Yaklaşık 50 yıldır Fransa'da yaşayan ve sanat hayatını orada sürdüren heykeltıraş Osman Dinç, Türkiye'de de Ankara OSTİM Organize Sanayi Bölgesi'ndeki atölyesinde çalışıyor.
Sanatçı, minimalizm, soyut sanat ve Arte Povera arasında değerlendirilen eserlerini yaparken, bölgedeki sanayi ve endüstri kuruluşlarının malzemelerinden ilham alıyor.
Cam, demir, çelik, taş ve ağaç gibi farklı materyaller kullanan ödüllü sanatçı, son 10 yıllık üretimlerinden oluşan heykelleri ve fotoğraf çalışmalarını "Ankara - İstanbul" sergisinde sanatseverlerin beğenisine sunuyor.
Sanat hayatını ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezindeki sergiyi AA muhabirine anlatan Dinç, sergilenen eserlerin ortaya çıkış sürecinden ve gelecekteki planladıklarından bahsetti.
Dinç, sanat hayatına 50 yıla yakın bir süredir Fransa'da devam ettiğini belirterek, kariyeri boyunca yaklaşık 70 kişisel sergi açtığını söyledi.
Yüzlerce karma sergiye katıldığını aktaran Dinç, "Bütün bu çalışmalarımdan dolayı 1993’te UNESCO bana ödül verdi. Benim için iftihar sebebi bir konuydu bu. 21 yıldır da (Fransa'da) Güzel Sanatlar Akademisinde hocalık yapıyorum." dedi.
"Çalışmalarım bir dünya hikayesini anlatıyor"Dinç, çağdaş sanat alanında çalışmalar yaptığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Biz hala demir çağını yaşadığımızı bilelim. Çünkü hala top, tüfek ve tanklar demir ve çelikten. Tabii iletişim çağına da geçiyoruz ama hala demir çağını yaşıyoruz. İnsanlık olarak demirle özel bir bağımız var. Mesela herkesin kanında alyuvarlarında demir vardır. Akrabayız yani demirle, daha önemlisi dünyanın yüzde 40'ı demir. Benim çalışmalarımda işte böyle kozmik bir boyut da var. Bir dünya hikayesini anlatıyor."
Tasarımlarında, OSTİM'deki teknik imkanları kullandığına işaret eden heykeltıraş, "Sanatın gelişebilmesi ve her sanatçının kendini geliştirebilmesi için mutlaka çevresine bağlı olması gerekir. Yaşadığı ortamın uzantısıdır sanatçı." ifadesini kullandı.
Dinç, kendisini en çok etkileyen yerlerden birinin Ankara Arkeoloji Müzesi olduğunu söyleyerek, sanatla ilgilenenler için müzenin bir üniversite kadar kıymetli olduğunu dile getirdi.
Sırada ABD ve FransaSergiyi genelde çalışmalarından haberdar olan ve kendisini takip edenlerin ziyaret ettiği bilgisini veren Osman Dinç, şunları kaydetti:
"Az da olsa ilk kez gören, şaşıran ziyaretçiler oluyor ama genelde insanlarımız utangaç, soru sorarsa bilmediği ortaya çıkarmış gibi bir tavır içine giriyorlar. Sanatçıyla konuşmaları çok önemli. Böyle bir yerde sergi açmak sanatçı için aynı zamanda bir pedagojik çalışmadır. Bizim yaptığımız işler millet onu gördüğü ve benimsediği zaman kültüre dönüşür. İlerleyen zamanda da geleneksel kültüre dönüşür. İnsanın bakış açısı en önemli olaydır sanatta. Dünyayı felsefi ve ilmi açıdan sorgulamak çok önemlidir. Zaten sorguladığı ve hayal ettiği sürece yaşar, gerçekten hayal etme gücü bitince biter o insan."
Serginin 30 Eylül'e kadar süreceğini hatırlatan Dinç, ilerleyen günlerde daha çok uluslararası etkinliğe katılacağını, ocak ve şubatta ABD'de, ağustosta da Fransa'da sergi yapacağını sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com