Çanakkale Boğazı'nda 66 yıl önce İsveç bayraklı "Naboland" adlı gemiyle çarpışarak batan Dumlupınar Denizaltısı'ndaki 81 şehit denizcinin hazin öyküsü, 66 yıl sonra kısa filmle dünya izleyicisine ulaşıyor.
İzmirli 23 yaşındaki yönetmen Gökhan Kaya, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığının desteğiyle 1953 yılında yaşanan ve "Ah Bir Ataş Ver" türküsüyle yürekleri sızlatan Dumlupınar faciasını kısa film haline getirdi.
İnciraltı Deniz Müzesi'nde çekimi tamamlanan film, Norveç'teki Ringerike Film Festivali'nde Büyük Jüri Ödülü aldı.
Portekiz, İngiltere, Ermenistan, Nepal, Kıbrıs ve Rusya'daki festivallerde finalist olan film, ABD, Fransa ve Almanya'da da temsil hakkı kazandı.
İnternet prömiyeri 27 Temmuz'da yapılan kısa filme, dijital platformlardan erişim sağlandı ve "Ah Bir Ataş Ver" dünya seyircisiyle buluştu.
"Öleceğini bilen insan ne düşünür"Gökhan Kaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilkokuldan beri hayalinin film çekmek olduğunu, bu nedenle Dokuz Eylül Üniversitesi Film Yönetmenliği Bölümünü tamamlayıp aynı üniversitede yüksek lisans eğitimine başladığını belirtti.
Kısa film macerasına 19 yaşında "Aşağı Tırmanmak" adlı eseriyle başladığını dile getiren Kaya, Dumlupınar denizaltı faciasını anlatan filmin de beşinci çalışması olduğunu ifade etti.
Kaya, uluslararası festivallerde gösterilen filmin öyküsünü şöyle anlattı:
"Dumlupınar denizaltısının batması, Türk denizcilik tarihinin en korkunç olaylarından biri. 81 denizcinin hayatını kaybettiği bir olay. 22 denizci asker denizaltında kurtarılmayı bekliyor. Biz o askerlerin ne yaşamış, ne düşünmüş olabileceğine ilişkin bir film yapmaya karar verdik. Temel soru şuydu, öleceğini bilen bir insan ne düşünür?"
Facianın dünya kamuoyu tarafından da çok bilinmediğini vurgulayan Kaya, "İnsanların beklemediği, bilmediği bir konu. Keşke o olay hiç yaşanmamış olsaydı. Biz sinemacılar olarak denizin altında ölümü bekleyen insanların durumunu paylaşma ihtiyacı duyduk." dedi.
Yurt dışından gelen teklifKısa filmlerin dijital platformda pek yer almadığını, ticarileşen büyük dağıtım ağına erişemediğini vurgulayan Gökhan Kaya, "Kısa film açısından önemli bir gelişme, kısa bir film dünyada ilk kez bu platformlarda yer aldı. Sinemaya gerek kalmadan insanlar filmimizi cep telefonlarından, tabletlerinden de izleyebilecek." diye konuştu.
Gökhan Kaya, filmin ardından Yunan sinemacı Lydia Georgona'dan başka projelerde iş birliği teklifi aldığını sözlerine ekledi.
Filmin kadrosuOyuncu kadrosunda Barış Akın, Eray Ertüren, Gökmen Göçbeyli, Metehan Kaya, Özgür Molla, Tamer Yılmaz ve Ulvi Kahyaoğlu'nun yer aldığı filmin görüntü yönetmenliğini de Gökhan Kaya'nın ağabeyi Oğuzhan Kaya üstlendi.
Yaşanmış bir olaydan serbest uyarlama ile çekilen film, 1953 yılında Nara Burnu açıklarında seyreden Dumlupınar denizaltısının bir İsveç gemisi ile çarpışıp saniyeler içinde boğazın derinliklerine gömülmesini konu alıyor.
Filmin devamında denizaltıda mahsur kalan askerlerin bekleyişi anlatılıyor.
Dumlupınar denizaltısının hazin öyküsü4 Nisan 1953'te, gece 81 kişilik mürettebatıyla su üstünde seyreden Dumlupınar Denizaltısı, saat 02.10 sularında Çanakkale Boğazı Nara Burnu açıklarında Naboland adlı bir İsveç yük gemisiyle çarpıştı.
Çarpışmanın şiddetiyle Dumlupınar'ın güvertesinde bulunan 8 kişi denize düştü. 8 kişiden 2'si pervaneye takılarak, biri ise boğularak yaşamını yitirdi. Sağ kalan 5 kişi gümrük motoru tarafından Çanakkale'ye götürülerek hastaneye kaldırıldı.
Dumlupınar denizaltısı ile yapılan son telefon konuşmasında "Vatan sağ olsun" sözü ile yaşama veda eden şehitler, tüm dünyaya bu sözün gerçek anlamını ispatlamış oldu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com