GAZİANTEP/HALEP
Suriye'de yaklaşık 6 yıldan bu yana devam eden iç savaş nedeniyle evlerini terk eden ve sürekli yer değiştirmek zorunda kalan yaklaşık bin kişilik grup, son olarak Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında teröristlerden temizlenen Cerablus-Çobanbey arasındaki güvenli bölgeye sığındı.
Yaklaşık 4 yıl önce Esed rejimine ait uçakların bombaladığı Halep'e bağlı Umamud köylüleri, canlarını kurtarmak için tüm eşyalarını bırakıp güvenli bölgelerde çadırda yaşamaya başladı. Savaş boyunca çatışmalardan adeta köşe bucak kaçan, büyük bölümünü çocukların oluşturduğu grup, son olarak Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında teröristlerden temizlenen Türkiye sınırına yakın Kadılar köyüne sığındı. Boş alana kurdukları çadırların yanı sıra kerpiçten ördükleri evlerde yaşamaya başlayan Suriyeliler, hayata tutunabilecekleri güvenli bir bölgede olduklarına seviniyor.
- Savaşın yorgunluğu hem ruhta hem bedende...
Savaşın yorgunluğunu bedenlerinde ve ruhlarında yaşayan mağdur aileler, günün büyük bölümünü kerpiç hazırlayarak geçiriyor. Henüz suyu ve elektriği olmayan alanda Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve Türkiye'den yardım kuruluşlarının desteğiyle hayatlarını sürdüren aileler uzun süredir göremedikleri köylerine dönecekleri günü dört gözle bekliyor. Bölgede çatışmanın canlı tanıkları olan çocukların kameraları gördüklerinde silah zannedip ağlamaya başladıkları görülürken, daha büyük çocuklar ise kendilerince oyuncak olarak kabul ettikleri araçlarla oynuyor.
-Misafirlerine sofrasını açıyor
Çevreden topladığı saplarla aile bireylerine yemek yapan ve tüm olumsuzluklara rağmen gelen misafirlere çay ikram etmeden göndermeyen 52 yaşındaki Sabha el-Hüseyin, yaşanan çatışmalar nedeniyle sürekli yer değiştirmek zorunda kaldıklarını belirterek, bu nedenle de çadırda yaşadıklarını söyledi. Köylerinde birçok insanın bombardıman nedeniyle hayatını kaybettiğini anlatan el-Hüseyin, şunları kaydetti: "Uçaklar köyümüzü 4 yıl önce bombaladı, o anda 45 kişi hayatını kaybetti, evler yerle bir oldu. Cesetleri bile alamadık. Başımıza bir bela geldi, evden hiçbir şey alamadan çıktık, çatışmaların ardından eve dönüp baktık, her tarafı yakmışlar hiçbir şey kalmamış. O günden beri sürekli yer değiştiriyoruz, çocuklarım, torunlarım ve yakınlarım burada, bu şekilde yaşamaya çalışıyoruz. Çok şükür güvendeyiz ama burada da sıkıntılarımız var, elektriğimiz, suyumuz yok, sağ olsun bir kişi bize traktörle su taşıyor. Daha önce başka köydeydik orası da bombalanınca buraya geldik şu an durumumuz iyi, kışın ne olacak bilemiyoruz, çevreden topladığımız saplarla yemeklerimizi yapıyoruz ama kışın bu daha zor olur." 27 yaşındaki Mehmet el-Cuma ise önceden köylerinin ÖSO'nun kontrolünde bulunduğunu ve o dönem her şeyin iyi olduğunu belirtti.
-"Allah sabredenlerle beraberdir"
Rejim güçlerinin bombardımanı nedeniyle bu hale düştüklerini aktaran el-Cuma, şöyle devam etti: "Yaklaşık 4 yıl önce uçaklar, gelip köyümüzü bombaladı, her tarafı yerle bir ettiler. Çok sayıda insan o anda öldü, bombardımanın ardından askerler gelip insanlara işkence ettiler, öldürüp boş kuyulara attılar. Böyle olunca köyümüze bir daha dönemedik, sürekli çadırlarda güvenli gördüğümüz yerlerde yaşıyoruz. Çatışmalar başlayınca da başka yere göç ediyoruz, en son 20 gün önce buraya sığındık. Şu an çadırda kalıyoruz ama kış için kerpiç evler yapıyoruz. Ne yapalım hayat bu sabrediyoruz, Allah sabredenlerle beraberdir. Burası artık güvenli bölge, kışı da burada geçireceğimizi düşünüyorum, şimdilik rahatız ama sonra nasıl olur bilemeyiz." Kasım Humdi ise yaşananlardan en çok çocukların etkilendiğine işaret ederek, "Bir hafta önce bir yakınımızın yanına gittik, orada bir anda çatışmalar başladı, çocuk o gün çok korktu ve sürekli ağlıyor." dedi.