Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın beşinci duruşmasının oturumunda Savcı Oğuz Köktan tutuklu maden mühendisleri Yasin Kurnaz ve Hilmi Kazık için adli kontrol şartıyla tahliye istedi. Bunun üzerine sanık avukatları savcı mütalaasını sürpriz olarak nitelendirirken aileler tepki gösterdi.
SAVCIDAN TUTUKLU İKİ SANIĞA TAHLİYE İSTEMİ
Duruşmada daha sonra Cumhuriyet Savcısı Oğuz Köktan’ın talepleri alındı. Mahkemeye mağdur ailelerle yapılan müdahillik taleplerinin kabul edilmesini isteyen savcı Köktan, daha sonra, halen tutuklu bulunan maden mühendislerinden Yasin Kurnaz ile Hilmi Kazık’ın, yattıkları süre ve aynı görevdeki tutuksuz sanıkların durumunun göz önünde bulundurulup adli kontrol şartıyla serbest bırakılmalarını talep etti. Bunun üzerine duruşma salonunda bulunan madenci aileleri ile mağdur avukatları tepkilerini dile getirdi.
“ŞİRKETE KAYYUM ATANSIN”
Mağdur avukatlarından Sercan Arat, şirketin patronu Alp Gürkan hakkındaki soruşturmanın ne aşamada olduğunun cumhuriyet savcılığına yazılarak sorulmasını istedi.Avukat Denizer Şanlı da Bursa’nın Mustafa Kemalpaşa İlçesinde 19 madencinin hayatını kaybettiği kazayı anımsatarak, bu davada verilen kararın Yargıtay tarafından ‘muhtemel kast hükümlerine’ göre cezalandırılması istemiyle bozulduğunu aktardı. Davanın kendi davalarıyla benzerlik gösterdiğini vurgulayan Avukat Denizer Şanlı, “Yerel mahkeme, bozma kararına uydu ve bir kişinin ifadesini alıp tekrar bilirkişi heyete görevlendirdi. Bu davayı uzatmaya yönelik biri çaba. İleriki aşamada Can Gürkan’da bu davayı emsal gösterip tahliyesini isteyecek. Burada biri olun oynanıyor ve bu oyluna izini verilmemesi gerekiyor” dedi.
“SAVCININ TAHLİYE TALEBİ SÜRPRİZ”
Mağdur ailelerin avukatlarından Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ise savcının mütalaasının sürpriz olduğunu belirtti. 65 eksikliğin tespit edildiği madende, tüm bilirkişi raporlarının var olan kusurlar konusunda ortak sonuca vardıklarını, bu durumda tahliye isteminin yanlış olduğunu belirten Kozağaçlı, “301 kişinin bile tek seferde, katledilmesi, sanıklara üst sınırdan ceza verilmesine tek başına yeterli bir neden” dedi. Selçuk Kozağaçlı ayrıca, 2016 yılı içerisinde davanın sonuçlanacağına inandıklarını bu nedenle de, sanıkların tutukluluk hallerinin bile göz önünde bulundurulamayacağını ifade etti.
“ŞİRKETE KAYYUM ATANSIN”
TKİ’nin keşif için olumsuz karar vermesine tepki gösteren Avukat Selçuk Kozağaçlı, sözlerini şöyle sürdürdü: “TKİ, ‘ben yetersizim bu nedenle sanıklar sizin için açsın’ demek istiyor TKİ’de eksiklik varsa MİGEM’e yazın, Zonguldak’tan kamudan yetkililer gelip ocağı açsın. Sağlıklı keşif öyle yapılmalı. Ayrıca bu şirketi, ocaktan uzaklaştıralım. Ocağı, mahkemeye, ruhsat sahibi olan kamu yani TKİ açmalı. Şirket ocağı keşif için açmamalı. Şirket, zaten 2017 yılına kadar çıkartacağı kömürü çıkartmış, yapacağı bir şey kalmamış. Bu nedenle kayyuma verilmelidir.”
“İŞ YERİ HEKİMLERİ DİNLENSİN”
Duruşmada söz alan diğer mağdur ailelerin avukatları da, iş yeri hekimlerinin dinlenmesini, müfettiş raporlarının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından istenmesini talep etti. Ayrıca tahliyenin olumlu karşılanmasının ise, sağlıklı yargılamayı etkileyeceğini savundu.
SEKİZ SANIKTAN TAHLİYE TALEBİ
Sanık avukatlarının taleplerini mahkeme heyetine sunmasının ardından tutuklu sanıklardan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, Maden Mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, maden mühendisleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Ertan Ersoy, emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik de taleplerini iletti.Talepleri dinlenen 8 tutuklu sanığın her biri de tahliye talebinde bulundu.
“ADALET GEREKTİĞİ GİBİ İŞLEMEDİ”
Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, zor bir dava süreci yaşandığını, bilirkişi raporları ve iddianameler bazında adaletin işlemesi gerektiği gibi işlemediğini savundu. Hiçbir ön keşif, belge olmadan kendilerinin sorumlu tutulduğunu ifade eden Gürkan, “Sonuca bakıldı, 301 kişi vefat etti ve sorumlu gerek. Toplumsal bir linç kampanyası, siyasi boyutlar ve ortada kalan biz. İki tarafın avukatları arasında geçen tartışmalar ve arada kalan bizler. Ben bu mahkemeye çok güveniyorum. Adaletin yeri geldiğinde doğru cezayı vereceğine, suçu olana ceza vereceğini, suçsuz olanı beraat ettireceğine, her şeyden önemlisi olayın gerçek sebebinin ortaya çıkartılacağına inanıyorum” dedi.
“ALP GÜRKAN İLE HIRSLARIMIZ VARDI”
Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, babası Alp Gürkan ve kendisinin hırslı olduğunu bir motivasyonlarının bulunduğunu söyleyip, “Bu daha çok istihdam yaratmaktı” açıklamasında bulundu.
“BASİRETSİZ KİŞİLER ÇALIŞTIRMADIM”
Hiçbir delil olmadan, muhtemel kastla görülen nadir davalardan birini yaşadıklarını ifade eden Gürkan, kendilerinin iftiralarla suçlandıklarını savundu. Tutuklanmalarını değil de süreci yadırgadığını dile getiren Can Gürkan, şirkette basiretsiz kişilerin çalıştırılmadığını ve yönetim kademesinde çalışanların Soma’da yetişmiş, 25-30 yıllık tecrübeli kişiler olduğunu belirtti.
Yönetim Kurulu Başkanı olarak şirketteki her birimi denetleme gibi bir yükümlülüğü olmadığını ifade eden Can Gürkan, şöyle konuştu:
“İşimizi çok severek yaptık. Elbette hırslarımız vardı, motivasyonlarımız vardı. Bu motivasyon şirketi daha iyi yerlere getirebilmek içindi. Bize çok para kazandığımıza dair eleştiri geliyor. Açın bakın şirket bilançolarına, şahsi hesaplamalarımıza aktarılan tek kuruş yok. Hepsi maden sektörüne, şirkete geri harcanmıştır. Ben hukuki ehliyetim dahilinde yapmam gerekeni yaptım. Hurafelerle, dedikodularla yargılandık.”
BİLİRKİŞİLER HAKKINDA SUÇ DUYURUSU TALEBİ
Sık sık bilirkişi heyetinin raporunu suçlayan, ailelerin bu nedenle kendilerine tepki göstermekte haklı olduklarını söyleyen Can Gürkan, şunları söyledi:“Benim asli görevim, bu yaraları sarmak, geride kalanlara sahip çıkmaktır. Ama serbest kalmadığım için, bunu bugüne kadar yapamadım. Bu dava çok zor bir dava, sizin içinde zor bir dava. Bu zorluğu oluşturan bilirkişi heyeti. 140 panosunun sensörünün, binde bir bile bir ihtimalle, U 3 bölgesindeki yangını ölçme ihtimali bulunmamaktadır. Eğer bilirkişinin bu yöndeki ifadesine inanıyorsanız sözüm yok, ama eğer inanmıyorsanız heyet hakkında suç duyurusunda bulunun. Bilirkişinin bu yaptığı ağır bir itham. Bu insanları, sizi yanıltmaktır. Heyetin raporundan dolayı, herkes bizleri suçlu gördü. Bu insanlar, aileler, bağırmakta, küfür etmekte çok haklı. Ben olsam bende küfür ederdim.”Adaletin rayına oturtulması gerektiğini savunan Can Gürkan, “Binde bir bile sabotaj, kundakla ihtimali var ise neden araştırılmasına karşı çıkılıyor. Biz gerçeği ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Gelen adaleti rayına oturtalım. Gelin siz, kamuoyunu yanıltan bilirkişi heyeti hakkında suç duyurusunda bulunun” dedi. Can Gürkan, tahliyesi için ise takdiri mahkeme heyetine bıraktığını ifade etti.
“ÇOCUKLARIMIN DERSLERİNE YARDIMCI OLMAK İSTİYORUM”
İşletme Müdürü Akın Çelik tutuklu kaldığı sürece hiçbir bilgi ve belgeye ulaşamadığını ve tutukluluğunun kaldırılmasını talep ederek, “Tutukluluğum kaldırılmasa dahi adli kontrol şartıyla çocuklarımın yanına gidip de onların derslerine yardımcı olmak istiyorum” dedi. Bunun üzerine aileler ‘Biz çocuklarımızı göremiyoruz. Benim çocuğum öldü bir de çocuklarından bahsediyor’ diye tepki gösterdi.Çelik, tanıkların her birinin mahkeme önünde farklı ifadeler kullandığını öne sürerek, şunları söyledi: “Bant görevlilerinin delil karartmaya karşı başka bir madene gönderilmesini talep ediyorum. Tanıkların her biri birbirinden farklı ifade kullandı. Bize vebal yüklendi. Gerçeğin ortaya çıkarılması için keşife katılmak istiyorum. Bu kazaların gerçek nedeni ortaya koyulmazsa, ileride yeniden yaşanacaktır. Raporları ve dosyaları okuyunca ne olduğunu anlamak mümkün değil. Harddisklerin içindeki bilgilere sahip değiliz. Biz de olayın neden olduğunu ve gerçeği ortaya çıkartmak istiyoruz.”
“TANIKLARIN İFADELERİNİN HEPSİ BİRBİRİNDEN ÇELİŞKİLİ”
Maden Mühendisi Ertan Ersoy, eşi ve çocuklarını görebilmek için elektronik kelepçe ile tahliyesini isterken, Emniyet Teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik de üzerine isnat edilen suçları kabul etmediğini belirterek tahliye talebinde bulundu.Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru tanık ve mağdurların ifadelerinin hepsinin birbirinden çelişkili olduğunu öne sürerek, tek talebinin olayın gerçek nedeninin ortaya çıkması ve tutukluluğunun kaldırılması olduğunu belirtti.
“HİÇBİR İŞÇİYİ RENCİDE ETMEDİM”
Maden mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı ise hiçbir madenciye üretim baskısında bulunmadığını, hiçbir işçiyi rencide etmediğini savunarak, tutuksuz yargılanmayı talep etti.Maden mühendislerinden Hilmi Kazık tutuksuz yargılanma talebini iletirken, Yasin Kurnaz da tahliyesini istedi.Mahkemeye öğle arası verildi. Öğleden sonraki oturumda sanık avukatlarının da talebinin alınması ve savcı mütalaasının ardından ara karar verilecek.
AYKUT YENİÇAĞ - MİHRAP DÜZÖZ - SİNAN YENİÇERİ
dikGAZETE.com