İstanbul
Eyüpsultan Mihrişah Valide Sultan Haziresi'ndeki kabri başında düzenlenen anma programında, Kur'an-ı Kerim okundu ve dualar edildi.
Yazar Salih Zengin, ağabeyi Mevlana İdris'in konuşmaktan ziyade susmayı tercih ettiğini ve sahici bir davranış olarak susmaya inandığını söyledi.
Bu suskunluğun bazen saatlerce sürdüğünü, birlikte olduğu kişilerin de mekandan sanki saatlerce konuşmuş gibi ayrıldıklarını anlatan Zengin, "Bu anlar, orada olanlara, Mevlana İdris'le dünyayı birlikte izledikleri, keşfettiklerii vakitler gibi gelirdi. Mevlana İdris, susarak konuşan nadir insanlardandı." dedi.
Mevlana İdris'in temel hasletlerinden birisinin sadece güzeli aramak, bulmak ve onunla meşgul olmak olduğunu dile getiren Zengin, sözlerine şöyle devam etti:
"O, insanlara bakınca orada çirkine dair bir şeyler görmezdi. Gördüğü sadece güzellikti. İnsana dair zikredilebilecek kötülük, kin, çirkinlik gibi durumlar onun için yok hükmündeydi. Bundan dolayı da memleketin dört bir yanından, nevi şahsına münhasır tipleri bulur, onları kendine çekerdi. Deliler, harabat ehli olanlar, dervişler, veliler hep onunla bir şekilde bir araya gelirlerdi. Bir mıknatıs gibi çekerdi bu türden insanları kendine. Bu, hiç şüphesiz ona verilmiş büyük bir özellik, lütuftu.
Mevlana'yı tanıyanlar, iki yıldır ne kadar büyük bir kayıp içinde olduklarının fazlasıyla farkındalar. Onunla tanış olmayanlar bile, sanki onu tanıyormuş gibi ona muamele ediyorlar.
Ben, mezarı başına yıl boyunca geliyorum ve burada onu yaşarken hiç görmemiş ve muhabbetinde bulunmamış ama buraya gelip Kur'an okuyan, hüngür hüngür ağlayan, sanki çok yakın birisini kaybetmiş hissiyle ona yaklaşanlar var.
O duru, temiz, dedikodu ortamını sevmeyen, ondan uzak durmaya çalışan, hep iyiliği düşünen, yaptığı işi Müslümanca ve iyi yapan bir mümindi ve ruhunu da böylece teslim etti. Yıl boyunca buraya gelenler, bugün de onu yalnız bırakmayanlar bunun en açık örneğidir aslında."
"Suskun bir insandı ama bir çocukla günlerce konuşurdu"
Mevlana İdris'in yazdığı duru ve çarpıcı şiirlerle seslendiği bir genç kuşağın olduğuna dikkati çeken Zengin, şu görüşlerini paylaştı:
"Bu, onun önemli ve dikkati çeken bir yönüydü. Diğer bir özelliği ise kalemini çocuğa çevirmiş, dünyanın telaşesinden uzaklaşmayı tercih etmiş, insanların bencilliğinden uzaklaşmış, edebiyatın tavşan deliğinden kaçıp çocuklar için bir masal evreni oluşturmuş özel bir yazar olmasıydı.
Bu açıdan, 'adamım' dediği çocuklar, onun için bu dünyadan bir kaçış anlamına geliyordu. Suskun bir insandı ama bir çocukla günlerce, bıkmadan, usanmadan konuşur, kalbini ve dilini ona açardı. Bu, bir bakıma onun kitaplarında da yapmaya çalıştığı şeydi. O, Türkiye'de 'çağdaş sanat masalları' bağlamında felsefeyle yoğrulmuş fantastik edebiyatın öncü ve ana bir damarıydı."
Anma programının ardından katılımcılara Dersaadet Vakfı'nda yemek ikramı yapıldı.
Son mesaj neydi!
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com