Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yapılacak olan 2016 Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) öncesinde, Yükseköğretime Geçiş Sınavında (YGS) başarı sağlayarak LYS’ye girmeye hak kazanan öğrenciler için heyecan gün geçtikçe tırmanıyor. Meslek seçiminin sonraki yıllarda hayal kırıklıklarına yol açmaması ve telafi edilebilir hale gelmesi için yapılması gereken en önemli adımlardan birinin LYS’nin bütün alanlarından sınava girmek olduğunu vurgulayan Maltepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Betül Çotuksöken, “Üniversite öğrenimi tam anlamıyla bir meslek seçimi olarak algılanabilir mi diye sormak lazım.
Çünkü insanlar zaman içinde kararlarını değiştirebilirler. Ancak yine de adayların hangi alanda eğitim alacakları, hangi alana kendilerini yakın hissedecekleri konusunda ciddi hazırlıklar yapması gerekiyor. LSY’nin bütün dallarından puan alan öğrenci daha avantajlı olacaktır. Üniversite öğrencisi olduktan sonra da belli kurallar çerçevesinde bölüm ya da program değiştirme şansları olduğu için alanlarla kuracakları ilişkiyi daha geniş tutabilmek, daha geniş alandan tercih ve seçim yapabilmek için elbette daha çok sayıda sınavın puanını elde etmiş olmaları büyük avantaj sağlayacaktır” dedi.
“ÇOK ÇALIŞMAK ŞART”
Hayatın her alanında başarı sağlamak için her zaman çok çalışmak, emek vermek, çaba harcamak gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Çotuksöken, “Yaşamda başarıya ulaşmış olan kişilerin verdikleri cevaplar hep böyledir. Gerçekten yaşam boyu çalışmak gerekiyor. Çok ciddiye almak gerekiyor bu işleri. Dolayısıyla LYS öncesinde çalışma tempolarını, heyecanlarını çok da abartmadan ama mutlaka devam ettirmeliler. Heyecansız bir şey olmaz. Yemek yemek için bile iştah gerekiyor. Ders çalışmak da böyle. Bu çalışmalarını düzenli bir şekilde yürütüp bilgi birikimlerini de tekrar tekrar gözden geçirdikten sonra LYS’de umuyorum herkes çok başarılı olacaktır” diye konuştu.
“YERLEŞKE VE KAMPÜSLERİ ZİYARET ETMEDEN KARAR VERMEYİN”
Üniversite yaşamının en büyük avantajlarından birinin kampüsler ya da yerleşkeler olduğunu belirten Çotuksöken, açıklamalarına şöyle devam etti: “LYS’nin hemen ardından iyi bir dinlenme dönemi ve yavaş yavaş üniversite yerleşkelerini ziyaret etme dönemi başlayacak. Hangi mekânlarda hangi ortamlarda okumaya aday oldukları konusunda bir öngörüde bulunmaları çok önemli. Web sayfaları elbette çok aydınlatıcı ama adayların gelip kampüsü bizzat deneyimlemeleri gerek. Bu çerçevede vakıf üniversitelerinde liselilere yönelik çeşitli olanakların sunulduğu ve hem derslerle buluştukları hem atölye çalışmalarının yapıldığı yaz okulları var. Örneğin Maltepe Üniversitesi’nde bu yaz okullarına gelerek hem bir hafta kalabilirler hem de burada daha yakından kimlerle beraber üniversite eğitimini sürdüreceklerini, üniversiteyi nasıl yaşayacaklarını baştan deneyimleyebilirler. Biz, adaylara lise yıllarından itibaren ulaşma konusunda çok deneyimli bir üniversiteyiz. Yıl boyunca ‘Tadımlık Dersler’ adı altında, ‘Yükseköğretime Dokunmak’ adı altında farklı çalışmalar kapsamında liselilerle buluşuyoruz. Adaylar, benim ve bütün akademisyen arkadaşlarımın derslerine girebiliyorlar, atölyelere katılabiliyorlar. Hangi alanlarda eğitim almak istiyorlarsa onları o alanlarla buluşturuyoruz. Her zaman onları kucaklıyoruz. LYS’den sonra Maltepe Üniversitesi Yaz Okuluna gelirlerse burada 17-24 Temmuz tarihleri arasında toplam 7 gün olmak üzere, bizlerle üniversite yaşamını paylaşabilirler. Liseliler için son derece değişik, heyecan verici bir program hazırladık. Onları Marmara Eğitim Köyünde, yerleşkemizde ağırlamak isteriz.”
Kampüs yaşamının avantajlarına da değinen Çotuksöken, “Kampüs kelimesi her şeyden önce anlam olarak bir bakıma üniversite sözcüğü ile bağlantılı. Üniversite sözcüğü ise ‘universitas’tan geliyor; bu sözcüğün temel anlamı da Latincede ‘bütünlük’. Kampüste ya da yerleşkede öğrenci bu bütünlüğü görüyor ve yaşayabiliyor. Alanlar arasında geçişler, fakültelerin ve öğrencilerin alanlar arasında birbirlerine ulaşabilmesi son derece önemli bir nokta üniversite yaşamında. Ayrıca Maltepe Üniversitesi olarak, üniversiteyle farklı sektörleri de bir araya getiriyoruz. Daha önce Rektörümüz Prof. Dr. Şahin Karasar’ın da dile getirdiği gibi “saha tecrübesi” güçlü olan akademisyenleri tercih ediyoruz. Dolayısıyla burada büyük bir deneyim birikimi var. İstiyoruz ki öğrencilerimiz de bu deneyim birikimine ortak olsunlar. Üniversitemizde çok sayıda araştırma ve uygulama merkezi var. Bu merkezlerde de öğrencilerimizle birlikte çalışıyoruz. Öğrencilerimiz, merkezler aracılığıyla da kamu kurumlarının ve çeşitli sektörlerin temsilcileriyle sürekli olarak bir araya geliyorlar ve hayata hazırlanıyorlar” diyerek LYS’ye girecek öğrencilere başarılar diledi.
dikGAZETE.com