Sakarya
Böbrek hastalarına hizmet vermek amacıyla 4 yıl önce açılan merkezde, aradan geçen zamanda 180 hasta böbrek nakliyle hayata tutundu.
Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Böbrek Nakil Merkezi Başkanı Doç. Dr. Necattin Fırat, AA muhabirine, merkezdeki nakillerin çoğunun canlıdan gerçekleştirildiğini, şimdiye kadar sadece 13 kadavra nakli yapıldığını söyledi.
Kadavradan nakil için bekleyen 400 hastanın bulunduğunu aktaran Fırat, "Böbrek için canlıdan nakil imkanı var. Fakat bazı nakiller için canlıdan nakil imkanı yok. Kalp nakli için maalesef canlıdan nakil imkanı yok." dedi.
Fırat, 3-9 Kasım Organ Bağış Haftası dolayısıyla toplumsal farkındalık oluşturmak istediklerini belirterek, hastaların nakil olup sağlığına kavuşması için organ nakli çağrısında bulundu.
Bu yıl 3 kadavradan nakli yapıldığını, bu hastaların çoğunun nakil bekleme listesindeyken diyalize mahkum kaldığını anlatan Fırat, "Bu süre zarfında maalesef hastalarımızı kaybediyoruz. Bu nedenle Organ Bağış Haftası'nın önemini vurgulamak istiyoruz. Vatandaşlarımızı bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz." diye konuştu.
"Kadavradan organ bağışı çok düşük seviyelerde"
Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fatih Altıntoprak, organ bağışının, bazı hastalıkların tek tedavi yöntemi olduğunu kaydetti.
Özellikle böbrek yetmezliği olan kişilerde dünyada kabul edilen tek tedavi yönteminin organ bağışı olduğunu vurgulayan Altıntoprak, şöyle devam etti:
"Bu konuda halkımızın bilinçlendirilmesi gerekiyor. Özellikle kadavradan organ bağışı ülkemizde maalesef çok düşük seviyelerde. Hastanemizde bir yılda 23 kişiye beyin ölümü tanısı konuldu fakat bunlardan sadece 2'si organ bağışında bulundu. Hastanemizde gerçekleştirdiğimiz böbrek nakillerinin büyük bir kısmı canlı vericiden yapılan bağışlar. Aslında kadavradan olan bağışların çok daha yüksek olmasını isteriz ama yaklaşık yüzde 7 oranında kadavradan böbrek nakli yapabildik. Bu oranın çok daha yüksek olması gerekiyor. Organlarımızı bağışlamaktan çekinmeyelim."
"Hasta olduktan sonra organ bağışının önemini daha iyi anladım"
Diyalize bağlı 16 yıl yaşadıktan sonra 2 yıl önce böbrek nakli olan 45 yaşındaki Resul Eryılmaz, nakil olmadan önce büyük zorluklar yaşadığını dile getirdi.
Nakille sağlığına kavuştuğunu belirten Eryılmaz, "Organ bağışına destek verenler sağ olsun. Tek böbrek bir vücuda yeterli kalıyor. Bol su içtiğiniz sürece, kendinize dikkat ettiğiniz sürece inşallah hayat daha da güzel oluyor." dedi.
Eryılmaz, hasta olduktan sonra organ bağışının önemini daha iyi anladığını ifade ederek, "Nakil olmadan önceki halimle şimdiki halimi karşılaştırdığım zaman arada çok fark var. Sağlıklı bir birey kadar olmasa da ona yakın bir seviyede sağlıklı oluyorsunuz. Her şeyiniz normale dönmeye başlıyor. Hayat her anlamda daha güzel oluyor. Organ nakline çok önem verilmeli." diye konuştu.
Organ bağışının yaygınlaşmasının önemine işaret eden Eryılmaz, insanların organlarıyla başkalarına hayat verebileceğini anlattı.
"Cana can katmak yapılabilecek en güzel şey"
Böbrek rahatsızlığıyla 23 yıl mücadele eden ve 2 yıl önce nakil olan 45 yaşındaki Muhammet Sefa Rumeli, hastalığının son 4 yılını günde 8 saat diyaliz makinesine bağlı geçirdiğini kaydetti.
Kendisi ve ailesinin zorlu bir süreç geçirdiğini, 2021'de kadavradan uygun organ bulunarak naklinin gerçekleştirildiği için mutlu olduğunu dile getiren Rumeli, "O günden bu yana diyalize girmiyorum. Çok daha güzel, çok daha sağlıklı, çok daha konforlu bir hayatım var. Bu doğal olarak hem iş hayatımı hem de özel hayatımı olumlu yönde etkiledi. Organ bağışı konusunda çok duyarlı olunmasını istiyorum. Bir cana can katmak belki de yapılabilecek en güzel şey. Hayatınızın son noktasını en güzel şekilde koymak istiyorsanız, organlarınızı bağışlayın." ifadelerini kullandı.
29 yaşındaki Şükran Ocak ise 6 yıl diyaliz tedavisi gördüğünü belirterek, "Organını verene teşekkür ediyorum. Allah ondan razı olsun. Bağış yapıp hayat kurtarsınlar." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com