"ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA DAHA FAZLA TROPİKAL HASTALIK UZMANINA İHTİYAÇ DUYACAĞIZ"
YDÜ, Yakın Doğu Enstitüsü tarafından düzenlenen Güvenlik Akademisi Sertifika Programı kapsamında İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği ve Afet Yönetim Merkezi Öğretim Üyesi ve İstanbul Valiliği Afet ve Acil Durum Yönetimi Danışmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu “Küresel Isınmanın Jeopolitik ve Jeostratejik Yansımaları” başlıklı bir seminer verdi.
Küresel iklim değişikliği ile güvenlik ve strateji ilişkisini irdeleyen Kadıoğlu, “Bizde önleyici stratejiler zayıf. Türkiye ve KKTC’de daha çok kriz mantığı hakim. Kriz masaları, kriz komiteleri uygulamaları bu mantığın bir ürünüdür. Birleşmiş Milletler son 20 yıl içinde Afrika’da kriz yönetiminden risk yönetimine geçiş kampanyaları, politikaları uyguluyor. Kriz yönetiminde de bilgi toplumu olmak, bilgiyi üretmek ve üretilen bilgiyi kullanmak gibi bir derdimiz ve alışkanlığımız olmalı. Eski usul gördüğümüz şeyleri sorgusuz sualsiz, devam etmemeliyiz. Sağlık konusunda iklim değişikliği ile beraber tropikal hastalıklarda patlama var. Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesini Dünya Sağlık Örgütü tropikal hastalıkların arttığı bölge olarak işaretlemiş durumda. Biz tropik bölgede değiliz ama tropikal hastalık polikliniklerine ihtiyacımız oluşmaya başladı. Önümüzdeki yıllarda daha fazla tropikal hastalık uzmanına ihtiyaç duyacağız. Bunlar küresel ısınma ve iklim değişikliğinin önemli sonuçları olarak halk güvenliği alanında da karşımıza çıkıyor.” dedi.
"AVRUPA’NIN EN BÜYÜK KORKUSU İKLİM GÖÇÜ"
İklim göçünün milli güvenlik açısından önemini vurgulayan Kadıoğlu, “Göçmen problemini Suriye’den sonra Avrupa gördü. Avrupa’nın en büyük korkusu Magrip bölgesinden ve Türkiye üzerinden büyük bir iklim göçüydü. Bu göç farklı nedenlerden ötürü şimdi Suriye’den geldi. Avrupa Birliği Kyoto Protokolü’nün uygulanmasının iklim değişikliği konusunda atılan adımların çok büyük şampiyonudur, çünkü Avrupa’nın güneyinde de bu problemin artacağını bekliyorlardı. Kaynaklar azalacağı için Avrupa’nın bu kadar gerçek olan bir göç salgınını kaldıramayacağını düşünüyorlardı. Bu yüzden Avrupa Birliği ülkeleri Kyoto’yu çok önemsiyorlar. Bu iklim göçmenlerinin problemleri Avrupa’da iklime bağlı olarak artacak” dedi.
"İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ULUSAL GÜVENLİK PROBLEMİNİ ARTTIRIYOR"
Sözlerine iklim değişikliğinin etik boyutunun altını çizerek devam eden Kadıoğlu, “İklim değişikliği ulusal güvenlik problemini arttırıyor, barışı tehdit ediyor, Güney- Kuzey arasındaki problemi büyütüyor. Çünkü küresel olarak iklim değişikliğine Kuzey sebep oluyor, Güney zarar görüyor. Bu durum adil değil, zarar verenle zarar görenler farklı. Burada etik çözüm aramamız lazım. Etik nedir? İnsanca ve yaşam için doğru. Burada ahlak ile etiği de birbirinden ayırt etmemiz lazım. Ahlak yerel olarak değişiyor. Etik ise uluslararası doğrular ve kabulleri ifade ediyor. Bizim de Türkiye ve KKTC olarak etik yaklaşımımız lazım. Bunun için Birleşmiş Milletler ‘de zarar için, ziyan ve sorumluluk gibi başlıklar var, ama bunu nasıl dağıtacağız bunların karar verilmesi gerekiyor. Çözümle ilgili olarak bilimsel belirsizliklerden mi başlayacağız, ulusal ekonomiye maliyetini mi düşüneceğiz, bağımsız hareket etmeme durumunu nasıl yöneteceğiz, yeni teknoloji potansiyelini nasıl kullanacağız gibi soruları yanıtlamamız gerekiyor” dedi. Programın soru cevap bölümünden sonra YDÜ Yakın Doğu Enstitüsü Müdürü Doç.Dr.Umut Koldaş, Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’na teşekkür belgesi takdim etti.
YDÜ Yakın Doğu Enstitüsü “Güvenlik Akademisi Sertifika Programı”nda alanlarında uzman akademisyenler, bürokratlar, karar alıcılar, politika yapıcılar, diplomatlar katılıyor. Program her Cumartesi Saat 10:00’da Yakın Doğu Üniversitesi Büyük Kütüphane Salon-4’de gerçekleştiriliyor.
Kaynak: IHA
dikGAZETE.com