MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Teröristler mücadele edersek Bay Trump ekonomik olarak Türkiye’yi mahvedermiş. Senin doların varsa Türk milletinin imanı var. Elinden geleni ardına koyma, ne biliyorsan onu yap. Senin tehditlerine tamam diyen senin gibi olsun” dedi.
Partisinin Meclis Grup Toplantısında konuşan Bahçeli, Cumhur İttifakının önemine değinerek,
“Türkiye’nin istikrara kavuşup demokratik ölçülerde normalleşme sürecine giresiye kadar Cumhur İttifakı’nın yaşaması hususunda kararımız karar, sözümüz senettir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bütünüyle yerleşip olgunlaşması, bir daha sistem tartışmalarının doğmaması, bir daha 15 Temmuzların olmaması konusunda sorumluyuz, elbette milli bekanın safındayız. Kimin ne söylediğinin anlamı yoktur, biz Türkiye’nin yanındayız.
Kimin ne uydurduğunun, hangi kulpu taktığının, nasıl bir nifak saçtığının kıymet-i harbiyesi de yoktur, biz Türk milleti ne diyorsa, ne diliyorsa, ne istiyorsa onu diyor, onu diliyor, onu seslendiriyoruz. Gocunan varsa şu kış kıyamette tavsiyem gocuk giysin. İyi gelir, vicdanı değilse bile bedeni ısınır. Cumhur İttifakı’na laf sokanlar, partimizi hakir görüp haksız ve mesnetsiz eleştiri yağmuruna tutanlar, yan yatıp çamura saplananlar, boşuna heves etmesin, boşuna nefes tüketmesin. Dün olduğu gibi bugün de, duruşumuzdan bir adım geri adım atan, yanılıp yenilip karanlığa göz kırpan bunların alayı gibi namert olsun” ifadelerini kullandı.
CHP’Yİ HEDEF ALDI
CHP’nin iddialarına tepki gösteren MHP lideri, “CHP’li bazı kan sulandırıcı komodinler, siyasetin bir ayağı dışarıda bir ayağı içeride bulunan bir odak tarafından yönlendirildiğini, hem şahsımı hem de Sayın Erdoğan’ı bu odağın yönettiğini ileri sürmektedir. Bunlara göre Türk siyaseti vesayet altındaymış. Bu zavallı bedbahtlar, sanıyorum fazla film seyrediyor, komplo teorileriyle fazla meşgul oluyorlar. Nasılsa işleri güçleri yok, canları sıkıldıkça tezvirat üretiyorlar. Elleri boş, akılları tamtakır, ahlakları da kuru bakır. Bu iddia sahiplerine diyorum ki, manavdan aldığınız karpuzlar kabak çıktı, gördüğünüz hayaller kâbus olarak size döndü. Hala uslanmadınız, hala ıslah olmadınız, hala terbiye bulamadınız. Bre densizler bilmesiniz ki, Milliyetçi Hareket Partisi’ni yönetecek, yön verecek, istikamet çizecek iç ve dış odaklar ne olmuş ne de olacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi yalnızca Allah’ın huzurunda eğilir. Yalnızca milletten talimat alır, yalnızca millete hizmet eder. Vesayetmiş, vasiymiş, oymuş, buymuş, feriştahı gelse vız gelir, kralı karşımıza dikilse beyhudedir. Hileli parayla yazı tura atmayı bırakın, asıl CHP’yi kim yönetiyor, genel başkanınıza çürük aklı kim veriyor, kimler sokağa doğru itekliyor? Bunu söyleyin, bunu itiraf edin. Yarım asırdır husumeti eze çiğneye, hainleri yıka geçe, mert ve müstakil şekilde varlığımızı idame ettirdik. İhanete bayilik yapanların bunu anlamasını hiç beklemedik. Emperyalizmin zalim emellerini tesis, temin, tescil, teyit, tevsik etmek için çırpınan siyasi fısk ve fücurların Milliyetçi Hareket Partisi’ni ağızlarına almaları için kırk fırın ekmek, kırk okka kürek, kırk gün kırk gece de yürek yemeleri şarttır, tavsiyemdir. Muğlak ve muallel siyasetlerini ilerletmek için müfterilikten fayda uman gafiller önce kimlerin kuklası, kimlerin kurgusu, kimlerin kuluçkası olduklarını söylesinler de bilelim, ona göre gereğini yapalım. Fakat değerlerimize yabancı kalan, milletimize Marslı gibi bakan siyasi tufeylilerin bunu itiraf edecek ne cesaretleri, ne de iradeleri vardır. Tutsak alınmışlar haberleri yok. Tuzağa düşmüşler acıyanları yok. Tezgâha gelmişler ağlayanları yok. Ne var ki Türkiye’yi tutsak alamayacaklar. Milliyetçi Hareket Partisi’ni ve Cumhur İttifakı’nı tuzağa çekemeyecekler. Zillet seferi 31 Mart’ta sandığa çarptığı gibi sönecek, Türk milletinden yediği şamarla silinip gidecektir” diye konuştu.
CHP’NİN YSK İDDİASI
CHP’den Yüksek Seçim Kuruluna yönelik eleştirilere değinen Bahçeli, “CHP’liler YSK’yı tanımıyormuş, seçmen kütükleri üzerinde oynanıyor, oraya buraya seçmen kaydırılıyormuş, hayali seçmeler oluşturuluyormuş. Bu iddialardaki amaç 31 Mart’ı gölgelemektir. Buradaki maksat 31 Mart’ı sabote etmektir.
CHP YSK’yi tanımıyorsa, buyursun seçime de katılmasın. Yok eğer katılacaksa, iddialarını çok acil ispatlasın. CHP yönetimi ya savcılığa suç duyurusunda bulunsun, ya da bu iddiaları YSK ihbar kabul edip harekete geçsin. 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerine şaibe bulaştırmak, seçim sonuçlarını bugünden karalamak için provokasyona kalkışmak ne siyasi etikle, ne de siyasi ahlakla bağdaşacaktır.
CHP ateşle oyun olmayacağını eninde sonunda öğrenecektir. Alacakaranlık dönemlerin vazgeçilmez ismi olan emekli kriz ve kaos savcısının ağzına bakmayı derhal bırakmalıdır. Kınayı hazırlamışlar 1 Nisan sabahını bekliyorlar. Kafayı bozmuşlar 1 Nisanla ilgili hesap yapıyorlar. Kinlerini bilemişler 1 Nisan sabahına bir çıksak diyorlar. Halbuki sandıktan umutlarını kesmişler, millete sırtlarını dönmüşler. Esasen başlarına geleceği biliyorlar.
Çatılarının uçacağının farkındalar. Ne çare ki, çatık kaşlarıyla, çatlamış vicdanlarıyla intikam yarışındalar. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni yıkmayı, yeni baştan tetikledikleri rejim ve sistem kargaşasıyla ülkeyi boğmanın peşindeler. Elbette buna müsaade etmeyeceğiz. Elbette bu şer ve şirret akına izin vermeyeceğiz. İnanıyorum ki, Türk milleti 31 Mart 2019’da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne müzahir bir mahalli idareler yönetimini inşa ve ihya edecektir. Zillet ittifakı da duvara toslayacaktır” dedi.
BİNALİ YILDIRIM VE İSTİFA POLEMİĞİ
Binali Yıldırım’ın Meclis Başkanlığı görevinden istifa etmesine gerek olmadığını kaydeden Bahçeli, “Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan ve halen TBMM Başkanlığını yürüten Sayın Binali Yıldırım ile ilgili değerlendirme ve süfli yorumların devamlı sıcak gündemde tutulması dikkatli hiçbir gözden kaçmamaktadır. Değerli Arkadaşlarım, Meclis Başkanlığı için gerek ve yeter şart milletvekili olmaktır.
Gazi Meclis’e başkanlık yapmak şerefli bir görevdir ve milletvekillerinin takdir ve seçimine bağlıdır. Anayasanın 94’ncü maddesine göre TBMM’ye başkan seçiminin usul ve esasları bellidir, bilinmektedir. Sayın Yıldırım’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olmasından dolayı istifa etmesi gerektiğini iddia ve ifade eden siyasi partiler eğri okla doğru hedefi vurmanın hevesindedir. Bu yanlıştır, maksatlıdır, arızalı bir tutumdur. Sayın Yıldırım taşımış olduğu onurlu görevi bizzat TBMM’den almıştır. Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı hususunda milletvekilliğinden istifasına gerek olmadığına göre, bununla bağlantılı bir görev olan TBMM Başkanlığından da istifasına lüzum yoktur. Türkiye’yi anlamsız ve sığ tartışmalarla meşgul edenler sorumsuzdur, şuursuzdur, art niyetlidir.
Anayasa’nın 94’üncü maddesi yoruma müsaittir. Mezkur Anayasa maddesiyle birlikte, Siyasi Partiler Kanunu’nun 24’ncü, Mahalli İdareler Seçimi Kanunu’nun 36’ncı maddeleri dürüst ve tarafsız bir bakışla değerlendirildiğinde Sayın Yıldırım’ın istifasına yer olmayacağı açık seçik bir şekilde görülecektir. 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimlerini sabote etme amacı taşıyan istifa polemiklerinin bir an önce sonlandırılıp asıl gündeme geçilmesi elzemdir, acildir.
Bize göre Sayın Yıldırım’ın istifasına gerek yoktur. Buna rağmen istifa etmeliydi, etmemeliydi tartışması sürecekse, çözüm olarak TBMM İçtüzüğü’nün 14’ncü maddesi akla ve mantığa uygun en kalıcı çözüm yoludur. Bu kapsamda TBMM Başkanı Sayın Binali Yıldırım, seçim propaganda ve yasaklarının başladığı tarihten oy verme gününe kadar, Ankara dışında olduğu dönemlerde Başkanvekillerinden birisine yazıyla vekâlet görevi verebilecektir. Böylece her itiraz, her suçlama, her polemik bıçak gibi kesilecektir. Sayın Yıldırım TBMM Başkanı olmasına rağmen propaganda yasaklarına doğal olarak uyacak, görevinin imkânlarını kullanamayacaktır. Biz sorunlara çözüm odaklı yaklaşıyoruz. 31 Mart 2019’da siyasi sonlarını yaşayacak zillet ortaklarının istismar kozları ellerinden alınsın istiyoruz” dedi.
TRUMP’A HODRİ MEYDAN
MHP lideri Devlet Bahçeli, ABD Başkanı Trump’ın Türkiye’ye yönelik tehdidine de sert tepki gösterdi. Bahçeli, “Anlaşılan odur ki, ABD’nin Türkiye’yle bir zoru vardır. Bay Trump tramvatik bir kişilik bozukluğuna savrulmuş, deyim yerindeyse gözünü nefret bürümüştür. Zannederseniz ki, Twitter başında bitmek bilmeyen bir nöbete girmiştir. ABD Başkanı Türkiye’nin tehditlere aldırmayacağını, Türk milletinin hiçbir zulmete eyvallah etmeyeceğini ya unutmuş ya da hafızasının ve etrafının oyununa gelmiştir. Biz diyoruz ki, zalimle gelen düğün bayram. İp inceldiği yerden kopacaksa varsın kopsun.
Korkak her gün, kahraman ise bir gün ölür. ABD Başkanı yine şaşırmış, yine sinirleri germiştir. Paylaştığı Twitter mesajı tam anlamıyla düşmanlık ötesidir. Bay Trump şöyle diyor: “Eğer Türkiye Kürtlere saldırırsa, ekonomik yönden mahvederiz. 20 millik güvenli bölge oluşturulabilir.
Aynı zamanda Kürtlerin Türkiye’yi provoke etmesini istemiyorum.” Geçen hafta bu çerçevede görüşlerimizi açıklamıştım. Demek ki, kalın kafalar almamış, zulmün elebaşları anlamamış. ABD Başkanı bir defa PKK/PYD/YPG’yi Kürt olarak görüyorsa, Kürt kardeşlerimizin temsilcisi olarak değerlendiriyorsa ya cehaletin mihveri, ya da caniliğin mihmandarıdır. Teröristlere bırakınız Kürt demeyi, insan demek bile ihanettir.
Trump’ın PKK/PYD/YPG’yi Kürt olarak görmesi, Kürtler diye tarif etmesi su katılmamış alçaklık, su götürmez küstahlıktır. Şu işe bakar mısınız, teröristler mücadele edersek Bay Trump ekonomik olarak Türkiye’yi mahvedermiş. Senin doların varsa Türk milletinin imanı var. Senin bara baronların varsa, sermaye çetelerin hazırsa, ekonomik tetikçilerin emir bekliyorsa, bilesin ki Türk milletinin eğilmez başı, bükülmez bileği var. Elinden geleni ardına koyma, ne biliyorsan onu yap. Senin tehditlerine tamam diyen senin gibi olsun. Türkiye’yi mahvetmek senin ne haddine?
Bu saatten sonra Fırat’ın doğusuna girip önümüze çıkan haini, bulduğumuz katili mahv-ı perişan etmek helali hakkımızdır, vatan borcumuzdur, milli namusun gereğidir. Suriye’nin kuzeyinde Kürdistan sütunlarını dikmek için teröristler ve bazı bölge ülkeleri arasında görev taksimi yapanlar Türkiye’yi hafife alan, yok sayan sömürgecilerdir. Kürt kökenli kardeşlerimizi teröristlerle bir ve aynı gören bir meczuba, Twitter bekçisi bir mecnuna diyorum ki, hodri meydan, Türk milletinin kitabında ne kaçmak ne de korkmak yazmaktadır. Trump’ın mesajını paylaştığı andan itibaren Türkiye ile ABD arasındaki on yılları bulan müttefiklik ilişkisi yoğun bakıma alınmış demektir. NATO ittifakı komadadır. Teröristleri Türkiye’ye tercih eden bir ABD Başkanı bizim nezdimizde yok hükmündedir.
Trump’a diyorum ki, aç kalabiliriz, açıkta yaşayabiliriz, yoksul düşebiliriz, ekonomik kayıplara maruz kalabiliriz. Ama size boyun eğersek, sizden aman dilersek, sizden medet umarsak bize yazıklar olsun, yani hayat bize haram zıkkım olsun. En iyi bildiğiniz şey öldürmek, en iyi yaptığınız kumpas kurmak, komplo icat etmek. Türkiye Cumhuriyeti bağımsızdır, egemen bir devlettir. Kimseden emir almayız, kimseden izin almayız, kimseden icazet istemeyiz.
Trump’ın sözüyle hareket etmek, tehditlerine tamam demek yok olmak, tarih ve coğrafyadan sürülmek anlamına gelecektir. Suriye’nin Kuzeyinde tampon bölge kurmak, ardından muhtemel uçuşa yasak bölge ilanı teröristlere al da at dercesine gollük pas vermektir. Kısacası yeni bir özerk yönetim, yeni bir Barzani modelidir. Bu aşamada hükümete diyorum ki, asla çekinmeyin, asla alttan almayın, Allah şahittir ki, yanınızda MHP, arkanızda millet, himaye eden de Yüce Allah’tır” ifadelerini kullandı.
Kaynak: IHA
dikGAZETE.com