ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı adaylarının propaganda konuşmaları TRT'de yayımlandı.
Saadet Partisi Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu, propaganda konuşmasında, Türkiye'de milletin her bir ferdinin ülkenin iyilik ve güzelliğini istediğine inandığını dile getirdi.
Milletin ne yaptıysa yüreğiyle yaptığını ve başardığını söyleyen Karamollaoğlu, "Buna rağmen Türkiye son yıllarda büyük bir girdaba sürüklenmiş bulunuyor. Çocuklarımız neşesiz, gençlerimiz işsiz, annelerimiz umutsuz, babalarımız çaresiz. Ekonomik, sosyal, ahlaki bir bunalımın içinde sürüklenip duruyoruz." görüşünü öne sürdü.
Her türlü manevi mukaddes değerlerin aşındığını savunan Karamollaoğlu, zaman içinde yöneticilerin de yönetimlerin de bozulacağını belirtti.
Erasmus, Farabi gibi düşünürlerin bu konudaki görüşlerini aktaran Karamollaoğlu, "Milletimiz maalesef bir gerilim ve kutuplaşma içine düşürülmüş bulunuyor. Hava, su kadar huzura muhtacız. Sadece bugün değil, birçok vakit ülke olarak büyük badireler atlattık. 'Alevi-Sünni, Kürt-Türk, şu partili-bu partili, muhafazakar-liberal, sağcı-solcu' denilerek kardeş kardeşe düşman edilmeye çalışıldı." ifadelerini kullandı.
Karamollaoğlu, mevcut yönetimin iktidarda kalmak için "her yolu mübah görür hale geldiğini", milletin alın terinin, yetimin hakkının israf edildiğini, sanayinin çökmüş, tarımın bitmiş durumda olduğunu savundu.
"Biz hep doğru olana talip olduk"Cumhurbaşkanı adayı Karamollaoğlu, "Yanı başımızda Irak'ta, Suriye'de yaşanan acılarda da maalesef büyük payımız var. Vebalimiz hakikaten çok büyük. Türkiye'miz maalesef Irak'ta, Libya'da, Suriye'de emperyalistlerin 'Ortadoğu Projesi'ne hizmet eder hale düştü. İç ve dış politikada yaşanan olayların, yapılan büyük hataların sonucunda ülkemiz Allah korusun ayrışmanın, parçalanmanın eşiğine geldi." dedi.
Türkiye'de terör örgütlerinin cirit atar hale getirildiğini, 15 Temmuz darbe girişiminin milletin cesaret ve basiretiyle atlatılabildiğini söyleyen Karamollaoğlu, Türkiye'nin sahip olduğu coğrafi imkan ve kaynaklara dikkati çekti.
"Bu kadar kaynakla hala borçla ayakta duruyor, hala işsizlikten bahsediyorsak bu insanımızın değil, 16 yıldır ülkeyi tek başına yönetenlerin başarısızlığıdır." diyen Karamollaoğlu, içine düşülen bu halden nasıl çıkılacağını dert edindiklerini dile getirdi.
Karamollaoğlu, "Biz hep doğru olana talip olduk. Bizim mücadelemiz milletvekili sayısıyla, bakanlık pazarlığıyla ölçülecek bir mücadele değildir. Bizim mücadelemiz hak yiyenlere karşı, hakkı yenenlerin mücadelesidir." şeklinde konuştu.
Üniversite mezunu işsizlerin, eli nasırlı, yüreği hüzünlü çiftçilerin, "fabrikası haraç mezat elden çıkarılan şeker işçisinin", üretimine kota konan pancar üreticisinin hakkını aradıklarını söyleyen Karamollaoğlu, "Bir gece ansızın bir kararname ile işinden, eşinden, aşından edilenlerin hakkını arıyoruz. Açlığa mahkum edilen emeklinin, asgari ücretlinin hakkını arıyoruz. Sadece seçim öncesi hatırlanan esnafın hakkını arıyoruz. Hukuksuzluğa karşı hukukun, kararnameye karşı kanunun mücadelesini veriyoruz." dedi.
"Hiçbir kimseye, hiçbir partiye, hiçbir görüşe karşı bir tutum içinde değilim"Temel Karamollaoğlu, siyasetin de ekonominin de eğitimin de nihai hedefinin insanın mutluluğu olduğunu, insanların işi ve aşı varsa, insanlık onuruna yaraşır bir hayat seviyesine sahipse mutlu olacağını vurguladı.
Ekonomik uygulamaların yatırım ve üretimi harekete geçirmemesi, işsizliği çözmemesi, milletin ekonomik refahını artırmaması durumunun o ekonomi politikalarında bir yanlışlık olduğu anlamına geldiğini belirten Karamollaoğlu, şunları kaydetti:
"Son 10 yılda en fazla kar eden kuruluşlar, bankalar ise ve faiz lobisine son 10 yılda 700 milyar ödenmişse uygulanan politikalarda çok ciddi sıkıntılar var demektir. Şundan emin olunuz, bizim derdimiz makam derdi değil vatan derdidir. Hiçbir kimseye, hiçbir partiye, hiçbir görüşe karşı bir tutum içinde değilim.
Benim davam, Aşık Veysel'in dediği gibi, 'insanlık' davasıdır. Başka bir beklentim de yoktur. Şu fani dünyadan göçüp gittiğimde 'Vatanı, ülkesi için elinden geleni yaptı. Allah şahittir, bizler de şahidiz.' denirse benim için dünyanın en büyük onuru, şerefi bu olacaktır. Onun için 7'den 70'e tüm vatandaşlarıma sesleniyorum, gün bugün. Gün birlik olma, birbirimize saygıyla, sevgiyle yaklaşma, birbirimizin göz bebeğinin içine bakıp tebessüm edebilme günüdür. Gün, hiçbir parti, görüş, inanç, mezhep arasında ayrım yapmadan her bir insanımızın değerli olduğunu hatırlama, bunu birbirimize söyleme günü."
"Çocuklarımız, gençlerimiz geleceğe umutla baksın"Karamollaoğlu, "Gelin bir olalım, el ele verelim. İçine düşürülmüş olduğumuz bataklıktan birbirimize el atarak, umut olarak çıkalım. Gelin el ele verelim. Çocuklarımız, gençlerimiz geleceğe umutla baksın. Annelerimiz çocuklarının geleceğinden emin olsun. Çalışanlarımız korkusuz bir şekilde, endişe duymadan yastığa başını koysun." diye konuştu.
Memlekete hep birlikte sahip çıkma, bu gidişi değiştirme, huzur, barış, kardeşlik içinde yaşanan bir ülkeyi birlikte inşa etme çağrısını yapan Karamollaoğlu, birlikte başarılacağına inandığını sözlerine ekledi.
Muhabir: Burcu Çalık