Sağlık Bakanlığı ile bu konuda ortak çalışmalar yaptıklarını kaydeden Dr. Sıtkı Karaca, "Yasaklar tek başına çözüm değildir. Bireylerin de farkındalık eğitiminden geçmesi lazım” dedi. 2013 yılından itibaren sigara bağımlılığında bir artış gözlemlendiğini ifade eden Karaca, sigaranın sadece bireye değil çevresine de zararı olduğunu belirterek, “Yeşilay'ın son dönemde Sağlık Bakanlığıyla beraber yürüttüğü çalışmalar özellikle sigara bağımlılığı üzerindedir.
Sigara bağımlılığı 2008 yılından itibaren Türkiye’de bir düşüş kaydetmiştir. 2013’ten itibaren bir artış trendine girdiği için de tekrar Sağlık Bakanlığı özel önlemler için bazı çalışmalar yapmıştır. Bunlardan bir tanesi sigara paketlerinin renksizleştirilmesi, marka küçültülmesi. İkinci husus ise kapı açıklığından itibaren 5 metre yasağının getirilmesi. Üçüncüsü ise, ‘Yeşil Dedektör’ uygulamasıdır. ‘Yeşil Dedektör’ uygulamasındaki amaç şudur, insanımız bir insanı şikayet etmede çekinceli davranıyor, tartışma çıkmasını istemiyor.
Bu nedenle sigara içilen bir ortamda müdahil olmak istemiyor. Bunun için cep telefonundan bir program indiriliyor. Bu program ‘Yeşil Dedektör.’ Hem Apple Store’dan hem de Google Play’den indirilebiliyor. Daha sonra üzerine basıldığı zaman oradaki mekanların isimleri tek tek çıkıyor. Sigara içme ihlali yapan bir yer varsa oraya dokunduğunuzda Sağlık Bakanlığına ulaşılıyor. Halk Sağlığı Müdürlüğü ekipleri de o yere hemen geliyor. Uygulamada hakikatten ihlal varsa hem içene hem de iş yeri sahibine cezayı veriyor. Bu şekilde sigara içmenin önüne geçilmek isteniyor” ifadelerini kullandı.
“Sigara içme özgürlüğü diye bir özgürlük olamaz”
Sigaranın sadece içen kişiye değil, çevresindekilere de zararı olduğunu, bireysel bir sorundan çok toplumsal bir problem halini aldığını dile getiren Karaca, “Pasif içicilerde yüzde 15 oranında kanseri arttırıyor. En büyük çevre sorunlarından bir tanesidir. 2,3 milyar kilogram tütün atık haline geliyor. Tütün üretiminde her bin kilogramda, bir kilogram kimyasal zehir veya bitkisel zehir kullanılıyor. Bu da yaklaşık 209 milyon kilogram ki bu çok yüksek bir rakam. Sadece 5-10 kilogramını bile Porsuk Çayına atsanız sıkıntı oluşturabilecek, oradaki canlıların hayatiyetini olumsuz etkileyecek bir özelliği var. Sigara, Türkiye’de yılda 108 bin kişinin ölümüne yol açmaktadır. Bunların 15 bini pasif içici dediğimiz hayatında hiç sigara içmemiş kişiler. Tüm kanserlerin yüzde 53’üne direk etkisi var sigaranın. Bu nedenle de sigara hayattan, bizim hayatımızdan çıkarılmalı ve sigarasız bir hava sahası elde etmeliyiz” şeklinde konuştu.
Yasakların tek başına çözüm olmayacağını vurgulayan Başkan Karaca, şöyle devam etti:
"Tabi şunu unutmamak lazım. Yasaklar tek başına çözüm değildir. Bunun ne yapılması lazım? Bireylerin de farkındalık eğitiminden geçmesi lazım. Sadece sigaranın bireysel zararı olmadığını, çevresel zararı olduğunu. Gelecek neslimizin Kızılderililerin tabiriyle ya da onların atasözü ile diyoruz biz, dünya atalarımızdan bize miras değil, çocuklarımızdan bize mirastır. Çocuklarımıza gerçekten doğayı koruyan, çevreye sağlıklı bir şekilde ulaşabilecekleri bir hayatı yaşayabilecekleri bir çevre bırakmak. Amaç bu. Bu nedenle çocuklarımızdan miras aldığımız bilinciyle diyoruz ki en büyük çevre sorunlarından bir tanesi sigaradır. Sigara bireysel sağlık sorunlarının yanında ekonomik sorunları da doğurabiliyor. Şunu unutmamak lazım, bu bir hürriyet, özgürlük olarak ele alınamaz. Sigara içme özgürlüğü diye bir özgürlük olamaz. Çünkü kişinin çevresine de zararı vardır. Çevresinin dışında ailesine zararı vardır. Bulunduğu ortama zararı vardır. Ekonomik zararları çok büyüktür. Böyle baktığımız zaman Türkiye’nin gerçek anlamda sigarayla mücadele etmesi açık ve nettir. Bireysel açıdan da önemlidir. Çevresindeki insanları sağlık açısından olumsuz açıdan etkilenmesini önlemek içinde. Çevre sorunlarının önüne geçmek içinde sigarayla mücadele şarttır.”
dikGAZETE.com