TBMM - Hatice Özdemir
AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, mevcut hükümet sisteminin değiştirilmediği sürece Türkiye'nin başına bela olacağını belirterek, "Şu anda güçlü bir AK Parti iktidarı, güçlü bir liderlik sistemi olduğu için bu sistem bir şekilde işliyor ama Recep Tayyip Erdoğan'ın olmadığı bir denklemde bu sistem Türkiye için sorun ve vesayet üretmeye devam edecektir." dedi.
Ünal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, AK Parti'nin 14 yıldır her seçimde ortaya koyduğu vizyonla vatandaşın umudu olduğunu, vatandaşa güven ve huzur verdiğini belirtti.
Bu farkı gören vatandaşın AK Parti'yi desteklediğini anlatan Ünal, şimdi de Türkiye'nin tarihi bir değişimin eşiğinde bulunduğunu ifade etti.
Darbe anayasasının değiştirilmesi yönünde yıllardır tartışma yaşandığını anımsatan Ünal, "82 Anayasa'sı bize korunaklı, sorumsuz, hiçbir şekilde yargılanması mümkün olmayan, bir vesayet sigortası olarak bir cumhurbaşkanlığı ortaya koydu. Zaten 61 Anayasası'yla oluşan askeri ve sivil vesayet, yıllarca demokrasinin gelişmesinde, demokrasi kültürünün oluşmasında hep bir engel niteliği taşıdı. Bu değişimin en kıymetli tarafı, bundan sonraki süreçte demokrasi, siyasi kültürü oluşabilecek." diye konuştu.
Muhalefetin "Tayyip Erdoğan ne istedi de yapamıyor, AK Parti ne istedi de yapamıyor, siz neden bu değişiklik teklifini önümüze getiriyorsunuz?" yönünde eleştirilerde bulunduğunu vurgulayan Ünal, şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanımız ve AK Parti açısından bakıldığında mevcut sistem son derece elverişli. Çünkü cumhurbaşkanımız sorumsuz, yargı denetimine kapalı ve 82 Anayasası'nın koruma kalkanlarıyla koruma altına alınmış. KHK çıkarma yetkisi var, Meclisi feshetme yetkisi var, bir sürü yetkiye sahip. Biz diyoruz ki bu sistem şimdi değiştirilmezse, daha sonra Türkiye'nin başına bela olacak. Şu anda güçlü bir AK Parti iktidarı olduğu için, güçlü bir liderlik sistemi olduğu için bu sistem bir şekilde işliyor ama Recep Tayyip Erdoğan'ın olmadığı bir denklemde bu sistem Türkiye için sorun ve vesayet üretmeye devam edecektir. O yüzden biz şu anda Sayın Cumhurbaşkanımızın sorumsuzluğunu kaldırıyoruz, sorumlu hale getiriyoruz, Meclis ve yargı denetimine açıyoruz."
"Söz konusu Türkiye olunca aynı noktada buluşuyoruz"
Millete hem Meclisi hem de hükümeti seçme imkanı sunduklarını belirten Ünal, çift başlılığı kaldırmak adına da millet tarafından seçilen cumhurbaşkanının hükümetin başı olacağını kaydetti.
MHP ile farklı görüşlere sahip olmalarına rağmen söz konusu Türkiye olunca aynı noktada buluştuklarını vurgulayan Ünal, yeni bir hükümet sistemi üzerinde çalıştıklarını anlattı.
Mahir Ünal, 2007 referandumu ile cumhurbaşkanının halk tarafından seçilme kararının millet tarafından benimsendiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Siyaset bir imkan sunduğu zaman gerekli düzenlemeler yapılır. 2007'den beri bu konuyu tartışıyoruz. Halk tarafından seçilen bir cumhurbaşkanının Meclis tarafından seçilmiş gibi davranmasını bekleyemezsiniz. Dolayısıyla bu durumu düzenlememiz gerekiyor. Şimdi muhalefet soruyor, 'Siz bunu Erdoğan için mi yapıyorsunuz?' Hayır, onun için yapmıyoruz. Böylesine önemli değişiklikler güçlü liderle yapıldığı için şu anda yapıyoruz. 'Recep Tayyip Erdoğan'dan sonra ne olacak?' deniliyor. Asıl, bu sistem devam eder de Erdoğan gibi güçlü bir lider olmazsa o zaman ne olacak? 15 Temmuz'da güçlü bir siyaset kurumu olmasaydı, güçlü bir liderlik olmasaydı, bir siyasal kültür oluşmasaydı 60'da, 80'de ne yaşandıysa aynı şeyler yaşanırdı."
"Tek adam derseniz, 25 milyon kişinin iradesine hakaret etmiş olursunuz"
Hayır cephesinin anayasa değişiklik teklifini millete doğru anlatmadığını savunarak, tepki gösteren Ünal, şu görüşlerini aktardı:
"(Cumhurbaşkanı Meclisi feshedecek) deniliyor. Asıl mevcut anayasada cumhurbaşkanının Meclisi feshetme yetkisi var. Biz yeni düzenlemeyle cumhurbaşkanının Meclisi feshetme kararını elinden alıyoruz. 'Tek adam' söylemlerinden bahsediyorlar. Türkiye'nin siyasi tarihinde tek adamlık olmuş mudur? Evet olmuştur. Tek parti döneminde tek adam olarak biz İsmet İnönü'yü gördük. Tek partinin kaçınılmaz olarak başındaki tek adamdı, milli şefti, ebedi genel başkandı. Oysa bugün milletin özgür iradesiyle sandıkta seçtiği kişiyi konuşuyor, milletin adamından bahsediyoruz. Siz 25 milyonun iradesiyle seçilmiş kişiye tek adam derseniz, 25 milyon kişinin iradesine hakaret etmiş olursunuz."
Ünal, geçmişte Türkiye'de siyaset tıkandığı zaman vesayet odaklarının, askerin, yargının, medyanın devreye girdiğini, siyasi aktörlerin tasfiye edildiğini, bu nedenle Türk siyasetinde köklü partilerin bulunamadığını kaydetti.
dikGAZETE.com