AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, hayatı boyunca makamları insana hizmet etmek için tercih ettiğini ve kendisi için en büyük makamın, insanların gönlünde oluşan yer olduğunu belirterek, "Seçimler oldu, bitti ama kavgası, tartışması bitmedi. O halde ne yapacağız? Bu tartışmayı bitireceğiz. Öyle bir bitireceğiz ki, kimsenin sesi soluğu çıkmayacak." dedi.
Yıldırım, HAK-İŞ Konfederasyonunun Haliç Kongre Merkezinde gerçekleştirilen "İstanbul Temsilciler Toplantısı'na" katıldı.
Irak'ta şehit düşen askerlere rahmet dileyerek konuşmasına başlayan Yıldırım, bu ülkede insanların şehitler sayesinde güven içinde yaşadıklarını söyledi.
Yıldırım, HAK-İŞ mensuplarının; üreten, çalışan ve ülkenin kalkınması için akıl ve alın teri döken insanlar olduğunu vurgulayarak, "Vatan toprağımızın her köşesini cennetten bir yer yapmak için gece gündüz çalıştık. Çalışmaya, üretmeye gönlü olmayanlar ancak ve ancak bahane üretir. Yaptığımız en büyük desteği, çalışanlardan gördüm." diye konuştu.
Ülke ve milletin geleceği için her zaman yapıcı ve çözüm odaklı kararları çalışan ve üretenlerle birlikte andıklarını ifade ede Yıldırım şöyle devam etti:
"Bir milyon çalışanımızın kadroya geçirilme meselesini hep beraber çözdük. 'Belediyelere kadın eli değmesi için elimden geleni yapacağım' sözü verdim. Bu sözü unutmuş değilim. Verdiğim bu söz, biraz gecikti ama olacak. Bunun için önümüzde 24 gün var. 23 Haziran'dan sonra hem sizlere hem de İstanbullulara verdiğimiz sözleri birer birer yerine getireceğiz. Bu konuda her zaman olduğu gibi desteğinizin bizimle beraber olacağını da yürekten inanıyorum."
31 Mart seçimlerinde yaşananlara değinen Yıldırım, "İBB Başkanlığını el çabukluğuyla almak isteyenlere bu sefer fırsat vermeyeceğiz. 31 Mart'ta akla, hayale gelmeyen işlerle, hilelerle, yolsuzluklarla karşı karşıya geldik. Yüksek Seçim Kurulunun sandık kurullarını kanunun emrettiği şekilde değil, tamamen İlçe Seçim Kurullarının keyfi kararlarıyla oluşturulması ve bu görevlilerin yaptığı iş ve işlemler, görev aldıkları sandıklardaki oyları sakat hale getirmiş, seçimin sonucunu etkileyecek bir durum meydana getirmiştir." ifadelerini kullandı.
"Milli iradenin teşekkül etmesinin peşindeyiz""Ortada bir mağduriyet şarkısıdır dolanıyor" diyen Yıldırım, bu konuda bir kaç şey söylemek istediğini belirterek şunları kaydetti:
"Biz bu seçimlerin tekrarlanmasını asla istemedik. Bunu bütün milletimizin ve İstanbulluların bilmesini istiyorum. Biz, öncelikle oy kaydırmalarının, oy hırsızlığının ve türlü türlü olumsuzluklar ve organize kötülükleri görünce 'Gelin bu oyları yeniden sayalım. Kimsenin aklında bir şüphe kalmasın. Seçimler hakkında da şaibeler ortadan kalksın.' dedik. Öyle ya oy veren 8,5 milyon İstanbullu şundan emin olmak istiyor. Ben oy verdim. Acaba benim oyum yerini buldu mu?' Biz bu sorunun cevabının peşinde olduk. Mücadele ettik. Ancak oyların yüzde 10'ununu saydırabildik. Yani 850 bin oy saydırabildik. Aradaki fark 29 binden 13 bine düştü. Yüzde 15'ini saysak fark kapanacak. Yüzde 90'ınını saysak, açık ara önde seçimin sonucu değişecek. Olay bu. CHP bunu gördüğü için oyların yeniden sayılmasına şiddetle karşı çıktı. Biz müracaat ettik, hemen arkasında başvuruda bulunarak reddettiler. Bu işte bir sakatlık olduğunu gördüler. Seçimin sonucu değişeceğini gördükleri için bunun olmasına müsaade etmediler. Böylece oy veren 8,5 milyon İstanbullunun hakkını yediler. Gerçek mağdur varsa, o gün sandık başına gidip oy veren insanlardır. Biz İstanbulluların hakkının ve milli iradenin teşekkül etmesinin peşindeyiz."
"Bunların sicili bozuk""Derdim makam ve mevki değil" diyen Yıldırım, "Hayatım boyunca makamları insana hizmet etmek için tercih ettim. Benim için en büyük makam, insanların gönlünden oluşan makamdır. Seçimler oldu, bitti ama kavgası, tartışması bitmedi. O halde ne yapacağız? Bu tartışmayı bitireceğiz. Öyle bir bitireceğiz ki, kimsenin sesi soluğu çıkmayacak. Anlamlı bir farkla 23 Haziran'da bu işi bitirmeye var mısınız? Şu CHP'li belediyelere bakın. İki günde yaptıklarını gördünüz. Hemen HAK-İŞ'lileri zorla istifa ettirmeye ve işte attırmaya başladılar. Bunların sicili bozuk. Gerçek niyetleri fırsat ellerine geçince çok daha iyi anlaşılıyor. Hani nerede sendikal özgürlük? Hani nerede çalışanın hakkına, hukukuna saygı? İsteyen, istediği sendikaya üye olacaktı. Laflar güzel! İşe gelince çalışma barışını, iş güvencesini ortadan kaldırmaktan işlerine geldiği zaman hiç tereddüt etmiyorlar. Bu sebeple hakkınızı, hukukunuzu korumak için aslanlar gibi mücadele edeceksiniz. Her zaman mücadelenizin yanında bu kardeşiniz olacak. " değerlendirmesinde bulundu.
"Bu ülkede mutlu insanlara ihtiyacımız var"Yıldırım, hayatı boyunca insanların aidiyetiyle ilgilenmediğini belirterek, "Önemli olan insanların bilgileri, becerileri ve dürüstlükleridir. Üreten ve çalışan insanın her zaman başımın üstünde yeri var. Ne inancıyla ne yaşam şekliyle ne de etnik kökeni beni ilgilendirir. Her insanı, Rabbimizin yarattığı kutsal bir varlık olarak görüyorum. Kimsenin doğuştan gelen özelliklerini biz değiştirme gibi bir hadsizliğimiz olamaz. Hayata dair tercihlerinize karışmaya hakkımız yok. İnsanlar tercihlerinde özgür olmazlarla asla mutlu olamazlar. Bu ülkede mutlu insanlara ihtiyacımız var. İşimiz insanları mutlu etmek, mutlulukları için çalışmaktır. Bunun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmak istiyorum. 15 milyonu mutlu etmek için istiyorum. Amacım, ulaşımı, trafik sorunun çözmek. İstanbulluların bir daha çöp, çamur, çukurlu günlere dönemine dönmesini önlemektir." diye konuştu.
Binali Yıldırım, sendikacılara, seçilmesi halinde hayata geçireceği projeler hakkında da bilgi verdi. Adayların İstanbul için neler yapacağını daha çok konuşmalarını istediğini aktaran Yıldırım, "Genel seçim yapmıyoruz. Yerel seçim yapıyoruz. İstanbul'u ve projelerini konuşalım." dedi.
İstanbul'a 25 yıl önce Erdoğan tarafından dikilen hizmet bayrağını daha da ileriye taşımak için göreve talip olduğunu anlatan Yıldırım, sendikacılardan destek istedi.
Yıldırım, "Bu şehre borçluyum. Bu şehre vefa borcumu ödenmek için huzurunuzdayım. İstanbul'un zaman kaybetmemesi lazım. 23 Haziran İstanbul bayramına hepinizi bekliyorum."
Konuşmanın ardından Yıldırım, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin davetlerine katıldığı hatırlatılarak, CHP'li Ekrem İmamoğlu'nun davet edilmemesini nasıl bulduğunun sorulmasını üzerine Yıldırım, "Davet edene sormak lazım. Ben davet edilen yere ar etmem, davet edilmeyen yeri de dar etmem." diye cevap verdi.
Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) konusunda görüşleri sorulan Yıldırım, şunları söyledi:
"EYT konusunu takip eden arkadaşlarla bir araya geldim. Onlarla uzun uzadıya bu işi konuştum. Onların ağzından 'bu sorun nedir, nasıl çözüm bulunmalı?' onları dinledim. Kendi görüşlerimi de onlarla paylaştım. Onlar da görüşlerini benimle paylaştı. Biz bu şekilde, görüş alışverişine devam edeceğiz. Her halde söylediğim bir anlam ifade ediyor. Görüşeceğiz, konuşacağız, makul çözümleri birlikte üreteceğiz. Ülke hepimizin. Ne çalışanlarımızın hakkı, hukuku göz ardı edilecek ne ülkenin imkanları."
HAK-İŞ Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan ise Binali Yıldırım'ın devlet adamlığına vurgu yaparak İstanbul seçimlerinin tarihi bir öneme sahip olduğunu belirtti.
Arslan, Yıldırım'ın müktesebatını bildiklerini ve seçilmesi halinde İstanbul'a büyük hizmetler yapacağına inandıklarını söyleyerek herkesi sandığa gidip oyunu kullanmaya davet etti.
Yıldırım, medya temsilcileri ile iftarda bir araya geldiSütlüce'de bulunan AK Parti İl Başkanlığı'nda düzenlenen iftara, medya camiasından çok sayıda isim katıldı.
Program, basına kapalı olarak gerçekleştirildi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com