ANKARA - NEVİN YILDIZ GÜNDOĞMUŞ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sarıeroğlu, Hazine Müsteşarlığı ve Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesinde taşeron işçilerin kadroya alınma başvurusunu kabul eden birimlerde incelemelerde bulundu.
İlk olarak Hazine Müsteşarlığını ziyaret eden Sarıeroğlu, daha sonra Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesine gelerek, başvuru dilekçelerini inceleyip görevlilerden bilgi aldı.
Kadro alan işçilerle bir süre sohbet edip, "hayırlı olsun" dileklerini ileten Sarıeroğlu, çalışanların merak ettiği soruları da yanıtladı.
Hastane bünyesinde 11 yıldır taşeron firma üzerinden temizlik görevlisi olarak çalışan bir işçinin kıdem tazminatına ilişkin sorusuya Sarıeroğlu, "Feragat belgeleri ve Sulh Sözleşmesi imzalanınca şöyle bir yanlış bilgi yaymaya çalıştılar. Kıdem tazminatlarınız, kıdemleriniz yanıyormuş gibi. Böyle bir şey söz konusu değil." dedi.
Kıdem tazminatı konusunun İş Kanunu'nda düzenlendiği için Kanun Hükmünde Kararnameye (KHK) koymadıklarını belirten Sarıeroğlu, kıdem tazminatının İş Kanunu'nda düzenlenmiş doğal bir hak olduğu için bununla ilgili aksi bir tasarruflarının olmasının söz konusu olmayacağını, kişilerin kıdemleriyle kadroya geçip, emekli olduklarında da tazminatlarının ve yıllık izin gibi haklarının saklı olduğunun altını çizdi.
Bakan Sarıeroğlu, taşeron konusunda en önemli konunun "muvazaalı davalar" olduğunu belirterek, kadroların oluşmasıyla bu davaların hükümsüz hale geldiğini, karşılıklı kamu ve çalışan arasında sulh edildiğini ve tertemiz bir sayfa açıldığını da ifade etti.
Kamuda şu anda 100 bin kadrolu işçi olduğuna ve düzenlemeyle 450 bin kişiyi kadrolu olarak aldıklarına dikkati çeken Sarıeroğlu, "Gerçekten çok büyük iş yapıyoruz. Bu yaptığımız işten rahatsız olanlar var. O yüzden de sürekli bilgi kirliliğiyle, algı çalışmalarıyla kafalarda soru işareti oluşturup böyle bir mutluluğun doya yaşanmasına engel olmaya çalışıyorlar. Biz de mücadele ediyoruz." diye konuştu.
Katıldığı televizyon programlarında konuyu tekrar anlattıklarını vurgulayan Sarıeroğlu, başvuru formlarında her şeyin adım adım yazdığını anlattı.
Sınav konusunda da herkese kendi alanıyla ilgili, eğitimine göre sorular sorulacağına işaret eden Sarıeroğlu, her şeyin merkezden kontrol edileceği bilgisini verdi.
Çalışanların, "Bu sınavı geçemezsek ne olacak?" sorusuna ise Sarıeroğlu, "Burada bin 60 kişi çalışıyormuş. Kocaman bir hastane burası o kadar sistematik ki bir kişinin bile hastaneden diyelim ki elediniz, onun yerine eleman almaları çok zor." dedi.
Hastanede lise mezunu olanların temizlik görevlisi olmak için bile KPSS puanına ihtiyaç duyulacağını aktaran Sarıeroğlu, şöyle devam etti:
"Eskiden direkt şirket üzerinden girebiliyordunuz. Hastanemiz daha geniş anlamda alım imkanına sahipti. O yüzden giriş çıkışlar şirketler üzerinden daha sık olabiliyordu. Ama şimdi kadrolu işçi olmanın anlamı da o bir kişi eksilirse hastanenin o kişinin yerine eleman alma imkanı zorlaşacak. Bize başvuracaklar, Devlet Personel'e, Devlet Personel İŞKUR'a o talebi iletecek, biz ilan açacağız. O ilana gelecek koşullar sağlanıyor mu, belli bir oranını da göndereceğiz. Onun arasından seçecekler, mülakat yapacaklar, sınav yapacaklar. Çok zor süreçler. O yüzden ben hiçbir idarenin eleme yoluna gitmeyi tercih edeceğini sanmıyorum. Şu anda hastanelerde bir kişinin bile yaptığı iş özellikle çok kıymetli, önemli. Orada bir boşluk oluşmasını kimse göze alamaz."
"Kefil diye bir şey yok"450 bin kişi sayısını çok net ifade ettiklerini vurgulayan Sarıeroğlu, sınavı, "toplum vicdanı" açısından koymaları gerektiğine dikkati çekti.
Bir gazetede "Kefil istendiğine" ilişkin haberleri de değerlendiren Sarıeroğlu, "Sizden kefil isteyen oldu mu arkadaşlar?" diye sordu. Habere şaşırdıklarını belirten Sarıeroğlu, "Maalesef böyle yanlış bir habere imza atıldı. Umuyoruz yarın düzeltirler." ifadesini kullandı.
Güvenlik soruşturmasıyla ilgili bir belgeyi gösteren Sarıeroğlu, kanun gereği kamuya girenlerin hepsinin güvenlik soruşturmasından geçtiğini anımsattı.
Her şeyi rızaya dayalı olarak yaptıklarına işaret eden Sarıeroğlu, güvenlik soruşturması kapsamında herhangi bir karışıklık olmaması için anne, baba, eş ve 18 yaşından büyük kardeşlerin adının sorulduğunu anlattı. Sarıeroğlu, "Aslında en iyi kurumlarımız, çalışma arkadaşlarımız birbirini bilir, tanır. Bunca yıldır da buradasınız. Ne yazılacağı şaşırıldı bu süreçte. Onda da kefil diye bir şey yok. Bankadan kredi alınmıyor sonuçta." diye konuştu.
Bakan Sarıeroğlu, geçişten sonra 52 günlük ilave tediye artışının da hemen olacağını dile getirerek, sonraki süreçlerde de zaman içerisinde aşama aşama iyileştirmelerin de yapılacağını vurguladı.
Göreve gelir gelmez Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan "Bu yıl bitmeden bu konuyu taşerondaki arkadaşlarımızın gündeminden kaldıracağız." talimatı aldığına dikkati çeken Sarıeroğlu, çalışmaların kabinenin bütün üyelerinin görüşleriyle hazırlandığını söyledi. Sarıeroğlu, Uluslararası Çalışma Örgütü ve ilgili bütün paydaşlarla görüş alışverişinde bulunulduğunu bildirdi.
"Samimiyetle hazırladık""İnşallah iyi olur. İyi niyetle, samimiyetle hazırladık." diyen Sarıeroğlu, Düzenlemeye Sağlık Bakanlığı için ayrı bir bölüm koyduklarını da anımsattı.
Şehir Hastaneleriyle ilgili özel bir düzenleme yaptıklarını belirten Sarıeroğlu, normalde eskiden devlet hastanesinde çalışanların o hastaneler kapandığı için şimdi şehir hastanesinde çalışmaya başladıklarını hatırlattı.
Şehir hastanesinde çalışma şeklinin farklı olduğunu, hastane ile belirli süreyle direkt sözleşme imzalandığını anlatan Sarıeroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Artık Sağlık Bakanlığı ile bir bağlantıları kalmamış oluyor. Ama biz dedik ki '30 bin kardeşimiz yıllarca hastanelerde taşeronda kadro beklentisiyle çalıştı. Onları da mağdur etmeyelim diye çok iyi niyetli bir düzenleme yaptık. Bu düzenlemede de belki şehir hastanelerinde devam edecekler, belki ilde diğer kamu kurumlarına dağıtılacak. Onunla ilgili bir düzenleme yaptık ki bakanlığımızın eli de rahat olsun, arkadaşlarımızın rahatlığı da devam etsin diye. Bir manşette taşerondan sürgün çıktıydı bugün. Ama hepsi yanlış bilgi. Biz neyi, ne niyetle yaptığımızı biliyoruz. Çalışanlarımız da en doğru şekilde, biliyorlar anlıyorlar."
"Bir kişi bile kamuda bu işin dışında değil"Bakan Sarıeroğlu, büyük bir iş yaptıklarını, 1 milyon 20 bin kişinin ailesine dokunduklarını vurgulayarak, "Kapsam keşke elimizde olsa, genişletebilseydik. Ama şu an merkezi bütçe ile düzenlenen kuruluşlarda hiç kimse kalmadı. Bir kişi bile kamuda bu işin dışında değil şu anda." ifadesini kullandı.
Sınavlar için de çalışanlara rahat olmalarını, sınavın sade, sıkıntısız bir şekilde yapılacağına değinen Sarıeroğlu, yapılacak sınavla herkesin gönlündeki kaygıların giderileceğini söyledi.
Taşeron düzenlemesine karşı vatandaşların tepkilerine ilişkin bir soruya da Sarıeroğlu, "Biz olumlu görüyoruz. Çok olumlu olduğu için de bu olumlu havayı bozmak için çok girişim var. Ama inşallah bozamayacaklar." yanıtını verdi.
Kapsamı dışında olanlar konusunda bazı yanlış anlamaların olduğunu, ancak ilk günden itibaren bizim söyledikleri neyse onu uyguladıklarını, hassas bir süreç yürütüldüğünü belirten Sarıeroğlu, "Onların da işleri aynı şekilde devam edecek. Çünkü hizmet alım ya da anahtar teslim, müşavirlik hizmeti gibi çalışma şekilleriyle çalışıyorlar. Onlardan telefonlar geliyor, sosyal medyada yazılan şeyler oluyor. Onlar da aynı şekilde işlerine devam etmiş olacak. Hiç kimsenin işsiz kalma vesaire gibi bir durumu da söz konusu olmayacak." dedi.
Bakan Sarıeroğlu, kurumlardaki bazı çalışanların beklentilerini de doğal karşıladığına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Önemli bir şey, kadroyla kamuda çalışmak, iş güvencesiyle çalışmak. Rabbim inşallah ülkemizin birliğini, beraberliğini, büyümesini kalkınmasını daim kılsın. Önümüzdeki dönemde herkesin çalışma hayatındaki özel sektörde de diğer kurumlarda da tarımda çalışan, her alanda çalışan vatandaşlarımızın hayat standartlarını yükseltecek işlere imza atalım."
dikGAZETE.com