İstanbul
TSB tarafından düzenlenen basın toplantısında, sektörün yılın 9 ayına yönelik sonuçları ile gündeme ilişkin konular değerlendirildi.
Toplantıya TSB Başkanı Uğur Gülen, Başkan Yardımcıları Ahmet Yaşar ve Taylan Türkölmez, Yönetim Kurulu Üyesi Yavuz Ölken ile TSB Genel Sekreteri Özgür Obalı katıldı.
Gülen, prim üretiminin 9 ayda 570 milyar liraya ulaştığını, 2023 sonundan bu yana yüzde 18'lik bir büyümenin yakalandığını söyledi.
Yıl sonunda 834 milyar liralık prim üretiminin hedeflendiğini anlatan Gülen, şunları kaydetti:
"Son çeyrekte güçlü bir prim büyümesi bekliyoruz ki genelde de sigorta sektörünün son çeyreği özellikle yenilemelerin gelmesiyle hızlı bir büyüme gösterir. Bireysel emeklilik sistemindeki (BES) fon büyüklüğü 1,1 trilyon liraya ulaşırken, katılımcı sayısı 17 milyona yükseldi. Sektörün de ekonomiye sağladığı fon büyüklüğü 1,5 trilyona ulaşmış durumda. BES tarafına bakarsak aslında hem fon büyüklüğü büyüyor hem katılımcı sayısı artıyor. Tamamlayıcı emeklilik sistemi (TES) ile birlikte çok büyük bir hızlanma bekliyoruz."
Gülen, yılın 9 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre trafik sigortalarının yüzde 81, kaskonun yüzde 33, sağlığın yüzde 98, doğal afet sigortalarının yüzde 105'lik büyüme gösterdiğinin altını çizdi.
Türkiye'nin 2023'te dünyada sigortacılık sıralamasında 22 milyar dolarlık prim üretimiyle 30. sırada yer aldığına değinen Gülen, şöyle devam etti:
"Önümüzdeki dönemde ana temamız sektörü büyütmek. Sigortalının güven ve huzur içinde risk transferini yapabildiği, her türlü riskini teminat altına alabildiği, kolay ulaşılabilir bir sektör olunması ve sigortacılığın ekonomideki ağırlığının artırılması en önemli hedeflerimiz. Stratejimizin temelini de sektörümüz için önceliklendirdiğimiz sigortalılık oranlarının artırılması, deprem, sürdürülebilirlik ve eğitim konuları üzerine oluşturuyoruz. Sigorta sektörü olarak, 2030 yılında prim üretimini iki kat artırarak 22 milyar dolardan 44,3 milyar dolara çıkarmayı ve penetrasyonu yüzde 2,3 seviyesinden yüzde 4,8'e yükseltmeyi hedefliyoruz.
Bu hedefe ise zorunlu branşlarda penetrasyonu yüzde 100'e çıkararak, kaskoda sigortalılık oranını yüzde 25'ten yüzde 40'a yükselterek, BES'te yeni inisiyatiflerle sözleşme sayısını yüzde 68 artırarak, hayat branşında anüite, yatırım fonlu sigortaları yaygınlaştırılarak adedinde yüzde 30 artış sağlayarak ve tamamlayıcı sağlık sigortası, özel sağlık sigortası, finansal sigortaları teşvikler ve yeni ürünlerle yaygınlaştırarak yapacağız."
Gülen, 2010-2012 döneminde sigorta sektörünün yabancı yatırımcı çektiğine işaret ederek, "2010 yılındakine benzer bir yabancı yatırımcı atağının önümüzdeki dönemde tekrar olabileceğini öngörüyoruz." diye konuştu.
"Özel sektör ile kamunun işbirliği içinde yönetilebilir bir düzen kurulması gerekiyor"
TSB Başkan Yardımcısı Taylan Türkölmez de BES'in bir başarı hikayesi olduğunu belirterek, tasarruf denildiğinde BES7in ilk akla gelen araç haline geldiğini ifade etti.
TES'in, emeklilikte oluşacak gelir kaybını telafi etmeyi, çalışma dönemindeki yaşam standartlarını korumayı, ek emeklilik gelirinin oluşmasını ve hane halkı tasarruflarının artırılmasını sağlamayı hedefleyen bir sistem olarak kurgulandığını anlatan Türkölmez, şu bilgileri paylaştı:
"Özel sektör ile kamunun işbirliği içinde yönetilebilir bir düzen kurulması gerekiyor. Bu işin kurgusunda işveren katkısı olmazsa olmazdır. İşveren ve çalışanlara asgari yük getirecek şekilde uygulanması amaçlanan sistemin temel yapısı üzerinde kamu tarafında çalışmalar devam ediyor. Sektörümüz, değişen demografik yapıya uygun model önerilerini kamuyla paylaşmaya devam ediyor."
"Trafik sigortasını sektörün gündeminden çıkarmak istiyoruz"
TSB Yönetim Kurulu Üyesi Yavuz Ölken de sigorta sektörü olarak sürekli trafik sigortası ile anılmaktan çok yorulduklarını belirtti.
Sigorta bilincinin artırılması için konunun fiyat-prim ekseninden çıkarılarak, farkındalık yaratmak adına eğitim müfredatına dahil edilmesi gerektiğine dikkati çeken Ölken, toplamda 190 milyar liralık hasar maliyetinin sektöre büyük bir yük oluşturduğunu, bunun içinde yalnızca değer kaybı maliyetinin 40 milyar lira seviyesinde olduğunu söyledi.
Ölken, serbest tarifeye geçiş vurgusu yaparak, "Trafik sigortasını sektörün gündeminden çıkarmak istiyoruz. Bu yolda öncelikli olarak trafik sigortasında hasar maliyetini arttıran unsurların bertaraf edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Trafik sigortasındaki temel sorun maliyetlerin sektörün elinde olmayan asgari ücret, yedek parça fiyatları, araç değerlerinin değişimlerine çok açık olması ve her maliyet artışı karşısında tarife bariyerine takılan bir branş olması. Özellikle hiç kaza yapmayan sigortalılar için çok daha adil ve sağlıklı primlendirme yapılabilmesi için, en sağlıklı yöntem olması nedeni ile serbest tarifeye geçilmesi gerekiyor." dedi.
Ölken, 2030 hedefleri yolunda daha çok sahada olan, sanayiciyi, sigortalı bireyleri, kurumları anlayan ve onlara hizmetler üreten ve riskleri de gerçekleşmeden önlemeye çalışan bir sektör olarak bütünleşik bir hizmet sunmaya çalışacaklarının da altını çizdi.
"Kapasite sorunu kesinlikle olmayacak, teminat bulunacak"
TSB Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşar da bu yıl ikinci kez katıldıkları Baden-Baden Reasürans görüşmeleri hakkında bilgi verdi.
Birlik olarak sigorta piyasasını ve Türkiye dinamiklerini anlatmak amacıyla geçen sene olduğu gibi uluslararası reasürörlerle 3 gün boyunca yaklaşık 17 toplantı gerçekleştirildiğine dikkati çeken Yaşar, şöyle devam etti:
"Görüşmeler ihtiyatlı, olumlu havada geçti. Türkiye sigorta piyasasına güven var ve artıyor. İyi haberler var. Kapasite sorunu kesinlikle olmayacak, teminat bulunacak. Fiyatlama trendinin geçen yılla benzer bir seyir izlemesini bekliyoruz. Belki düşüş dahi olabilir. Reasürörler piyasayı özellikle riskli bölgeleri bir süre daha gözlemleme eğilimindeler. Özellikle Körfez bölgesinde faaliyet gösteren reasürörlerin Türkiye ile iş yapma konusunda daha istekli olduğu, TARSİM gibi kurumlarla da iletişime geçme yönünde isteklerinin olduğunu gördük."
"Doğru teminatla doğru sigortayı buluşturmak için çalışıyoruz"
TSB Genel Sekreteri Özgür Obalı da sigorta sektörünün önündeki en öncelikli konuların başında gelen deprem konusu için "Deprem reformu ajandası" hazırladıklarını anlattı.
Ajanda kapsamında 5 ana başlık belirlendiğini ve 12 inisiyatif ortaya çıktığını söyleyen Obalı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Vatandaşlar için doğru teminatla doğru sigortayı buluşturmak için çalışıyoruz. Deprem öncesi ve sonrası süreçler için tespit edilen ihtiyaçlara yönelik önerilecek yeni reform maddeleri ile hem sigorta sektörünün etki alanının hem de ülke için yaratacağı katma değerin artacağı değerlendirildi. Bu doğrultuda, belirlenecek yeni inisiyatifleri, karar vericilerin ajandalarına uygun zamanda dahil etmeyi hedefleyen bir çalışma üzerinden yol haritasına dökülmesi amaçlanırken, tüm iş yerleri doğru teminat ile depreme hazır hale gelsin ve deprem teminatı tüm hanelere girsin istiyoruz."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com