ANKARA
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 152'si asker, 3'ü sivil 155 sanık hakkında açılan davanın görülmesine sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediliyor.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi kampüsündeki duruşma salonunda görülen davada, savunma yapan eski binbaşı Ahmet Sereyim, görev yerinin Malatya olduğunu, tatildeyken 14 Temmuz'da eski binbaşı Mehmet Şamcı'nın çağırması üzerine Ankara'ya geldiğini söyledi.
Sereyim, Kara Havacılık Komutanlığı'ndan Akın Üssü'ne helikopterle gittiğini belirterek, yaşananların darbe girişimi olduğunu sabah saatlerinde öğrendiğini öne sürdü. İstemeyerek olayların içinde kaldığını ve darbe girişimine hazırlık amacındaki toplantılara katılmadığını iddia eden Sereyim, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Malatya'daki birliğine Ankara'ya çağrıldığı konusunda bilgi verip vermediği sorulan Sereyim, "Amirlerimize haber verileceği söylendiği için ben aramadım." savunmasını yaptı.
Akın Öztürk'ü Başbakanla görüşmeye götürecekmiş
Sanık Gürçay Baylar, 1999'da Teğmen rütbesiyle Kara Harp Okulu'ndan mezun olarak mesleğe başladığını, 15 Temmuz öncesinde arama kurtarma bölük komutanı olarak görev yaptığını dile getirdi.
Sanık Baylar, darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'dan kısa süre önce eğitim uçuşu için Ankara'dan çağrıldığını, Malatya'daki birliğinden resmi prosedürlere uygun şekilde görevin kendisine tevdi edildiğini bildirdi.
Malatya'dan helikopterle Ankara'ya geldiğini ve 2 gün simülatör uçuş eğitimine devam ettiğini aktaran Baylar, 15 Temmuz'da kurs bitiminden sonra ödünç aldığı arabayla Kara Havacılık Komutanlığından ayrıldığını söyledi.
Bir süre Ankara'da gezdikten sonra birliğe döndüğünü bildiren sanık Baylar, firari sanık Özcan Karacan'ın kendisine Kara Kuvvetleri Komutanı'nın birlikte olduğunu, terör saldırısı olduğu gerekçesiyle helikopterleri çalıştırarak, hazır beklemesini istediğini öne sürdü.
İlerleyen saatlerde helikopterle Akıncı Üssü'ne gittiklerini, burada Genelkurmay'a saldırı olduğu yönünde konuşmalar duyduğunu iddia eden Baylar, helikopterin yanından ayrılıp filo binasına gittiğinde eski Yüksek Askeri Şura Üyesi ve darbe sanığı Akın Öztürk ile karşılaştığını aktararak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Filo binasına giderken kapıda Akın Öztürk'ü gördüm. Genelkurmay başkanının emriyle Başbakan ile görüşmeye gideceğini, helikopter hazırlamamızı söyledi. Kısa süre sonra kalkış yaptık ama helikopter arıza yaptı, 300-400 metre sonra iniş yaptık. Bu sırada savaş uçakları çevremize atışlar yapıyordu. Akın Öztürk bize ikinci helikopteri hazırlamamızı söyledi. Savaş uçaklarının bizi vurabileceğini söyledim. Bunun üzerine bina içerisine gittik. Orada askeri savcılığın Akıncı'ya gelerek inceleme yapacağı söylendi. Ben de suçsuz olduğum, bir olaya karışmadığım için bekledim. Öğle saatlerinde askeri savcılar geldi, silah ve malzemelerimizi teslim aldılar."
İddianamedeki FETÖ üyeliği ve kullandığı helikopterle "Yurtta Sulh" parolasını kullanarak Akıncı Üssü'ne indiği iddialarını kabul etmeyen sanık Baylar, tahliye talebinde bulundu.
Tuğgeneralin kullandığı helikopterle Akıncı'ya gitmişler
Eski Teğmen Bilal Bozduğan, darbe girişiminden sorumlu tuttuğu FETÖ ve diğer askeri personelden şikayetçi olduğunu ifade etti. Bozduğan, 15 Temmuz'da Genelkurmay'a saldırı olduğu, Kara Havacılık'a da saldırı olabileceğinin söylenerek amiri tarafından dış cephe nöbeti tutması emri verildiğini belirtti.
Yaşanan hareketliliğin sebebini öğrenmek için telefonuna baktığında Orgeneral Ümit Dündar'ın askeri personelin kışlaya dönmesi çağrısını duyduğunu kaydeden Bozduğan, birliğinde darbeye iştirak faaliyeti olmadığını ve kanunsuz bir emir verilmediğini savunarak sabaha kadar nöbetine devam ettiğini ileri sürdü.
Sabah saatlerinde sanıklardan Kara Havacılık Okul Komutanı Tuğgeneral Ünsal Coşkun'un kullandığı helikopter ile Akıncı Üssü'ne gittiklerini kaydeden Bozduğan, şöyle devam etti:
"Akıncı'ya indikten sonra çok sayıda rütbesi ve isimliği sökülmüş askeri personel vardı. Ben ilk defa bu kadar farklı birlikten askeri bir arada gördüm. Kendi aralarında konuşmalarda 'gerekirse polislerle çatışırız' diyorlardı."
İddianamedeki darbe girişiminde yer aldığı suçlamasını kabul etmediğini ve Akıncı Üssü'ne gittikten kısa süre sonra suça bulaşmamak için oradan ayrıldığını belirten Bozduğan, sonraki gün kendi isteğiyle gittiği birliğinde gözaltına alındığını ve tutuklandığını anlattı.Muhabir: İsmet Karakaş, Ertuğrul Subaşı
dikGAZETE.com