Olay, İzmir’in Torbalı ilçesine bağlı Ayrancılar Mahallesi’nde 2015 yılı 7 Aralık günü yaşandı. Eker ailesinin tek oğulları Gökhan Eker (36) evden arkadaşı ile birlikte Denizli’ye gideceğini, akşam ise döneceğini söyledi. Akşam oğluyla en son telefonda konuşan anneye, oğlu araçlarının kaza yaptığını ancak geleceğini söyledi. Anne, sabah uyanınca ise oğlunu göremedi. Hemen tekrar oğlunu arayan ancak ulaşamayan acılı anne, oğlunun birlikte gittiği arkadaşını aradı. Ancak oğlunun o günden sonra ne yüzünü görebildi ne de sesini duyabildi. Elinde oğlunun fotoğrafı tam 2 yıldır şehir şehir gezen acılı anne ile kalp hastası baba yetkililere seslendi.
“Gitmediğim bir Antalya kaldı” Gözyaşları içinde oğlundan gelecek bir haberi bekleyen anne Yetiş Eker (57), “Beni gittiği gün aradı. ‘Anne ben akşam geleceğim, sen yat uyu’ dedi. Sabah aradım yok, telefonu kapalı. Bir daha da hiçbir haber alamadım. Aramadığım yer kalmadı, gitmediğim bir Antalya kaldı. İstanbul’a kadar gittim, her yere gittim. Yok bulamadım. Bütün arkadaşlarının olduğu yere gittim, baktım, hiçbir haber alamıyorum” dedi.
“Aracın kaza yaptığını söylediler ama yapmamış” Oğlunun birlikte gittiği arkadaşı ile bir senedir sürekli telefonda görüştüklerini ancak hiç tanımadığını söyleyen Yetiş Eker, “Ama ben adamı hiç göremedim. Oğlum kaybolunca birkaç kez telefonda görüştüm. ‘Oğlunu biz Söke’de otoban gişelerinin orada indirdik’ dedi. Arabanın kaza yaptığını söylemişti oğlum. Denizli’ye gittim araba plaka numarasına verdim. Araba kaza yapmamış” ifadelerini kullandı.
“En son üzeceği kişi bendim, üst kata çıksa arardı” Oğlunun kendisine çok değer verdiğini anlatan acılı anne, şunları söyledi: “Yakın bir yere gitse beni arıyordu. Üst kata çıksa beni arardı, ‘Anne ben üst kattayım’ diye. Beni biliyor, ben çok paniğim. Çok korkuyordum ortamlardan. ‘Anne bana bir şey olmaz, ben aklı başında insanım, korkma’ derdi. Hiç böyle şeyleri yoktu. En son üzeceği kişi de bendim. Sürekli arkadaşlarına dermiş ‘Ben annemi asla üzmem’ diye. Hangi arkadaşıyla konuşsam, ‘Onun canı sağ olduğu sürece seni böyle üzmezdi, mümkün değil.’ Şu an nerdeyse, gelmek istemiyorsa bile bir mesaj çeksin ya da bir telefon açsın. ‘Anne ben iyiyim’ desin bana, yeterli. Ama şimdi ömrümün sonuna kadar, nerde deseler oraya koşuyorum.”
“Bir kadının giremeyeceği yerlere bile girdim, aradım” Oğlunu bulmak için şehir şehir gezen anne Yetiş Eker, Marmaris’te bir otelde çalıştığı haberini alır almaz da oğluna kavuşma umuduyla gitti. Ancak oğlunun hiçbir izine rastlanamayan acılı anne, “Sokak sokak elimde resimle, kadının girmeyeceği yere bile girdim. İçimdeki his onun sağ olduğunu söylüyor” dedi.
“Yardım edin, sağ mı öldü mü bana haber versinler” Gözyaşları içinde yetkililere seslenen acılı anne, “Buradan yetkililere sesleniyorum. Benim çocuğumun ölü mü sağ mı olduğunu öğrenmek istiyorum. Öldü mü sağ mı ben de bilmiyorum. Bana yardım edin, elimden tutun. Benim çocuğumu bulun. Sağ mı ölü mü bana iyi veya kötü haber versinler” diye konuştu.
“Oğlum yaşıyorsan bir telefon aç” Her gece evinin penceresinin önünde sabaha kadar oturup yol gözlediğini anlatan anne Eker, oğluna da seslenerek, “Her gün şu pencereden bakıyorum, abisinin evine belki gelir de abisi bana getirir diye her gün bekliyorum. Oğlum yaşıyorsan en azından ya telefon aç ya da bir mesaj çek. Beni bir ara. Oğlum canın sağsa ki sağ olduğuna inanıyorum, nerdeysen, ne şekildeysen bana telefon aç. ‘Annem ben iyiyim merak etme’ de, ben de seni merak etmeyeyim. En ufak bir haber, ipucu ver bana. Her gün gözümüz yaşlı ağlaya ağlaya oturuyoruz” dedi.
Kalp hastası baba gözyaşlarına boğuldu Gökhan’ın kalp hastası babası da gözyaşların hakim olamadı. Gece gündüz bir haber beklediklerini belirten İsmail Eker (60) , “Gelmediği gün telefon ettim, ‘Nerdesin’ diye. ‘Ben meşgulüm seni ararım baba’ dedi. Bir daha ne aradı ne sordu. Yeter ki arasın, ‘Beni aramayın’ dese yeter, ben başka bir şey istemiyorum” ifadelerini kullandı.
Mihrap Düzöz - Sinan Yeniçeri
Kaynak: IHA
dikGAZETE.com