanları önemli ölçüde istihdamla buluşturma anlayışının kendisidir” şeklinde konuştu.
dikGAZETE.com