İstanbul
Üsküdar'daki Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Merkezi'nde eğitmenlik yapan Sarpkaya, 2005 yılında edebiyat öğretmenliğinden mezun olduktan sonra bir süre otizmli bireylerle çalıştı.
Öğretmenlik yaparken hobi olarak başladığı esnek soğuk porselen çalışmalarını geliştirmek isteyen Sarpkaya, piyasadaki hamurların sağlam ve kaliteli ürünler üretmeye elverişli olmadığını değerlendirerek, deneme yanılma yöntemiyle kendi hamur formülünü geliştirdi.
Sarpkaya, hamur engelini aştıktan sonra bu kez çiçek yapımında gerekli kalıplar ile dayanıklı modelleme çubuklarını bulmakta zorlandı.
Araştırmaları sonucu aradığı kalıpları Rusya'da bulan Sarpkaya, firmaların ürün göndermeyeceğini bildirmesi üzerine önce çiçekleri parçalara ayırarak silikon kalıplarını üretti, ardından diğer aletleri sanayideki ustalara yaptırdı.
Sarpkaya, 3 yıldır ders verdiği merkezde, porselen hamurunu öğrencileriyle narin kır çiçeklerinden gelin buketlerine, Türk kahvesi fincanlarından maket düğün pastası süslemelerine kadar birçok dekoratif eşyaya dönüştürüyor.
Çiğdem, şakayık, gelincik, kardelen ve unutmabeni gibi görünüşü gerçeği aratmayan, esnekliğiyle plastik sanılan soğuk porselen çiçeklerin her biri saatler süren emeğin sonunda ortaya çıkıyor.
"Sonunda iyi ve kaliteli hamur elde ettim"
Fatoş Sarpkaya, kendi hamurunu nasıl yaptığını ve porselen çiçeklerinin hikayesini AA muhabirine anlattı.
Bu alanda çalışmaya başladığı ilk yıllarda hamurun kötü olduğunu belirten Sarpkaya, "O hamurla hiçbir şey yapılamazdı. İlk yaptığım çalışmada sonuçlar çok kötüydü. Elimize, kalıba yapışıyordu, asla kullanamıyorduk. O dönemlerde pirinç kalıplar kullanılıyordu, bu kadar materyalimiz de yoktu." diye konuştu.
Bu alanda yaptığı çalışmaların ardından soğuk porselen hamurunda istediği kıvamı yakaladığını dile getiren Sarpkaya, "10 yıla yakın süredir her seferinde yenilikler ekleyerek bu hamuru deniyordum. Sonunda geldiğim noktada iyi ve kaliteli hamur elde ettim. Hamurum dünya genelinde aynı alanda çalışmalar yapanlar arasında ilk 3'e girebilecek niteliktedir. Esnek, çalışmalardan sonra kırılmayan, her türlü malzemenin üzerine uygulanabilen, tele kolay alınan, ele asla yapışmayan bir hamur." ifadelerini kullandı.
Çocukluğunu köyde geçirdiği için kır çiçeklerine ayrı bir ilgisi olduğunu anlatan Sarpkaya, doğada gördüğü bitkilerden ilham aldığını ifade ederek, "Çiçekleri çok sevdiğim için başka alana da kaymak istemedim. Yoğun şekilde çiçek çalışmaları yapıyoruz. Öğrencilerimizle doğayı inceliyoruz, çiçeklerin yapısının nasıl olduğuna, yapraklarına, damarlarına ve tohumlarına bakıyoruz." dedi.
Sarpkaya, özenle yaptıkları porselen çiçeklerin plastiklerinden çok farklı olduğuna değinerek, şunları kaydetti:
"Bu çiçekler elde yapılıyor, yapım aşaması çok zahmetli. Süreç olarak siz ona bir ruh katıyorsunuz, bir anlam yüklüyorsunuz, mutlaka içinde bir hikaye oluyor. Hikayesi olan çalışmalar, genellikle sanatsal çalışmalar oluyor. Sadece bir formül var ama yerine getirelim, çiçek olsun diye bir şey olmuyor. Çiçek, her öğrencinin elinde farklı anlama dönüşüyor."
Yırtılmadan karşı yüzeyi görebilecek kadar ince açılabilen hamurla çalıştıklarını anlatan Sarpkaya, bunu tablolarda, yapma bebeklerin yüz ve ellerinde, dekoratif ve minyatür objelerde de kullanarak pek çok sanat dalıyla yollarına devam ettiklerini, ürünlerin uzun yıllar muhafaza edilebildiğini söyledi.
Fatoş Sarpkaya, Türkiye'de porselen çiçek alanında çok az sayıda eğitmen olduğuna dikkati çekerek, yaptığı soğuk porselen hamuruyla Türkiye ile Avrupa pazarına açılmayı hedeflediğini, en büyük hayalinin ise otizmli bireyler için okul açmak olduğunu vurguladı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com