?>

Petrol şirketlerinin "göz boyayan" politikalarından iklim krizine 'sıfır' katkı

Petrol şirketlerinin ürün ve politikalarının çevre üzerindeki etkilerini tüketicileri yanıltarak "çevre dostu" olarak tanımlamaları "yeşil aklama" şeklinde nitelendiriliyor

Ekonomi - 3 ay önce

Ankara

İklim değişikliğinin çözümünde oklar başta petrol şirketleri olmak üzere krizin sorumlularına yöneliyor. Şirketler, bu konuda sorumluluk almaya, karbon salımlarını azaltmaya ve sürdürülebilir politikalara geçmeye söz verirken, aynı zamanda "mış gibi" yapmakla suçlanıyor.

AA muhabiri, "Yeşil Kapitalizm" başlıklı dosya haberin son bölümünde (üçüncü), petrol şirketlerinin iklim politikalarından "yeşil aklamaya" ve bunların iklim krizinin çözümüne etkisi konusunda uzmanlarla görüştü.

Bir kuruluşun çevre üzerindeki etkileri konusunda tüketicileri yanıltmasına ve kendini "çevre dostu" olarak tanıtmasına "yeşil aklama" deniyor. Yeşil aklama, şirketlerin tüketicileri "çevre dostu, geri dönüştürülebilir" ürünler sunarak çevreye yardımcı olduklarına inandırmaya odaklanıyor. Bu bağlamda pek çok kesim, şirketleri "çevre dostu" sözlerini tutmaması ve insanları aldatarak tamamen kendi ceplerini düşünmesi nedeniyle eleştiriyor.

Bu şirketleri eleştiren kişiler, ürünlerde kullanılan "geri dönüştürülmüş ve doğal" ibarelerin birçoğunun "dikkat dağıtma stratejisi" ve yeşil aklama olduğunun unutulmaması gerektiğini savunuyor.

Mısır'ın Şarm El-Şeyh kentinde 2022'de düzenlenen COP27 (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansı), ABD merkezli ünlü bir gazlı içecek üreticisi şirket sponsorluğunda yapıldı. Oysa ki Ellen MacArthur Vakfı tarafından hazırlanan rapora göre, bu şirket, şişe ve ambalajları için her yıl yaklaşık 3 milyon ton plastik kullanıyor. Bu sponsorluk yeşil aklama olarak adlandırılırken, aktivistler bunun iklim zirvesinin çıkarlarına aykırı olduğunu düşünüyor.

Avrupa Komisyonu'nun araştırmasında, şirketlerin "yeşil çözümlerinin" yaklaşık yüzde 53,3'ünün "muğlak, yanıltıcı ya da asılsız" olduğu tespit edilirken, şirketlerin yaklaşık yüzde 40'ının da bu çözümlerin ne kadar uygulanabilir olduğunu ispatlamadığı anlaşıldı.

Araştırmada, bu şirketler için ortak kurallar olmamasının yeşil aklamaya yol açtığı ve gerçekten çevreyi düşünen şirketler için adil olmayan bir pazar oluşturduğuna dikkat çekiliyor.

"Kendi çıkarlarına hizmet etmek için çalışıyorlar"

Uluslararası sivil toplum kuruluşu Global Witness'ta Fosil Yakıtlar Kampanya Lideri Alice Harrison, AA muhabirine, özellikle fosil yakıt şirketleri başta olmak üzere büyük firmaların iklim krizinin çözümüne yardım sağladıklarını iddia ederek, aslında yaptıklarının "yeşil aklama" olduğunu söyledi.

Londra merkezli düşünce kuruluşu Carbon Tracker Petrol, Gaz ve Maden Birimi Yöneticisi Mike Coffin de petrol şirketlerinin iklim politikalarıyla soruna katkıda bulunan ticari faaliyetlerinin etkilerini bir şekilde azaltmaya çalıştıklarını ancak bu şirketlerin aktif olarak iklim değişikliğini çözmediğini dile getiriyor.

Fosil yakıt kullanılarak üretilen ürünlerin "çevre dostu, sürdürülebilir ya da yeşil" olarak paketlendiğini anlatan Harrison, tüketicilerin bu ürünleri satın aldığında kendilerini daha iyi hissetmesine neden olduğunu belirtiyor. Harrison, bu sayede yeşil aklamanın aynı zamanda firmaların kendilerine daha fazla yatırımcı çekmesi için kullanıldığını anlatıyor.

Yatırımcıların büyük petrol şirketlerinin "yeşil" ifadelerine aldanıp bu şirketlere yatırım yaptığını savunan Harrison, şirketlerin yeşil aklama kullanmasının tamamen stratejik bir seçim olduğunu değerlendiriyor.

Harrison, Global Witness'ın son birkaç yıldır Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansı'na (COP) katılan fosil yakıt endüstrisine çalışan lobicilere ilişkin araştırma yaptığına dikkati çekerek, "Yalnızca geçen sene bu şirketlerden 600'den fazla temsilci iklim müzakerelerine katıldı." dedi. Harrison, bu tür katılımcıların kararları sulandırarak, iklim krizinin çözümünün aksine yol aldığını iddia ediyor.

Sera gazı salımlarını azaltmak amacıyla Kyoto Protokolü'nün imzalanmasıyla gündeme gelen "karbon kredisi" hakkında bazı uzmanlar bunun da bir yeşil aklama olduğu görüşünde. Harrison da karbon kredileri denkleştirmenin bazı şirketler için iş modeli olduğunu ve bazı akaryakıt devi şirketlerin de böyle bir stratejisi olduğunu kaydediyor.

Ülkelerin ya da kuruluşların atmosfere saldığı karbon miktarını dengelemek için salınımları azaltan veya karbonu yakalayan projelere yatırım yapmasına "karbon kredisi denkleştirme" deniyor.

Şirketlerin karbon kredisi denkleştirme politikaları hakkında Harrison, "Bu politikaya sahip şirketler yalan söylüyor ve iklim krizinin çözümünü engelliyor. Bu eylemler de yeşil aklamanın bir türü." görüşünü savunuyor.

Harrison, fosil yakıt şirketlerinin güneş enerji santralleri ya da elektrikli araç reklamları asarak kendilerini çevre dostu gibi göstermeye çalıştığını vurgulayarak, "Bu alanlara yaptıkları yatırım, toplam yatırımlarının çok küçük kısmı. Gerçekte petrol ve doğal gaz işindeler. İklim krizinin temel nedeni de bu." değerlendirmesinde bulunuyor.

Mike Coffin ise karbon denkleştirme gibi şirketlerin çevreye verdikleri zararlı etkileri azaltmaya çalıştıklarını ancak bunu mevcut çevre politikaları çerçevesinde yatırımcılarına en fazla karı kazandıracak şekilde yapmaya çalıştıklarını söylüyor.

Net sıfır emisyon hedefi "düpedüz yeşil aklama"

İklim değişikliğine ilişkin araştırmaların birçoğu krizin etkilerinden kaçınmak için 2030'a kadar karbon salımlarını yarı yarıya azaltmaya ve 2050'ye kadar da salımları tamamen sıfırlamaya işaret ediyor.

Harrison bu hedefin "düpedüz yeşil aklama" olduğunu öne sürerken, detaylı bakıldığında "net sıfır taahhüdünün" belirsiz olduğunu ifade ediyor.

Coffin karbon ayak izlerini azaltmaya çalışan şirketler hakkında emisyon yoğunluğunun bir nevi ayak izi olduğunu ifade ederek, "Karbon ayak izi ölçümünüz varsa ve enerji üretiminize yenilenebilir enerji kaynakları eklerseniz, emisyon yoğunluğunuz düşecektir." şeklinde konuşuyor.

Net sıfır hedefi için uyulması gereken "standart bir şablon olmadığına" dikkati çeken Harrison, "Şirketler böyle sözler verirken çok büyük iddialarda bulunmakta özgür. Ancak bu sözleri nasıl yerine getirecekleri sorulunca cevap alamazsınız." diyor.

Özellikle yeşil aklama yapan şirketlerin çokça kullandığı karbon dengeleme konusunun sorunlu bir alan olduğunu belirten Harrison, şirketlerin karbon salımlarını dengelemek için dünyanın ormanlık bölgelerine yatırım yaptığını ancak ağaçların daha sonra kesildiğini ve yine sorunun en başına dönüldüğüne işaret ediyor.

"Zengin Küresel Kuzey şirketlerinin, Küresel Güney'de karbon dengeleme sıkıntısı çıkardığına ve arazi gaspının yaşandığına" dair birçok örnek olduğunu dile getiren Harrison, sözlerine şöyle devam ediyor:

"(Küresel Kuzey şirketleri) Yerli toplulukların, arazileri için yerlerinden edilmesi sayesinde oralara ağaç dikilebildi. Verilen tüm dengeleme taahhütlerine bakarsanız, ihtiyaç duyulan kadar ağaç dikmek için yeterli arazi olmadığını anlarsınız. Bu konuda, karbon sömürgeciliğinden de sıkça bahsediliyor. Bu da yine kuzeydeki zengin şirketlerin güneyde sorun çıkararak emisyonlarını dengelemelerine izin veren bir tür yerinden etme anlamına geliyor. Ayrıca, bu nedenle güneydeki şirketlerin kendi emisyonlarını azaltmaları daha da zorlaşıyor. (Karbon dengeleme) Çok sorunlu bir konu."

Coffin ise şirketlerin karbon salınımı ve dengelenmesi konusunda ticari faaliyetlerden kaynaklanan mutlak emisyonların, denge sağlanmadığı sürece artabileceğini dile getiriyor.

Şirketlerin mevcut üretimden ziyade metan ve diğer operasyonel emisyonlar üzerinde çalışması gerektiğine dikkati çeken Coffin, petrol şirketlerinin fosil yakıt üretimini zaman içerisinde azaltmayı planladıklarını ve bu nedenle yeni projelere çok kısıtlı veya hiç yatırım yapmadıklarını vurguluyor.

Coffin, "Bazı (akaryakıt) şirketler, petrol ve gaz üretimlerinin zaman içinde azalmasını beklediklerinin sinyalini verdiler, bazıları ise yatay seyredeceğine işaret etti." bilgisini paylaşıyor.

Doğal gaza yapılan yatırımların yenilenebilir olarak nitelendirilmesi "son derece sorunlu"

Greenpeace, 10 Avrupalı şirketin 2022'de yıllık raporlarını analiz etti. Raporda, şirketlerin ürettiği yenilenebilir enerji miktarı, kendi petrol ve doğal gaz üretimleri yoluyla sağladıkları enerji miktarıyla karşılaştırıldı. Rapora göre, şirketlerin "yeşil enerjiye" yaptığı yatırımlar yıl boyunca fosil yakıtlara yapılanların çok daha altında kaldı.

Coffin, fosil yakıt kullanımını azaltma taahhütlerine rağmen Kuzey Amerika merkezli petrol şirketlerinin hala büyüme stratejisi izlediğini belirtiyor.

Her halükarda temiz enerjiye geçişin gerçekleştiğini ifade eden Coffin, "İklim değişikliğinin fiziksel etkileri daha da fazla hissedildikçe, kimin hatası olduğuna bakılmaksızın, tüketimi azaltmak için daha fazla eyleme geçilecektir." diyor.

Coffin, uzun vadede emtia fiyatları düştükçe şirketlerin gelir kaybedeceğine, kazanç sağlayamayan petrol şirketlerinin yeni alanlara yatırım yapacağına işaret ediyor.

Harrison da bu konuda yakıt şirketlerinin yeşil aklama yapmakla suçlandığı birçok örneği olduğuna dikkat çekerken, "Global Witness, kısa bir süre önce ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonuna (SEC) büyük bir akaryakıt şirketi aleyhine şikayette bulundu. Bu şikayet, ilgili şirketin yıllık harcamalarının yüzde 12'sini yenilenebilir enerji adlı bir bölüme yatırdığı iddiasına dayanıyordu." tespitinde bulunuyor.

Konunun detayına indiklerinde yüzde 12’nin büyük bir kısmının aslında doğal gaz yatırımına gittiğini bulduklarını belirten Harrison, doğal gazın küresel ısınmaya en fazla yol açan metan içerdiğine dikkat çekiyor.

İngiltere Reklam Standartları Kurumu (ASA), dünya akaryakıt devlerinden biri olarak nitelendirilen bu şirketin "temiz" reklamlarının "yanıltıcı" olması nedeniyle ülkede reklamlarının gösterilmesini yasakladı. Şirket, 2022'deki 25 milyar dolarlık bütçesinin yaklaşık üçte ikisini petrol ve doğal gaz üretimine harcadı. Buna karşın yenilenebilir enerji ve elektrikli araçların şarjına ise yaklaşık 4,3 milyar dolar yatırım yaptı. Aynı zamanda şirketin 2050’ye kadar net sıfıra ulaşma hedefi var.

Harrison, doğal gaz ile ilgili faaliyetlere yapılan yatırımların "yenilenebilir" olarak nitelendirilmesinin "son derece sorunlu" olduğunu vurgulayarak, bu tür yeşil aklamaların özellikle petrol şirketlerinde çok sık görüldüğüne ve bu şirketlerin "yeşil dönüşüme" katkılarını ciddi şekilde abarttığına işaret ediyor.

Öte yandan ilgili şirketin Üst Yöneticisi, 2030'a kadar her yıl petrol üretimini yüzde 2'ye kadar azaltma hedefinin tamamen rafa kaldırıldığını duyurdu. Şirket yetkilisi kamuoyuna yaptığı açıklamada, petrol ve doğal gaz üretimini kesmenin "tehlikeli ve sorumsuzca" olacağını vurgulayarak, yenilenebilir enerjiye geçisin yeterince hızlı olmadığını ve dünyanın bunlara ihtiyacı olduğunu savundu.

Harrison da bu karar nedeniyle her yıl 29 milyon ton daha fazla karbon salımı yapılacağını belirterek "Bu Danimarka'nın her yıl saldığı karbon kadar. Açıkça ifade ettikleri gibi bu kararı petrol ve doğal gaz şu anda çok karlı olduğu için aldılar. Eğer bir iş karlı değilse onu yapmazlar." dedi.

Coffin, petrol şirketlerinin gerçekten iklim değişikliğinin çözümü için çalışmadığını vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti:

"Bazıları, faaliyetlerinin yarattığı etkiyi azaltmayı planlıyor. Bazı Avrupalı uluslararası petrol şirketleri de üretimlerini azaltmak için adımlar atıyor. Ancak iklim değişikliğini önlemek için mi yapıyorlar yoksa temiz enerji dönüşümünün gerçekleşmekte olduğuna ve dolayısıyla yeni projelere daha fazla yatırım yapmanın hissedarlarına kar sağlamadığına inandıkları için mi yapıyorlar? Her halükarda ikisi de iyi motivasyon."

Öte yandan AA muhabiri, fosil yakıt şirketlerinin küresel ısınmadaki rolü ve iklim politikaları hakkında bilgi almak üzere Avrupa ve ABD merkezli enerji ve akaryakıt devi olarak tanımlanan şirketlere ulaşarak iddialarla ilgili görüşlerine başvurdu ancak şirketlerin bir çoğu yanıt vermedi bazıları ise doğrudan röportaj vermeyi reddetti.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com

Haftanın Öne Çıkanları

Rus siyasi uzman Markov: Pavel Durov’u ABD istihbaratı tutukladı

2024-08-26 02:22 - Özel Haber

Almanya’da düzenlenen bıçaklı saldırıda ölenlerin olduğu bildirildi

2024-08-24 00:43 - Dünya

Adalet Bakanı Tunç, Vaniköy'deki izinsiz inşaata ilişkin soruşturma başlatıldığını bildirdi

2024-08-22 13:32 - Gündem

Beyoğlu'nda 9 katlı otelde çıkan yangın söndürüldü

2024-08-23 00:13 - Asayiş

Lübnan'dan gün boyu 100 roket atılması sonucu İsrail'in kuzeyindeki birçok bölgede yangın

2024-08-23 23:33 - Dünya

Almanya’da bıçaklı saldırıda en az 3 kişinin öldüğü bildirildi

2024-08-24 01:18 - Dünya

Paraşüt eğitmeni, kız arkadaşına gökyüzünde evlenme teklifi yaptı

2024-08-27 16:47 - Çevre-Hayat

Rusya, Gazze'de ateşkes için Güvenlik Konseyi'nde onaylanan belgenin uygulanmamasını eleştirdi

2024-08-23 02:18 - Dünya

UEFA Konferans Ligi play-off turu ilk maçları tamamlandı

2024-08-23 00:23 - Spor

Hakkari kırsalında mühimmat ve patlayıcı düzenekleri ele geçirildi

2024-08-21 23:58 - Asayiş

İlgili Haberler

Borsa günü düşüşle tamamladı

18:23 - Ekonomi

Libya’nın petrol ve gaz üretimi yükselmeye devam ediyor

20:38 - Ekonomi

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, İSO ve İTO'yu ziyaret etti

19:27 - Ekonomi

Bosna Hersek, Türkiye'den Bayraktar TB2 alımı için müzakere aşamasında

18:47 - Ekonomi

Bakan Yumaklı, TOBB üyelerine damızlık et işletmesi kurmaları çağrısında bulundu

17:52 - Ekonomi

Günün Manşetleri

İsrail kabinesinin onay verdiği Lübnan'daki ateşkesin sabah yürürlüğe girmesi bekleniyor

00:03 - Dünya

Milli Savunma Bakanı Güler: 40 tane F-16 Blok 70 Viper uçağı alacağız

23:57 - Siyaset

Bolu Dağı Tüneli çıkışında meydana gelen kazalar sebebiyle ulaşım aksadı

23:53 - Asayiş

TOKİ Şanlıurfa'da 1398 konutu hak sahiplerine teslim etti

23:48 - Gündem

Bakan Fidan, Cezayir Dışişleri Bakanı ve Bangladeş geçici hükümeti Dışişleri Danışmanı ile görüştü

23:28 - Siyaset