ANKARA
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin ifade vermedikleri için dosyaları ayrılan 6 eski Su Altı Taarruz Birliği (SAT) mensubunun yargılandığı davada, sanık eski astsubay kıdemli başçavuş Hasan Saltan savunma yaptı.
Mahkeme başkanı, dosyanın Akıncı davasına ilişkin dosyayla birleştirilmesine karar verdi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu 6 sanık ile tarafların avukatları katıldı.
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık eski astsubay kıdemli başçavuş Hasan Saltan, darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz günü saat 21.00 sıralarında kendisini cep telefonundan arayan sanık Cengiz Atak'ın, harekat merkezinin talimatı olarak Oran MSB lojmanlarının önünden isminin daha sonra Ümit Şeker olduğunu öğrendiği bir kişiyi de alarak Gazi Orduevi'ne gitmesini ilettiğini söyledi.
Aracını orduevine park ettikten sonra kendisi dışında 4 kişinin daha bulunduğu siyah bir minibüse bindiğini anlatan Hasan Saltan, burada eski albay Fatih Yarımbaş'ın kuvvetli terör şüphesi olduğunu, bu nedenle dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı'yı korumakla görevlendirildiklerini iddia etti.
Bunun üzerine, içerisinde bulundukları siyah bir minibüsle orduevi bahçesinde Aksakallı'nın aracının önünü kestiklerini anlatan Saltan, terör şüphesi nedeniyle kendisini korumakla görevlendirildiklerini söyledikleri Aksakallı'nın buna tepki göstererek, şoförüne oradan uzaklaşması emrini verdiğini ve araçla uzaklaştığını öne sürdü.
Bu olaydan sonra Gölbaşı'nda bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığı'na gitmeye çalıştıklarını ancak giriş çıkışın yasaklanmasından dolayı Akıncı Üssü'ne yöneldiklerini aktaran sanık Saltan, Almanya'da bulunan eşinin kendisine çocuklarının hasta olduğunu söylemesi ve kullandığı ilaçların isimlerini istemesi üzerine otoban çıkışında İstanbul-Kazan yolu yakınlarında araçtan indiğini daha sonra otostop çekerek A City alışveriş merkezinin bulunduğu yere gittiklerini ileri sürdü.
Darbe girişiminin yaşandığından haberdar olmadığını savunan Saltan, 13 Aralık 2016'da Özel Kuvvetler Komutanlığında gözaltına alındıktan sonra düzenlenen bilgi alma tutanağını, burada geçen ifadeleri özgür bir şekilde vermediği gerekçesiyle kabul etmediğini belirterek, bunun dava dosyasından çıkarılmasını talep etti.
FETÖ/PDY terör örgütü ile doğrudan veya dolaylı iltisakı olmadığını savunan Saltan, iddianamede geçen üzerine atılı suçları kabul etmediğini belirterek beraatini istedi.
İçişleri Bakanlığı avukatı Uğur Kızılca'nın 16 Temmuz 02.00-04.00 arasında Akıncı Üssü'nün olduğu yerdeki TAİ lojmanları yakınlarında telefonundan sinyal alındığının tespit edilmesine ilişkin soru üzerine Saltan, daha önce belirttiği gibi siyah minibüsten otoban çıkışında İstanbul-Kahramankazan yolu yakınlarında indiğini ve Akıncı Üssü'ne gitmediğini belirtti.
Tuhaflığı cezaevindeyken sorgulamışAvukat Kızılca'nın, Aksakallı'nın aracının önünü keserek kendisini koruma görevini icra ettiklerini söylemelerinde bir gariplik olup olmadığıyla ilgili soru üzerine Saltan, rütbesi itibarıyla o an bunu sorgulayabilecek durumda olmadığını, cezaevinde kaldığı iki yıllık süreçte bu eylemdeki tuhaflığı düşündüğünü söyledi.
Sanık avukatı Defne Vardar ise iddianamede adı geçen tanıkların mahkeme huzurunda dinlenmelerini, müvekkili hakkında suçlamaları kabul etmediklerini bildirdi.
Vardar, müvekkilinin önce tahliyesini, bu mümkün değilse adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmasını talep etti.
Duruşmada söz alan savcı, sanıkların tutukluluk hallerinin devamını ve davanın esas dosya ile birleştirilmesi talebinde bulundu.
Mahkeme başkanı, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına ve savcı ile sanık avukatının taleplerini dikkate alarak dosyanın Akıncı davasına ilişkin dosyayla birleştirilmesine karar verdi.
Muhabir: Orhan Onur Gemici
Kaynak: AA
dikGAZETE.com