?>

Sessiz salgın: Sosyal medya devrimi ve bağımlılık

Mobil teknolojinin hızla gelişmesi, uygulamaların yaygınlaşması ve Kovid-19 salgını, sosyal medyayı yediden yetmişe pek çok birey için günlük yaşamın vazgeçilmezi haline getirdi. Sosyal medyanın dijital mimarisi, bağımlılığa sebep oluyor

Medya - 2 yıl önce

Ankara

İki bölümlük dosya haberimizin ilkinde, sosyal ağların genişlemesi ve Kovid-19 salgınıyla sosyal medya kullanımının artışı, sosyal medya bağımlılığı ve bunun klinik vakaya dönüşmesi ele alındı.

Teknolojide mühim gelişmelerin yaşandığı geçen 10 yılda internette gezinmek için bilgisayarların yerini büyük ölçüde akıllı telefonlar aldı.

Akıllı telefonlar ve teknoloji hayatı kolaylaştırırken, özellikle her daim cepte taşınan bu küçük cihazlarda kullanılmak üzere birbiri ardına yeni sosyal medya ağları ortaya çıkmaya başladı.

2004'te Facebook, 2006'da bugünkü adıyla X olan Twitter'ın ve ardından onlarca benzer platformların doğması, anlık mesajlaşmayı ve sosyal medya ağlarını farklı boyuta taşıdı. Hız çağında kullanıcılar yeni platformlarla anlık mesajlaşmanın yanında yeni insanlarla tanışma, sosyalleşme ve profillerinde özel hayatlarına dair gelişmeleri paylaşma imkanı buldu.

Montreal Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoeğitim Okulunda Profesör Linda S. Pagani'ye göre, 2012'de sosyal medya platformlarında bir değişiklik oldu ve akıllı telefon platformları ve mobil teknoloji önemli ölçüde değişti.

Pagani, bu değişimle ve Tiktok'un ortaya çıkmasıyla söz konusu platformların kullanımında artış yaşandığına dikkati çekti.

Hatta bu platformlara kaydolan ve bunları kullananların sayısı öyle arttı ki son yıllarda örneğin "Facebook bir ülke olsaydı dünyanın en kalabalık ülkesi olurdu" demek artık bir klişe haline geldi. Bu sosyal medya platformu, 2,9 milyardan fazla küresel kullanıcısı ile Çin ve Hindistan'ın toplam nüfusunu aşmaya doğru ilerliyor.

Facebook bir ülke olsaydı, yıllık 85 milyar dolar geliriyle kesinlikle güney yarım küredeki düşük gelirli birçok ülkeden daha zengin bir ülke olacaktı.

Öte yandan, yeni sosyal medya platformlarının en önemli özelliği, kullanıcı katılımını üst düzeye çıkarması ve tamamen kişiselleştirilebilir olması oldu. Halen devam eden sosyal medyanın evrimi, kullanıcı katılımını en üst düzeye çıkarmayı amaçlıyor.

İnsanoğlunun içgüdüsüne hitap etmek

Başkalarıyla etkileşimde bulunmak ve bağlantılar kurmak insanoğlunun ihtiyacı olmasının yanı sıra evrensel ve kaçınılmaz hale geldi.

Sosyal dünya, insanlar arasındaki etkileşimler yoluyla inşa edilirken, yeni nesil sosyal medya platformları tam da insanoğlunun bu içgüdüsünden yola çıkarak tasarlandı.

Profesör Pagani, sosyalleşmek için insanların sanal mecraya yönelmesini şöyle açıklıyor:

"Bu, bizim insani içgüdümüzün bir parçası, bu, sosyalleşme içgüdüsünün bir parçası, sahip olduğumuz ve bunca zaman hayatta kalmamıza yardımcı olan kolektif içgüdümüz."

İnsan beyninin "yüz yüze alışveriş ve etkileşimler için" yapıldığına işaret eden Pagani, "Diğer insanların huzurunda olduğumuzda daha iyi öğreniriz. Başka insanların huzurunda olduğumuzda duygusal olarak daha rahat oluruz." diyor.

Pagani, özellikle gençlerin sosyalleşirken teknolojiye bağımlı hale gelmesi hususuna vurgu yaparak "Buradaki tehlike, fark etmediğimiz bağımlılık potansiyelidir. Ergenlik, doğal içgüdülerin olduğu bir dönemdir. Bağımlılığın gerçekleşmesini sağlıyor." ifadeleriyle özellikle ergenlikte bağımlılığa dikkati çekiyor.

"Kontrol aslında sizde değil"

Uzun bir günün ardından evde koltuğa oturduğunuzu ve elinizde telefon, sosyal medya akışlarınızda gezinmeye başladığınızı düşünün.

Akıllı telefonu yöneten ve yönlendirenin siz olduğu ve istediğiniz zaman elinden bırakabileceğiniz bilinciyle rahatça hareket edersiniz.

TikTok'ta hızlı bir şekilde gezinmeye başlarsınız ancak kısa süre sonra kendinizi Instagram reelslerinin, Twitter mesaj dizilerinin ve YouTube videolarının sonsuz döngüsünde bulursunuz. Bir iki saat geçer ancak zamanın nasıl bu kadar hızlı akıp gittiğinin farkında bile olmazsınız.

Bu zaman tüneli deneyimi bir kaza değil. Sizi kaydırmaya, beğenmeye ve paylaşmaya devam ettirmeyi amaçlayan, daha fazla içerik için doyumsuz iştahınızı körükleyen titizlikle tasarlanmış dijital alanların sonucudur.

Sürekli ekrana düşen bildirimlerinizden akışınızın sonsuz kaydırılmasına kadar, bu platformların her detayı dikkatinizi çekmek ve sizi burada tutmak için optimize edildi.

Bu, yalnızca bilinçli bir tasarım değil, çevrim içi davranışınızı şekillendiren ve sizi maksimum etkileşime doğru nazikçe yönlendiren bir dijital mimari biçimidir.

Sosyal medyada günlük harcanan süre iki buçuk saat

Birçok insan, doğasında bulunan sosyalleşme ihtiyacı gibi tabi nedenlerden dolayı, iletişim kurma, etkileşimde bulunma, tanınma ve akranları tarafından kabul edilme arzusunu gerçekleştirmek üzere oldukça pratik olan bu mecraya yöneliyor.

Sanallaşan dünyada kullanıcıların sosyal medyada geçirdiği zaman da buna bağlı olarak artıyor.

We Are Social 2023 Küresel Geniş Bakış Raporu'na göre, 2013'te 16 ila 64 yaşındaki kullanıcılar sosyal medya platformlarında günde 1 saat 37 dakika vakit geçirirken, halihazırda bu süre 2 saat 31 dakikaya çıktı.

Kullanıcılar en çok Youtube, Facebook, Whatsapp, Instagram, Tiktok uygulamalarında zaman harcıyor.

Bununla birlikte, 2020'de başlayan ve 3 yıl boyunca dünyanın neredeyse tamamını etkileyen Kovid-19 salgını nedeniyle insanların evde hapsolması, onları sosyalleşmelerini sürdürmek için sanal hayata sıkıştırdı.

Kullanıcılar çevrim içi oldukları her 10 dakikanın yaklaşık 4 dakikasını sosyal medyada geçirirken, salgının neden olduğu kısıtlamaların kalkmasına rağmen sosyal medyada harcanan süre 2022'de bir önceki yıla göre yüzde 2 artış gösterdi.

Sosyal medya kullanıcılarının sayısı salgının başından bu yana yüzde 30'a yakın artarken, salgın bireylerin psikolojik olarak daha kırılgan olmasına neden oldu.

Sonuç, daha kırılgan, daha depresif, daha üzgün insanlar

Bugün telefonunu elinden düşürmeyerek sosyal medyada aşırı zaman geçiren bireyler daha depresif ve daha üzgün olma eğiliminde.

Profesör Pagani, bu duruma şöyle özetliyor:

"Artık psikolojik olarak daha kırılgan insanlar var. Bu onları psikolojik olarak daha da kırılgan yapıyor çünkü dışarı çıkmak istemiyorlar, insanlarla tanışmak istemiyorlar, korkuları var. Onlar için yalnızca çevrim içi buluşmak ve sohbet etmek veya konuşmak daha kolay. Zamanla giderek daha fazla izole oluyorlar."

Özellikle ergenlik döneminde gençlerin hormonları nedeniyle daha kırılgan olduğunu ve çok zor dönemlerden geçtiklerini belirten Pagani, bu kırılganlık döneminin aynı zamanda "diğer insanlarla sosyalleşme ve gerçek insanlarla ilişki kurma ihtiyacının son derece önemli olduğu" dönem olduğunu söylüyor.

İnsanların daha iyi hissetmek için akıllı telefonlarıyla sosyal medyaya yöneldiğini ancak daha kötü hissettiklerini ve bunun farkında olmadıklarını vurgulayan Pagani, "Farkında değiliz ama başka insanlarla birlikte olmaya ihtiyacımız var. Başka bir deyişle gerçek insanlarla." diyor.

Pagani, en çok kadınların ve ergenlik çağındaki kızların sosyal medyaya duyarlı olduklarını belirterek bağımlılığın boyutuna dikkati çekiyor.

Profesör Pagani, sosyal medyanın alışılagelmiş yaşam tarzının bir parçası haline geldiğini, "Günümüzde pek çok insan gerçek ilişkiler yerine sanal ilişkilere ve sanal hayata bağımlılık geliştirdi. Kızların buna daha yatkın olduğunu görüyoruz. Sosyal medyalarında biraz fazla ya da aşırı zaman geçiren insanların daha depresif, daha üzgün olma eğiliminde olduklarını görüyoruz. Daha korkulu, endişeli olma eğilimindedirler." ifadeleriyle anlatıyor.

Kaynak: AA

.

dikGAZETE.com

Haftanın Öne Çıkanları

Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı'nda Malazgirt Zaferi yoğunluğu

2023-08-27 12:28 - Gündem

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev'den milli halterci Cansu Bektaş'a özel madalya

2023-08-26 20:53 - Spor

Fukuşima santralinin işletmecisi ithalat yasağından zarar görenlere tazminat ödeyecek

2023-08-24 15:23 - Dünya

İtalya'nın kuzeyi olumsuz hava şartlarıyla, güneyi ise yangınlarla mücadele ediyor

2023-08-28 20:28 - Dünya

Pençe-Kilit operasyonu bölgesinde araç kazası sonucu bir asker şehit oldu

2023-08-29 20:32 - Gündem

Hindistan'a ait Chandrayaan-3 uzay keşif aracının Ay'daki ilk görüntüleri yayımlandı

2023-08-25 16:22 - Dünya

Irak ile ekonomik ilişkiler yeniden ısınıyor

2023-08-28 11:28 - Ekonomi

Lise öğrencisi Hulusi Diler, Arktik'te deneyimlediği projesiyle kirli suları temizlemeyi hedefl

2023-08-27 11:23 - Teknoloji

İç Ege için yerel şiddetli yağış uyarısı

2023-08-27 13:33 - Asayiş

"Susuz köy"ün kaderi 18. sondaj çalışmasında bulunan suyla değişti

2023-08-24 14:28 - Çevre-Hayat

İlgili Haberler

Katar'daki basın mensupları Türkiye'nin Doha Büyükelçiliği iftarında buluştu

20:13 - Medya

X'in sahibi Musk, platformdaki erişim sorununun 'Ukrayna kaynaklı' olduğunu söyledi

09:46 - Medya

X sosyal medya platformunda uzun süreli erişim sorunu yaşandı

19:48 - Medya

Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Sayan, X'deki erişim kesintisine ilişkin bilgi verdi

18:42 - Medya

Meta eski çalışanı, şirketin kullanıcı verilerini Çin ile paylaşmayı planladığını iddia etti

14:23 - Medya

Günün Manşetleri

Yabancı plakalı araçlar, özel otoyollardaki geçiş ücretlerini ödemeden Türkiye'yi terk edemeyec

11:48 - Siyaset

Fransa'da kundaklanan caminin yetkilileri ibadethanelerine bir an önce kavuşmak istiyor

11:43 - Dünya

ABD Başkanı Trump'ın çelik ve alüminyum ithalatına yönelik tarifeleri yürürlüğe girdi

11:37 - Dünya

AB'den ABD tarifelerine 26 milyar avroluk misilleme

11:33 - Dünya

Real Madrid altyapısında yetişen Pendiksporlu Samu Saiz'den Arda Güler'e tavsiye

11:27 - Spor